''Yetki istiyorlarsa
yetki veririz. Bu aşamada
Türkiye'nin yetki alması, ancak kullanmadan saklayarak devam etmesi ülkeye çok ciddi zarar verir'' dedi.
Yetkinin, ancak kararlılık durumumda etkili olacağını vurgulayan
Baykal, ''Burada barut yok. Asıl mesele burada. Yetki yok değil, yetkiden önce siyasi irade yok'' diye konuştu.
Baykal, NTV'de katıldığı canlı yayında Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı. Seçim öncesinde
sınır ötesi operasyon için hükümete yetki verilmesine yönelik tezkereyi görüşmek üzere
TBMM'nin olağanüstü toplantıya çağrılması halinde
CHP'nin tavrının ne olacağının sorulması üzerine Baykal, bu durumda toplantıya katılarak
destek vereceklerini söyledi.
Böyle bir durumda, hükümetin
seçime kısa süre kala harekete geçmiş olmasının ''olayın özünden çok siyasi yönüyle ilgili olduğunu'' herkesin düşünmesi gerektiğini belirten Baykal, şunları söyledi:
''Böyle önemli konuların siyasete alet edilmek üzere kullanılması çok üzüntü vericidir. Bu konularda ciddi olmak lazımdır. Türkiye,
Meclis'i toplayıp, kararı aldı mı onu kullanmak zorundadır. Eğer kullanmazsa artık Türkiye'nin hiçbir inandırıcılığı, caydırıcılığı kalmayabilir. Bu olayın bütün boyutlarıyla oluşturulması ve gerçekten bir karar aşamasına gelmemiz halinde düğmeye basılması zorunluluğu vardır.
Bulunduğumuz noktada hükümetin daha dikkatli, hesaplı ve konuyu olgunlaştırarak yürümesi gerektiği kanısındayım. Biz böyle bir eğilim ortaya çıkarsa memnuniyetle toplantıya katılır, katkımızı veririz. Yetki istiyorlarsa yetki veririz. Bu aşamada Türkiye'nin yetki alması, ancak kullanmadan saklayarak devam etmesi Türkiye'ye çok ciddi zarar verir.''
-''BARUT YOK''-
Baykal, yetki alınmasının bir
psikolojik unsur olarak kullanılabileceğine yönelik yorumlar yapıldığına dikkat çekilmesi üzerine, ''Psikolojik unsur olarak kullanılabilir ama blöf yapmadan kullanılır. Yetkiyi aldınız mı kullanmayı göze alacaksınız. Elbette kullanmadan sonuç almayı
tercih edeceksiniz, ikna etmeye çalışacaksınız. Irak'ı,
Kuzey Irak'ı,
Amerikan yetkililerini bu konunun Türkiye açısından fevkalade ciddi olduğuna inandıracaksınız'' dedi.
Yetkinin, böyle bir kararlılıkla bütünleşmesi ve bir tutum değişikliği olmadığı zaman Türkiye'nin bu yetkiyi kullanacağını herkesin görmesi durumunda durumunda etkili olacağını vurgulayan Baykal, ''Ama burada barut yok. Asıl mesele burada. Yetki yok değil, yetkiden önce siyasi irade yok. Bu siyasi iradeyi varmış gibi göstererek yetkiyi onun yerine ikame etme imkanı yok'' diye konuştu.
Baykal, Cenevre'deki
Sosyalist Enternasyonal toplantısından söz ederek kendisinin uluslararası bir toplantıda
Barzani ve Talabani'nin önünde bu konuyu anlatarak bir görev yaptığını söyledi. Seçim propagandasını bir kenara bırakarak bu toplantıya katıldığını kaydeden Baykal, ''Döndük geldik, baktım AKP'liler bundan çok rahatsız, 'niye gitti, niye anlattı' diye... Kardeşim, senin gidip anlatman gerekiyor. Senin yapmadığını ben yaptım diye niye kızıyorsun?'' dedi.
Baykal, hükümetin 2003 yılında ABD ile 1 milyar dolar hibe ya da 8.5 milyar dolarlık uygun koşullu
kredi için bir
anlaşma imzaladığı ve o dönemde CHP'nin tepkisi üzerine, Meclis'e getirmeye cesaret edilemediği için anlaşmadan vazgeçildiği iddiasını da yineledi.
-İDAM TARTIŞMASI-
Terör örgütü elebaşının idamı konusunda MHP ve
iktidar arasında yaşanan tartışmaya yönelik bir soru üzerine de Baykal, Türkiye'nin önündeki sorunu doğru kavraması gerektiğini belirtti.
