İngiltere eski Başbakanı
Tony Blair,
Türkiye'yi dünyadaki en ilginç
ülkelerden biri olarak nitelendirerek, "Türkiye hızla değişen, iddialı, sıra dışı
ekonomik potansiyele sahip, dünyada giderek daha büyük rol oynayan, çok yetenekli ve müstesna insanlara sahip bir ülke" dedi. Tony Blair, "Dış dünyanın bugün Türkiye'ye daha önce hiç olmadığı şekilde odaklanmış durumda olduğunu" vurguladı.
Bilgi Üniversitesi'nde "
Küreselleşmenin Krizleri ve Fırsatları" başlıklı bir konuşma yapan Tony Blair, dünyanın daha önce hiç olmadığı kadar değişerek, karşılıklı bağımlılığın arttığına dikkat çekti. Dünyadaki sorunların küresel ve çok uluslu olması dolayısıyla çözümlerin de aynı türde olması gerektiğini ifade eden Blair, "Hiçbir ülke kendi sorunlarını ya da dünyanın sorunlarını tek başına çözemez. Küresel kurumlar ve ittifaklar bu zorluklara karşı başarı gösterecek kadar güçlü değil" diye konuştu.
Türkiye'de de ilerleme ve kendine güven anlamında büyük değişikliğe dikkat çeken Blair, bunun dünyadaki değişimin bir parçası olduğunu dile getirdi. Babası ile oğlunun dünyasını karşılaştıran Blair, teknolojinin hayatları değiştirdiğini ve dünyayı küreselleştirdiğini dile getirdi. Babasının zamanında dünyada ABD ve
Avrupa'nın etkin olduğunu ifade eden Blair, "Bugün güç, Doğu'ya doğru kayıyor" dedi. Çin'in yükselişi ve Arap Baharı'na atıf yapan Blair, bölgenin bir dönüşüm içerisinden geçmekte olduğuna dikkat çekti. Blair, bu dönüşümün aşırıcılığa teslim olmadan demokrasiyle sonuçlanmasının da bir meydan
okuma olarak karşılarına çıktığını ifade etti.
Ekonomik krizin, karşılıklı
bağımlılık teorisini haklı çıkardığını kaydeden Tony Blair, "Burada sorulması gereken soru şu? Devletler bir araya gelerek, bölgesel ve uluslararası ittifaklar marifetiyle bu meydan okumalarla başa çıkabilirler mi?" diye devam etti. Bu meydan okumaları ekonomik, kültürel ve siyasi olarak üç kısma ayıran Blair, dünya ekonomisini istikrara kavuşturmak için diğer
teknik önlemlerin yanı sıra Avrupa sosyal modelinde reform yapılması gerektiğini söyledi. Blair, ekonomiyi harekete geçirmek için mali krizi engelleme önlemleri yerine istihdam oluşturmanın birinci öncelik olması fikrini savundu.
Aşırı uçlarla mücadele için güvenlik önlemlerinin yanında kalpleri ve akılları kazanmanın önemine dikkat çeken Blair, yumuşak ve sert güçleri birlikte kullanmak gerektiğini dile getirdi. Blair, Afrika'daki ve diğer kıtalardaki ülkelerde insanlara, onları fakirlikten kurtararak fırsatlar oluşturacak programlara
destek verilmesinin zorunlu olduğunu vurguladı.
Küreselleşme sayesinde insanların şimdi her zamankinden fazla birbirleri içinde karıştıklarını dile getiren Blair, oğlunun
doğum günü partisine katılan arkadaşları arasında
Müslüman,
Yahudi, Hindu ve Hıristiyanları;
siyah, beyaz ve diğer ten renklerinden çocukların bir arada olduğunu vurguladı. Blair, bunu kültürel entegrasyonu bir tehdit olarak mı yoksa toplumu zenginleştirerek güçlendiren bir unsur olarak görüleceği meselesinin zamanın en büyük meselesi olacağını dile getirdi. Artık sağ-sol gibi siyasi ayrımların önemini yitirdiğini belirten Blair, 21. yüzyılda küreselleşmeye 'açık' ya da 'kapalı' olmanın temel mesele olacağını vurguladı.
Tony Blair, konuşmasının sonunda buraya Türkiye'nin başarılarını
tebrik etmeye, zamanın sorunlarıyla baş edebilecek gönül ve ruh olduğunu söylemeye geldiğini belirtti. Blair, "21. yüzyılı hepimiz için bir
adalet ve fırsat yüzyılı haline getirebiliriz ve getirmeliyiz" ifadelerini kullandı.