Erdoğan, bir özel televizyonun canlı yayınında ''
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a çok sıkı bir şekilde sahip çıktınız. Burada (surda delik açtırmam) mantığıyla mı hareket ettiniz, yoksa gerçekten Unakıtan'ın iftiraya uğradığını mı düşünüyorsunuz?'' sorusunu, şöyle yanıtladı:
''Bunların hepsi de var. Bir insanın görevi esnasında eksikleri, hataları olabilir. Bu her
bakan arkadaşım için ve şahsım için de söz konusudur. Ama bunları düzeltmemiz esastır. Aileler içinde de bu tür eksiklikler, noksanlıklar olabilir. Bunların giderilmesi esastır. Eğer bunlar o bakan arkadaşımın şahsında devlete zarar veriyorsa bunun üzerine ısrarla gideriz ve gereğini yaparız. Burada biz kar-zarar hanesine bakarız. Kar, devletten yana ağır basıyorsa burada biz ısrarlı oluruz. Ama medya kalkıp da talep ediyor diye ben hiçbir milletvekilimi, bakanımı, belediye başkanımı ve bürokratımı yedirtmem.
Bunu bilmeleri lazım.
Maliye Bakanı da bütün bu olanlardan ciddi manada rahatsızdır. Hatta bana gelip (
istifa edeyim) bile dedi. Burada zamanlamayı medya değil, arkadaşım kendi belirler ben belirlerim. Belge var mı? kanıt var mı? Yok. Kaç kere anlatıldı.''
Erdoğan, ''
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hilmi Özkök önce (Biz birinci
sınıf bir ülkeyiz. Masaya yumruklarımızla değil beynimizle vururuz) dedi. Sonra da başka bir açıklama yaptı. Ondan
sonra siz istihbarat daire başkanı Sabri Uzun'u görevden aldınız. Niçin?'' biçimindeki soru üzerine, ''
Genelkurmay Başkanımızın yaptığı açıklamayla bunun yakından uzaktan bir ilişkisi yok'' dedi. Özkök'ün demokratça bir ifade kullandığını, bundan daha açık, net ve güzel bir
mesaj olamayacağını belirten Erdoğan, ''Sayın Uzun bizim işbaşına getirdiğimiz bir arkadaşımız. Getirdiğimiz gibi alırız. Bu, bizim tasarrufumuzdur. Almamız gerektiği için almışızdır. Ne araştırma komisyonundaki ifadesi ne de başka yaklaşımlar bizi bu noktada etkilememiştir'' diye konuştu.
Bir başka soru üzerine, soldan bir siyasal partinin parlamentoda yerini almasını istediğini kaydeden Erdoğan, yaptırdıkları kamuoyu araştırmalarında AK Parti'nin güçlenerek yoluna devam ettiğini,
CHP dışında diğer partilerin barajın altında göründüğünü ifade etti. Erdoğan, ''Yeni bir siyasi partiden sözediliyor. Süleyman
Demirel, toplantılar yapıyor. Cumhurbaşkanını
halkın seçmesi gibi bir anayasa değişikliği gündeme gelirse bir tarafta Erdoğan bir tarafta da laik
oyları alan Demirel
aday olacak deniliyor. Demirel'i
rakip olarak görür müsünüz?'' sorusuna karşılık da, ''Sayın Cumhurbaşkanımızın emekliliğin tadını çıkarması lazım. Öyle zannediyorum ki; öyle yeni bir süreci zaten istemez. Bir duayen olarak kendisine sorulduğu zaman soruları cevaplar verecektir. Bir şekilde
Türkiye siyasetine katkıda bulunacaktır'' dedi.
MERKEZ BANKASI BAŞKANI SEÇİMİ
Merkez Bankası Başkanı seçimleriyle ilgili bir soru üzerine de Erdoğan, yeni ismi bu hafta içinde
Çankaya Köşkü'ne göndereceklerini kaydetti.
TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı'nın bu konudaki eleştirilerinin sorulması üzerine Erdoğan, tüzel kişilik olarak TÜSİAD ile bir sorunlarının olamayacağını kaydetti. TÜSİAD camiasının içinde olanlarla da bir sorun olmasını
istemediklerini belirten Erdoğan, ''Ancak TÜSİAD'ın başındaki olan arkadaşımızın bu tür açıklamaları, bir defa aramızdaki nezaket açısından doğru değil. Çirkinlik burada. Bu tasarruf, bu
yetki, bu hükümete aittir. Sizler
Başbakan'ı ziyaret ettiğiniz zaman geldiniz isim teklifinizi yaptınız. Şimdi bu teklifi yaptığınıza göre kalkıp da kamuoyu önünde bize yol gösterme yoluna gitmeniz bir defa yanlış. Böyle bir yetkiniz, hakkınız yok'' dedi.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
Bir başka soruyu yanıtlarken de
cumhurbaşkanını seçmenin bu TBMM'nin hakkı olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Bu parlamento bu cumhurbaşkanını seçmeyecek'' ifadesinin meclise saygısızlık olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi konusunda
Anavatan Partisi ile bir
işbirliği yapıp yapılamayacağının sorulması üzerine Erdoğan, ''Bunların hepsi olabilir de bugüne kadar bunlar gündeme geldiğinde şimdi bu ifadeyi kullananlar o zaman niye halka seçtirmediler. Bunu söyleyen sayın cumhurbaşkanı, kendisi, niye halkın oylarıyla gelmedi de meclisin oylarıyla geldi. O zaman niye demedi (hayır ben parlamentonun değil halkın seçimiyle gelmek istiyorum) Bana
helal, sana
haram'' diye konuştu.