Papa 16. Benediktus'un
Türkiye yaptığı ziyareti de bu açıdan değerlendirmek gerektiğini ifade eden Çiçek, ''Son, Papa'nın Türkiye ziyaretini dahi bu açıdan değerlendirdiğimizde
Avrupa'nın Türkiye'nin önemiyle ilgili değerlendirmesini yeni baştan gözden geçirmesi lazım'' dedi.Çiçek,
Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çiçek, bir soru üzerine geçici işçilerin durumlarının toplantıda gündeme gelmediğini söyledi.
Almanya Baş
bakanı Angela Merkel'in ofisinden Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin olarak ek şartlar gündeme gelmesi yönünde açıklamalar yapıldığını ifade eden bir gazetecinin, bu konuyu sorması üzerine Çiçek, ''Türkiye-
AB ilişkileri
açısından sürecin belli zorluklarının olacağı ifade edilmiştir. Yani zorluklarla karşılaşacağımız Türkiye açısından bir
sürpriz değildir'' dedi.Çiçek, şöyle devam etti:''Burada AB'den beklentimiz, Türkiye'ye karşı adil ve hakkaniyetli davranılmamış olmasıdır. Bizim itirazımız onadır. Üye olmuş ve olacak
ülkelere hangi kriterler, hangi ölçüler içinde davranıldıysa, Türkiye'ye de öyle
davranılması gerekmektedir. Bizim itirazımız bu hakkaniyetle bağdaşmayan bir kısım beyanlardır veya davranışlardır. Türkiye, daha işin başına AB'ye müracaat ederken, rahmetli
Özal döneminde 'uzun ince bir yoldur' diye ifade edilmiştir. Daha sonraki dönemlerde biz bunu hep ifade ettik. Türkiye, AB sürecinin çok kolay olmadığını, olmayacağını hep ifade ediyoruz. Ama bu zorluklar karşısında tabiatıyla biz kendi yükümlülüklerimizi yerine getirirken AB kurumlarından da ve üye ülkelerden hakkaniyetli davranışlar
bekliyoruz. Tabii bizim görüşlerimize yakın olanlar gibi farklı düşünen ülkeler de vardır. Büyük ölçüde Türkiye'den ziyade, kendi iç hazmetme kapasiteleriyle ilgili olabilir veya başkaca sebeplerden olabilir.İkincisi, bu süreci zora sokan hususların başında AB'nin
Güney Kıbrıs gibi problemli bir ülkeyi tam üye olarak almasıdır. Bunu baştan AB'nin düşünmüş olması gerekirdi. Bunun getirdiği sıkıntıları bugün Avrupa yaşamaktadır.Bir kere daha ifade etmek isteriz ki, Türkiye, AB'ye yük bir ülke değildir.
Getiri katsayısı fazla olan bir ülkedir. Son Papa'nın Türkiye ziyaretini dahi bu açıdan değerlendirdiğimizde Avrupa'nın Türkiye'nim önemiyle ilgili değerlendirmesi yeni baştan gözden geçirmesi lazım. Çünkü Türkiye önemli bir ülkedir. AB'ye güç katacak, derinlik katacak, onun stratejik bir güç haline getirilecek büyüklükte ve kazanımda olan bir ülkedir. İnanıyoruz ki, bu süreç de zaman zaman bazı sıkıntılar olacaktır. Bizim beklentimiz, bu konuda hakkaniyete uygun,
adalet ve insaf ölçüleri içinde kabul
edilebilecek kararları vermiş olmalarıdır. Biz de kendi açımızdan çalışmalarımızı sürdürüyoruz.''Çiçek, bir başka soruyu yanıtlarken de 14-15 Aralık'da Brüksel'de yapılacak AB Devlet ve
Hükümet Başkanları Zirvesi'nde Türkiye'nin ''istemediği bir karar
çıkması halinde bir
eylem planının olup olmadığı sorusu üzerine de, ''Biz kendi yönümüzden üzerimize düşeni yapalım, bu konuda vicdani bir rahatlık içinde olmamız lazım'' dedi. Dönem Başkanı Finlandiya'nın Başkanı'nın geçen hafta Türkiye'yi ziyaret
ettiğini anımsatan Bakan Çiçek, görüşmelerde Türkiye-AB ilişkilerinin masaya yatırıldığını söyledi.Çiçek, ilişkiler açısından Türkiye'nin görüşlerini ifade etme imkanı da
bulunduğunu kaydetti.Bakan Çiçek,
Devlet Bakanı ve
Başmüzakereci Ali Babacan'ın bu çerçevede bazı AB üyesi ülkelere ziyaretler gerçekleştireceğini bildirdi.