Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (
AİHM)
Türkiye'yi mahkûm ettiren Fener Rum
Erkek Lisesi Vakfı'nın avukatı Gülten Altan,
davaya konu binanın
İşçi Partisi (İP) tarafından işgal edildiğini söyledi.
Üçüncü şahıslara geçen iki binasıyla AİHM'de açtığı davaya kazanan Fener Rum Erkek Lisesi Vakfı'nın avukatı Gülten Altan, devlet
azınlıklara ayrımcılık uyguladığı için istemedikleri halde AİHM'ye başvurmak zorunda kaldıklarını söyledi. Vakıf yöneticileriyle birlikte dün Divan Oteli'nde AİHM kararını değerlendiren Altan, vakfa 1953 ve 1956 yılında hibe yoluyla geçen iki taşınmaza, 1936 yılındaki '
vakıflar beyannamesinde' bildirilmedikleri gerekçesiyle 1996 yılında el konulduğunu hatırlatarak şöyle dedi: "Türkiye
Lozan Anlaşması'nın, azınlık haklarıyla ilgili maddelerini uygulamadı,
Türk vatandaşı olan gayrimüslimlerce kurulmuş vakıfları '
yabancı' ilan etti. Bu uygulamanın kaldırılması için dava açtık."
Bir dava daha geliyor
Altan, kararın
Ermeni Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı'nın da iki mülküyle ilgili AİHM'de görülen davaya da emsal oluşturabileceğini söyledi. Ermeni vakfının avukatı Diran Bakar da, biri Beyoğlu'ndaki eski İGS binası, diğeri de Kadıköy'deki ahşap bir binadan oluşan, 4.5 milyon YTL'lik iki taşınmazla ilgili karar beklediklerini kaydetti.
Altan, İP'in Deva Çıkmazı'ndaki binayı işgal ettiğini ve birçok
tahliye kararına rağmen boşaltmadığını öne sürdü. İP Genel Başkanı
Doğu Perinçek, partisinin il binasında dün yaptığı toplantıda, AİHM'nin kararıyla ilgili, "AİHM nedir? Bunların kararları Türkiye'de geçmez" dedi.
Tanımadığı AİHM'ye kendi de başvurmuştu!
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Fener Rum Erkek Lisesi Vakfı lehine verdiği karar üzerine 'AİHM'in kararı burada geçmez' diyen İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 1999 yılında kendisi için AİHM'e başvurmuş ve Türkiye'den tazminat almıştı.
Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan Sosyalist Parti'nin başkanlığını yapan Doğu Perinçek'in, 1991 yılında, yaptığı konuşmalarda 'devletin bağımsızlığı ve bütünlüğü aleyhine
propaganda yapmak suçundan' hakkında dava açılmış,
Ankara DGM, bu davayla ilgili olarak Perinçek'i 1995 yılında 2 yıl 4 ay
hapis cezasına çarptırmıştı. Yargıtay'ın bu cezayı 8 Temmuz 1998 tarihinde onamasından sonra, Perinçek, 28
Eylül 1998 tarihine kadar Haymana
Cezaevi'nde yatmıştı.
Perinçek 1999 yılında AİHM'e konuyla ilgili şikayet başvurusunda bulunmuştu. AİHM, 21 Haziran 2005 tarihinde Türkiye'yi Perinçek'e
mahkeme masrafları dahil toplam 16 bin 790
avro maddi tazminat ödemeye mahkum etmişti. Perinçek, Radikal'in, kendisinin bugünkü ve o zamanki tutumları arasında çelişki olup olmadığı yönündeki sorusunu şöyle yanıtladı:
"Bu konuda çelişki olduğunu söyleyenlere teşekkür ederim. Bu bir yorumdur. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus şudur:
Tazminat ayrı bir konudur. Mülkiyetin, malların nakli farklı konulardır. Bu ikisini karıştırmamak gerekir. Doğru olduğunu söyleyenlere de yanlış olduğunu söyleyenlere de teşekkür ederim. O zaman Türkiye benimle ilgili kararında bir yanlış yapmıştır. AİHM de Türkiye'yi tazminat ödemeye mahkûm etmiştir. Mülkiyetin nakli konusunda, Türkiye Cumhuriyeti'nin yargılaması esastır. O zaman eski İstanbul'un da Bizans'a verilmesi gerekir. Rumların burayı tekrar alması konusuna ancak Türk yargısı karar verebilir."