Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Karaman'da, "Her şeyimize girdiler, haremimize varıncaya kadar girdiler. Haremimizin, eşlerimizin
giyim kuşamına varıncaya kadar, konuştular. Ama biz kimsenin, eşiyle, giyimiyle kuşamıyla, uğraşmıyoruz. Niye? Bu
ülke gerilmesin." şeklindeki sözlerine
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı
Muhsin Yazıcıoğlu destek verdi.
Anayasa'nın 101 ve 102. maddeleri gereğince cumhurbaşkanlığı
seçiminde bir kişinin eşinin başörtülü olup olmadığına b
akılmadığını söyleyen Yazıcıoğlu, bazı çevrelerin bunu bilinçli olarak yaptığını kaydetti.
Karadeniz gezisi öncesinde
Samsun North Point Otel'de
basın toplantısı düzenleyen Yazıcıoğlu,
aile hayatının çekişme ve
tartışma konumuna getirmenin doğru olmadığını söyledi. Laik ve demokratik bir ülkede
inanç özgürlüğü olduğunun altını çizen Yazıcıoğlu, "İnsanlar inancını korku duymadan ifade edebilir ve yaşayabilir. Konunun
Cumhurbaşkanlığı seçimi ile bir alakasının olmaması lazım. Seçim konusunda Anayasa bütün
kuralları ortaya koymuş. Bu kuralları değiştirmek için mücadele ederiz. Ama bu
sistem değişene kadar mevcut olan sistem geçerli, meşrudur. Bu sistemde falanın hanımının başının örtüsü diye bir kural orada yoktur. Bunlar yanlış tartışmalar. Bunu bilinçli yaptıkları kanaatindeyim. " dedi.
Türkiye'de gerek cumhurbaşkanlığı gerekse
siyasi partiler seçimi konusunda mevcut sistemin yanlış olduğuna değinen
Muhsin Yazıcıoğlu, sistemin el birliği ile değiştirilmesi gerektiğini kaydetti. Seçim sisteminin millet iradesine dayanması gerektiğine işaret eden Yazıcıoğlu, "Demokrasiye milletin dışında kimse dokunamamalı. Sandık belirleyici olmalı. Seçim sistemi değişmezse bu şartlar altında cumhurbaşkanını
TBMM seçecek. Anayasa'da Cumhurbaşkanı'nın nasıl olacağı 101. maddede yazıyor. 102 maddede de seçimin nasıl yapılacağı yazıyor. Anayasaya göre bu meclis Cumhurbaşkanını seçer. Seçerse seçmiş olur. Ama bu sistemin yanlış olduğunu söylüyoruz. Neticede bu seçim meşrudur." diye konuştu.
İktidar ve muhalefetin Türkiye'yi iki kutup haline getirmek için zorladığını ileri süren Yazıcıoğlu, "Neden birileri tahtıravalliye oturuyor da bizi denge unsuru haline getirmeye çalışıyor.
Millet denge taşı, beyler tahtıravallinin iki ucuna oturacaklar, biri düşünce öbürü kalkacak. Ya kırk
katır ya kırt satır. Var mı böyle bir şey. Ülkeyi neden demokratikleştirmiyorsunuz. Neden Siyasi Partiler Yasası'nı, Seçim Kanunu'nu değiştirip, gerçek anlamda demokratik bir zemine oturtup idareyi millete vermiyorsunuz. Hem anamuhalefete, hem
iktidara hem de cumhurbaşkanına söylüyorum. Sizin gibi düşünmeye mecburmuyuz. Neden ısrarla
hile rejimiyle milleti aldatıyorsunuz. Neden illa gereceksiniz,
kavga edeceksiniz de milletin sırtında bilek güreştireceksiniz. Nedeni, iktidar olan muktedir değil, muhalefet ise demokratik değil. Sorun burda. Yapay olarak sorunu başörtüsüne indirmek Türkiye'de ısrarla iki kutup oluşturmaktır. Buna da kimsenin hakkı yok." şeklinde konuştu.
"BLAİR'İN ZİYARETİ, YUMUŞATMA OPERASYONU"
Türkiye'ye gelen
İngiltere Başbakanı Tony Blair'in ziyaretini de değerlendiren BBP lideri Yazıcıoğlu, ziyaretin
Avrupa Birliği (AB) görüşmeleri öncesinde hükümetin
Kıbrıs konusundaki tavrını yumuşatmaya yönelik olduğunu iddia etti.
Kıbrıs'ın AB'nin bir şartı haline getirildiğini vurgulayan Yazıcıoğlu, "AB'nin bizden istedikleri asla kabul edilemez. Bu istekleri kabul etmek demek, Kıbrıs'ı
tasfiye etmek demektir. Liman ve havaalanları açmak demek, Kıbrıs konusunda taviz vermektir. Bizi oyalayarak, kuşatmak istiyorlar. Tony Blair'in ziyareti de iktidarı yumuşatma operasyonudur. Türkiye'nin AB görüşmeleri çıkmaza girdiğinde aman diyorlar, iyi bir polis çıksın ortaya bunları biraz daha oyalayalım niyetindeler. Hedef Avrupa'nın kapısına, bahçesine sağlam kazığa bağlamaktır. Ortak bir dış
politika izlenmesinden yanayız. Kıbrıs ile ilgili iktidarın ortak bir akıl bulması lazım." ifadelerini kullandı.