Ergin,
Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada,toplantıda iki
kanun tasarısının ele alındığını bildirdi. Bunlardan birinin
Ulaştırma Bakanlığının hazırladığı ''Posta Hizmetleri Kanun Tasarısı'' olduğunu belirten Ergin, Tasarının içeriği hakkında bilgi verdi. Bakan Ergin, tasarı ile
posta sektörünün kalite, serbestleşme, güvenilirlik, erişilebilirlik, denetim ve
rekabet açısından yeniden yapılandırılmasının öngörüldüğünü ifade etti. Ergin, bu
düzenleme ile
PTT'nin KİT olmaktan çıkartılıp, anonim şirket haline dönüştürülmesinin, mevcut PTT kadroları ve PTT çalışanlarının özlük hakları muhafaza edilerek yeni
sözleşmeli personel istihdamının öngörüldüğünü belirtti.
Toplantıda,
Sanayi Bakanlığı tarafından hazırlanan ''Endüstri Bölgeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı''nın da görüşüldüğünü bildiren Bakan Ergin, tasarının beş maddeden oluştuğunu söyledi.
4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Yasası'nın geçici ikinci maddesi ile özel
endüstri bölgelerinin kurulmasına izin verildiğini anımsatan Bakan Ergin,
yasa ile özel endüstri bölgesi kurma süresinin 1 Temmuz 2005'te sona erdiğini söyledi. Ergin, ''Şimdi getirilen düzenleme ile bu maddenin uygulamasına ilişkin sürenin bitmesi nedeniyle büyük yatırımların kapasite artırımına, geliştirilmesine ve yeni teknolojilere uyumunun sağlamasına yönelik oluşan taleplerin karşılanması amacıyla 4737 sayılı Kanun'a kalıcı bir hüküm eklenmek suretiyle güncellenmesinden ibaret bir düzenleme'' dedi.
Ergin, ''Tasarı ile üzerinde sanayi tesisi bulunan,
arazi alanı 250 bin metrekareden büyük ve yeni yapılacak yatırımlar için en az yüzde 50 genişleme imkanı veren imar planları uyarınca gerekli izinleri alarak faaliyete geçmiş, mülkiyeti yatırımcısına ait alanların, mülk sahibinin başvurusu,
bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulunun uygun görmesi üzerine özel endüstri bölgesi olarak ilanını öngörülmüştür'' dedi. Bakan Ergin, tasarının hem kapasite artırımı hem de ilave istihdam sağlanması açısından da önemli olduğunu ifade etti.
Toplantıda ayrıca AB ile müzakere sürecine ilişkin
Devlet Bakanı ve
Başmüzakereci Egemen Bağış'ın genişleme konusuyla ilgili bilgi verdiğini bildiren Bakan Ergin, konunun etraflıca değerlendirildiğini söyledi.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, ''Akan kanın durdurulması noktasında yapılacak her girişim tarafımızdan pozitif algılanacaktır'' dedi.
Ergin, Bakanlar Kurulu'nun ardından açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Adalet Bakanı Ergin, bir gazetecinin, ''Bakanların, milletvekillerinin ve parti kurmaylarının programları belli oldu mu?'' sorusuna ''O çalışmalar hükümet çalışmaları arasında yer almadığından, onlar ayrı zeminde değerlendirecektir. Bu anlamda Bakanlar Kurulu'nda bu konu değerlendirilmedi'' yanıtını verdi.
''Terörle mücadele konusunda sınır birliklerinin oluşturulmasıyla ilgili özel düzenleme olacağı söylenmişti ancak bununla ilgili bir yasal düzenleme gerekiyor mu? Yine aynı kapsamda 400
sivil toplum yarın bir çağrıda bulunacaklar. Ateşkes anlamında bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Aynı bağlamada TESEV'in bir açıklaması var, '
Anayasa ve yasaların değişmesi gerekiyor' diyor? Anayasa'da Türk ibaresinin kaldırılması gerekiyor' diye bir değerlendirmesi var. Bu atmosferde böyle bir anayasal, yasal düzenleme gerekli midir? Bu çağrıları nasıl değerlendiriyorsunuz?'' soruları üzerine şunları söyledi:
''
Sınırda profesyonel asker istihdamına ilişkin düşünceler geçtiğimiz hafta açıklanmıştı. Zaten bu konuyla ilgili çalışmalar
Milli Savunma Bakanlığı ve
Genelkurmay Başkanlığının koordinasyonuyla yapılıyor. Ancak şu kadarını ifade edebilirim. Bu çalışmaların bitiminde bir yasal düzenleme ihtiyacı hasıl olur ise
Parlamento tatilde de olsa bu yasaları görüşmek üzere Parlamentonun toplanması mümkün olabilecek. Bu noktada
Türkiye'nin bu ihtiyacını karşılamak için en
seri şekilde gerekli çalışmalar yapılıyor.
