Toptan, ''Ana
yasa ile bana göre
türban sorunu çözülmez.
Anayasada, 'üniversitelerde türban serbesttir' diye bir hüküm olmaz. O zaten Anayasa tekniğine de uymaz'' dedi.
CNN Türk'te,
Ankara Temsilcisi
Yavuz Oğhan'ın,
yeni Anayasa çalışmasına ilişkin sorularını yanıtlayan Toptan,
toplumun büyük kesiminin yeni Anayasa yapımı konusunda hem fikir olduğunu söyledi.
''
Türkiye'nin, artık 1982 Anayasasının dar kalıpları ile bu çağı yorumlaması, bu çağa uyması çok kolay görünmüyor'' diyen Toptan, belli maddelerin değiştirilmesi ile 1982 Anayasasının ruhunun değiştirilmesinin çok kolay olmadığını ifade etti.
Anayasa değişikliğini Meclisin yapacağını, ancak buna başlayabilmesi için önüne değişiklik
teklifinin gelmesi gerektiğini ifade eden Köksal Toptan, böyle bir teklif önlerine geldiği zaman, büyük katılımla konuyu tartışmaya başlayacaklarını belirtti.
TBMM Başkanı Toptan, İçtüzük'te yapacakları değişiklikle, komisyonların yasa yapımında ilgili
sivil toplum kuruluşlarının görüşünü almasının yolunu açacaklarını bildirerek, ''Bunu öncelikle Anayasa için yapmamız kaçınılmaz. Böyle bir Anayasa değişikliği teklifi bize geldikten ve
Anayasa Komisyonuna
havale ettikten sonra, Anayasa Komisyonu ilgili sivil toplum kuruluşlarının katılımını sağlayacak bir çalışmayı başlatacaktır. Umuyorum ve diliyorum ki Türkiye, bir büyük uzlaşmayla yeni Anayasasını yapacaktır'' diye konuştu.
Anayasa çalışmaları için önceden bir takvim öngörülmemesi ve çalışmanın ''bir zamanlama kalıbı içine sokulmaması'' gerektiğini söyleyen Toptan, ''Meclise taşınması için uygun ortam, zemin, psikoloji oluştu mu?'' sorusuna, Anayasa tartışmaları için hazır olduklarını belirtti.
Köksal Toptan, ''Toplum hazır mı?'' sorusuna da ''Toplum kesinlikle yeni bir Anayasa beklentisi içinde'' karşılığını verdi.
TÜRBAN TARTIŞMASI
''Yeni Anayasa, türban sorununa çözüm bulmalı mı?'' sorusu üzerine Toptan, yeni Anayasanın
özgürlükçü olma iddiasını taşıdığını söyledi. Toptan, ''Böylesine iddialı, böylesine kapsamlı bir Anayasanın, Anayasa önerisinin yahut çalışmasının, bir noktaya, türban noktasına indirgenmesi beni rahatsız ediyor'' dedi.
TBMM Başkanı Toptan, Anayasa çalışmasını, türban tartışmasına indirgemeyi doğru bulmadığını da ifade ederek, şöyle devam etti:
''Anayasa ile türban sorunu çözülür mü? Anayasa ile bana göre türban sorunu çözülmez. Türban sorunu yok mu? Türban sorunu var. Ben, eğitim kurumlarında, özellikle yüksek öğrenimde türbanın yasaklanmasını doğru bulmuyorum. Ama şu anda iç hukukumuzu, hatta
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi boyutu da olan, uluslararası hukuku da ilgilendiren böyle bir iç
düzenlememiz de var. Uluslararası boyuta taşan bir iç düzenlenmemiz de var. Ama bunun aşılabileceğini düşünüyorum. Aşılması lazım geldiğini düşünüyorum.
Türbanı bir sosyal sorun olarak görüyorum, çözülmesi gereken bir sorun olarak görüyorum. Ama kamu alanını düzenleyen devlet, kendi çalışma alanını tanzim ederken bir
takım kurallar koyabilir. Koysun anlamında söylemiyorum ama koyabilir.
İşveren olarak koyabilir. Diyebilir ki 'memurlarımı çalışırken, şu kılıf kıyafetle görmek istiyorum' Buna, kimse bir şey demez. Ama bunu eğitim alanına getirdiğiniz zaman, doğrusu oradaki yasakları doğru bulmuyorum.''
''(Bunun kaldırılma yöntemi de Anayasa ile olmaz) diyorsunuz'' değerlendirmesi üzerine de Köksal Toptan, olayın sosyal bir sorun olarak algılandığı zaman, herkesin bir ortak fikrinin ortaya çıkacağını belirtti.
Toptan, ''Böyle bir sosyal sorunun çözümü, bence türban sorununu da çözer, yumuşama da sağlar, Türkiye'nin gündeminden de düşer'' diye konuştu.
TBMM Başkanı Toptan, ''Anayasa çalışmalarıyla karıştırmamak lazım'' değerlendirmesi üzerine de ''Anayasa, bir özgürlükçü Anayasa iddiasında. Orada, 'Üniversitelerde türban serbesttir' diye bir hüküm olmaz. O zaten Anayasa tekniğine de uymaz. Ama Anayasanın getireceği, benim söylediğim sonucu doğurabilecek düzenleme yapılabilir mi hukuken? Onu bilmem. O, komisyondaki tartışmalarda ortaya çıkar'' dedi.
''HERKESİ KUCAKLAYAN BİR ANLAYIŞ...''