Baykal, ''Türkiye'nin önündeki sorun artık Apo asılsın mı asılmasın mı sorunu değil. Bu sorun Türkiye,
terörle nasıl mücadele etsin sorunu. Şimdi bunu bir kenara bırakıp 'Apo'yu sen astırdın, astırmadın' tartışmasına çekersek yanlış yapmış oluruz. Türkiye'nin konusu idam uygulandı mı uygulanmadı mı konusu değil. İçinde bulunduğumuz süreçte
terörle mücadele konusunda yapılması gerekenler yapılmıyor, yanlış işler yapılıyor. Bunları tartışmamız lazım'' diye konuştu.
Baykal, terörle mücadele konusundaki Türkiye'nin önündeki en büyük engelin hükümet ve
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan olduğunu ileri sürdü.
Başbakan Erdoğan'ın muhalefeti ''bekara eş boşamak kolay'' sözleriyle eleştirdiğinin anımsatılması üzerine Baykal, bu terminolojiyi doğru bulmadığını belirterek, ''Ne demek boşamak? Sen boşamazsın,
mahkeme boşar. O eski 'boş ol' laflarından kaynaklanan bir zihniyet. Hiç şık, hoş değil'' dedi.
-''CUMHURBAŞKANLIĞI AĞIDI YAKIYORLAR''
Baykal, kulislerde genel seçimlerin
cumhurbaşkanı seçimi yapılamayacağı için yenileneceği doğrultusunda bazı iddiaların gündeme getirildiğine dikkat çekilmesi üzerine de ''Ben bunu bir
şantaj olarak görüyorum. Başbakan yapıyor, seçmene bir
kriz tehdidini ve şantajını yapıyor. Bu çok yanlış, sağlıksız bir yaklaşım. Artık bir şey ortaya çıkmıştır, Türkiye'de cumhurbaşkanı uzlaşmayla seçilir. Başbakan, bunu hala kavramış değil ve sorun da bundan kaynaklanıyor' karşılığını verdi.
AK Parti'nin ''uzlaşmaya açık olmadığını'' savunan Baykal, '' AKP, 'benim söylediğimi herkes kabul eder' diyor. Bu mümkün değil. AKP'nin söylediğini herkese kabul ettirmesi mümkün değildir, AKP bunu anlayacaktır'' dedi.
Seçim öncesi cumhurbaşkanı seçiminin iktidarın tutumu nedeniyle çok fazla konuşulduğunu ileri süren Baykal, şöyle devam etti:
''
Cumhurbaşkanlığı konusunda bir büyük yenilgi yaşadılar. O kadar büyük oyun olacak, üstelik muhalefet partisi 'bir AKP'liyi de seçebiliriz' diyecek. Sen 'hayır, uzlaşarak bir AKP'li seçmektense en yakınımdakini dayatırım, seçilmezse Türkiye krize girer' yaklaşımı içinde olacaksın. Bunu da beceremeyip yüzüne gözüne bulaştıracaksın.
Anayasa'yı değiştirerek seçilme yöntemini değiştirmek isteyeceksin onu da yapamayacaksın, şimdi kriz tehdidi ile milleti korkutmaya çalışacaksın.
Gece gündüz cumhurbaşkanlığı ağıdı yakıyorlar. Milletimiz her gün Anadolu'dan kaldırılan şehit cenazelerine ağıt yakıyor ama Başbakan ve arkadaşları miting meydanlarında cumhurbaşkanlığı ağıdı yakıyorlar. Kendileri yaptılar, kendileri buldular''
-ARINÇ'IN MİTİNGE KATILMASI-
Baykal,
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın partisinin
Kayseri mitingine katılmasına yönelik bir soru üzerine, meclis başkanlarının anayasa ve hukuk düzenlemeleri çerçevesinde belli bir dikkat içerisinde bulunmaları gerektiğini söyledi. Baykal, şöyle devam etti:
''Kamuoyumuz Bülent Arınç konusunda alerjik, sık sık o ön plana çıkıyor. Ancak Başbakan'ın
Başbakanlık uçağını, helikopterini, otobüsünü kullanması daha mı normaldir? Başbakan'ın TOKİ'nin açılış törenlerini AKP mitingine dönüştürmesi daha mı normaldir? TOKİ'nin düzenlediği bir tapu dağıtım töreninde yanında valiyle kürsüye çıkıp partizanlık yapması, diğer partilere bağırıp çağırması,
hakaret etmesi daha mı normaldir? Arınç'ın çıkmaması gerekirdi doğrudur ama Başbakan çok daha fazlasını yapıyor.''
aa