Terör siyasi partilerin, kendi özel konuları değil, ulusal meselelerdir. Bu konu milli birlik içerisinde ortak reflekslerle karşılanması gereken bir problem, bu anlamda
siyaset kurumu, sivil toplum, medya, herkes kendi üzerine düşen çalışmaları yapacaktır. Tabii bu akan kanın durdurulması noktasında yapılacak her girişim tarafımızdan pozitif algılanacaktır. TESEV'in yaptığı çalışmaya ilişkin bir soru soruldu. İçeriğinde katıldığımız ya da katılmadığımız hususlar olabilir. Ayrı ayrı bunların değerlendirmesine girmeyeceğim. Ama bu Türkiye'nin meselesi,
terör sorunu, bu sorunun çözümü noktasında fikirlerini paylaşan,
öneri getiren herkesin, her sivil toplumu örgütünün önerisi içerisinde uygulanabilecek olanları elbette alır değerlendiririz. Ama bunun içinde katılmayacağımız, katılamayacağımız hususlar varsa bunları da elbette ki değerlendirme hakkımız var.''
-''3-4 AYLIK TEMEL EĞİTİMDEN SONRA HUDUDA GÖNDERİLMEYECEK''-
Ergin, ABD,
Irak ve
Kuzey Irak yönetimine verilen 248 kişilik listeyle ilgili gelişme olup olmadığı ve
Mahmur Kampı'ndan Türkiye'ye gelen kişilerin bazılarının kampa geri döndüğü bilgisi verildiğinin ifade edilmesi üzerine şöyle konuştu:
''Şu anda ajanslardan gelen bilgiler var. Ama elbette ki bu
ülke vatandaşlarının arzu etmeleri halinde kendi ülkelerinde yaşayabilecekleri vasatı oluşturmak yönetimlerin görevi. Bu noktada biz öyle bir seçeneği
tercih etmeyiz. Ama bu ülkede yaşayacaksak, bu ülkenin şu anda AB ile müzakereleri yürüten her geçen gün
özgürlük alanlarını genişleten,
demokrasi standardını genişleten bir ülke olma yolunda önemli adımlar atılıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin daha özgür, daha müreffeh, daha zengin, yaşanabilir bir ülke olması noktasında önemli gelişmeler varken bu ülkenin selametini isteyenlerin bu sürece katkı vermesini bekleriz. Elbette ki çözülmemiş sorun alanları vardır bu ülkede. Bu alanların da azaltılması, minimize edilmesi için gayretler yoğun bir şekilde sürdürülüyor. Gelenlerin tekrar
yurt dışına çıkmasına ilişkin somut bilgi yok ama ajanslardan gelen bilgiye göre değerlendiriyorum, keşke kalıp bu ülkede bu sürece katkı verseydi bu arkadaşlarımız.
Terörle mücadele noktasında
ekonomik ve güvenlik tedbirler var, diplomatik girişimler var. Bütün bunlar eşgüdüm içinde koordinasyonla yapılan çalışmalar. Dolayısıyla bunların herhangi birisinin belli aşamalarının, netice alınmadan kamuoyuyla basınla üçüncü kişilerle paylaşılması doğru olmayan şeyler. Bir gelişme olursa elbette haberiniz olacaktır. Şu bilinmelidir, Türkiye bu illetle mücadele noktasında bütün imkanlarını seferber etmiştir, diplomasiyi sonuna kadar kullanmaktadır.
Güvenlik tedbirlerimizi en ince, hassas noktalarına varana kadar almaya gayret ediyoruz. Ekonomik ve sosyal önlemler noktasında gerekli çalışmalar yapılıyor. Bunların tamamının eşgüdüm içinde yapılması esastır. Bu çalışmalar içinde parça parça bilgi verilmesi sürece zarar verebilir. O açıdan bunu anlayışla karşılamanızı rica ediyorum.''
Özel hudut birliğinin hangi kuruma bağlanacağı konusunda bir netlik oluşup oluşmadığı sorusu üzerine Ergin, genel çerçevenin
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından çizildiğini anımsattı.
Bunun ayrı bir birlik olmayacağını vurgulayan Bakan Ergin, ''Otorite olarak sınır güvenliğini sağlayan birliklere paralel olacak ama farkı şu olacak, 3-4 aylık temel eğitimden sonra hududa gönderilmeyecek. Bunlar son derece profesyonel, eğitilmiş elemanlardan oluşacak ve sınır güvenliği ve özellikle
terörle mücadele konusunda hassas noktalarda daha eğitimli ve donanımlı elemanlarla mücadelenin yapılması öngörülüyor.
Temel fark bu...'' yanıtını verdi.