''
Kürtçe eğitimin Anayasaya konulması veya Kürt meselesinin çözülmesinde Anayasanın etkili olabileceği konularında düşünceleriniz ne?
Kürtçe seçmeli
ders olmasına, Anayasada imkan tanınabilir mi?'' sorusunu yanıtlarken de Toptan, ''Anayasa ile bu tür düzenlemelerin yapılmasını
tehlikeli ve yanlış buluyorum. Esas bizi ayrılığa götürecek olan husus o olur'' dedi.
Toptan, Türkiye'nin üniter bir devlet olduğunu belirterek, 1982 Anayasası ile daha önceki Anayasaların da, ''din, dil, cins ayrımı yapılmaksızın herkesin eşit olduğunu öngördüğünü'' söyledi. Toptan, ''Böylesine herkesi kucaklayan bir anlayıştan,
ayrılık anlamına gelebilecek, farklılıkları eğitim boyutuna, başka boyutlara taşıyacak bir düzenlemeye Türkiye giderse, bana göre Türkiye için en büyük tehlike olur. O nedenle bu tür tartışmaları, eğitim dili gibi tartışmaları, Anayasa boyutuna indirgememiz lazım'' diye konuştu.
''TÜRKİYE'YE EN BÜYÜK KÖTÜLÜK...''
Başka bir soru üzerine, DTP'nin bu yöndeki taleplerini yanlış bulduğunu söyleyen Toptan, ''
Kürt sorunu konuşulurken, bir
demokratikleşme adımından da bahsediliyor. Bunun, Anayasa ile sağlanabileceğinden bahsediliyor. Aynı anda Anayasa tartışmaları da paralellik arz ediyor...'' denilmesi üzerine, şunları söyledi:
''O zaman olur mu? O zaman Türkiye'yi paramparça ederiz. Türkiye'ye en büyük kötülüğü yaparız. O zaman, Kürt vatandaşlara, Çerkez vatandaşlara, Gürcü vatandaşlara, en büyük kötülüğü yaparız. Onları toplumdan dışlamış oluruz. Buna kimsenin hakkı yok. Bizim de hakkımız yok. Vatandaşlarımızın da böyle bir talebi de olmaz. Hep beraberiz, kaynaşmış bir toplumuz.''
Demokratik talepler konusunda çok şeyin yapıldığını belirten Toptan, ''Kürt sorununun çözümünde demokratik taleplerden algılamanız ne? Ne olabilir, ne yapılmalı?'' sorusu üzerine, bu konuda aslında çok şey yapıldığına işaret etti.
TBMM Başkanı Toptan, terör örgütünün istismar ettiği bir çok konunun, bu şekilde onların elinden alındığını ve istismar alanı dışına itildiğini ifade ederek, anadil, müzik yapma ve kurs açmanın Türkiye'de suç kapsamından çıkartıldığına dikkati çekti.
Genel olarak Türkiye'nin özgürlük alanını genişletmeye, demokratikleşmesini daha ileriye götürmeye ihtiyaç bulunduğunu dile getiren Köksal Toptan, ''Bunu söylerken belli bir grup vatandaşa imtiyaz anlamına gelecek bir takım düzenlemelerin kimse taraftarı olmaz. Kimse de böyle bir şey bekleyemez'' dedi.
CNN Türk Ankara Temsilcisi Oğhan'ın, ''Grup özgürlüğü yerine birey özgürlüğü'' demesi üzerine Toptan, şunları söyledi:
''Tabi tabi... Bireyi çok daha yukarlara çıkartacak, Türkiye'nin özgürlük alanını genişletecek, Türkiye'nin demokratikleşmesini batı standartlarına daha çok yaklaştırılacak düzenlemelere ihtiyaç var. Bunları bir tarafa iter de belli gruplara, kişilere dönük özgürlükler alanı yaratmaya çalışırsak bu Türkiye'de ayrılıklar meydana getirir, Türkiye'de yeni birtakım olumsuz hareketlerin başlaması sonucunu doğurur. Bu da Türkiye'ye iyilik olmaz, Türk insanına iyilik olmaz.''
JİYAN'IN MEKTUBU
Kürtçe eğitim konusunun Anayasaya konulmasıyla ilgili bir soru üzerine de TBMM Başkanı Toptan, geçen hafta Ağrı ilinin bir mezrasından, Jiyan Güner adlı bir ilköğretim öğrencisinden mektup aldığını söyledi.
Jiyan'ın mektubunda kendisine, ''Bize öğretmenimiz, 'Devlet büyüklerine mektup yazın' diye görev verdi. Ben de sizi çok sevdiğim için, size yazıyorum'' dediğini anlatan Köksal Toptan, Jiyan'a küçük bir hediye gönderdiğini, ayrıca telefon ile aradığını söyledi.
Toptan, şunları kaydetti:
''Anadolu Ajansı mezraya kadar gitmiş, bir takım röportajlar yapmışlar. Jiyan ile ben telefonda konuştum. Jiyan benim hatırımı sordu, ben Jiyan'ın hatırını sordum, ailesini sordum, arkadaşlarını sordum...
Şimdi bazı arkadaşların dediği gibi eğitim dili Türkçe'nin dışına kaydırılırsa, yazma ve konuşma dilini kaybederiz. O zaman ben Jiyan ile konuşamam. Jiyan bana o mektubu yazamaz. Bu Türkiye'ye çok büyük kötülük olur. Bu Türkiye'ye çok ciddi ayrılıklar getirir. O nedenle bundan kesinlikle kaçınmamız lazım.''
AA