Prof. Dr.
Büşra Ersanlı ile Ragıp Zarakolu'nun
KCK operasyonları kapsamında tutuklanmasının ardından
gündemin ilk sırasına oturan
örgütü Zaman'a anlatan Akdoğan, operasyonları eleştiren
siyasetçilere ve yazarlara tepkili. Akdoğan, PKK'nın
çatı örgütüne yönelik operasyonları, "30 yıllık
terörle mücadelede yapılan hamlelerin en önemlisi" olarak görüyor.
Arap Baharı gibi bir kalkışmayla halkı sokağa döküp netice almayı hedefleyen
terör örgütünün planlarının bozulduğunu vurguluyor. Akdoğan'a göre KCK, terör örgütü için yeni bir aşama. Yapılanma ile 'alternatif bir otorite' hedefleniyor. Otoritenin tesisi demokratik değil, silahlı başkaldırı ile gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Bu yüzden örgüte göz yumulması beklentisi için 'gaflet' nitelendirmesinde bulunuyor.
Akdoğan'a göre KCK, terör örgütü için yeni bir aşama. Yapılanma ile 'alternatif bir otorite' hedefleniyor. Otoritenin tesisi demokratik değil silahlı başkaldırı ile gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Bu yüzden örgüte göz yumulması beklentisi için 'gaflet' nitelendirmesinde bulunuyor.
Ardından uyarılarını sıralıyor: "KCK adı verilen bu
paralel devlet yapılanmasına göz yummak, kan akıtan terörizme rıza göstermekten daha kötüdür. KCK
legal bir oluşum değildir, PKK'nın dışında gelişen bir oluşum ve siyasal bir hareket de değildir. KCK'nın başındaki isim PKK'nın başındaki Murat Karayılan'dır. KCK'nın faaliyetlerini masum, legal, siyasal çalışmalar gibi görenler yanılmaktadır. Bu, silahlı teröristlerin TBMM'yi ve
Başbakanlık'ı basarak
darbe yapmaları ve yönetime ortak olmaları gibi kabul edilemeyecek bir durumdur. Bugün
bölge halkı, PKK'nın
baskı ve zulmünden bıkmış, alternatif otorite kurma çabasına karşı devletin güvenlik ve otorite kurmasını istemektedir.
Hükümet,
terörle mücadele adına yapılması gereken neyse onu yapmaktadır. Bunun içinde
sınır ötesi operasyon da vardır,
Türkiye kırsalında operasyon yapmak da vardır, şehirde
KCK operasyonu yapmak da vardır. Terör örgütüne laf söyleyemeyenler, hükümete 'dur' demektedirler."
ARTIK MECLİS'TE EN AYKIRI PROJELER BİLE
GÜNDEME GETİRİLEBİLİYOR
Akdoğan, operasyonların
sivil siyasetin önünü kestiği yönündeki
eleştirilere de katılmıyor. Aksine örgütün sivil siyasetin alanını daralttığını vurguluyor. Örgütün BDP'nin Meclis'e girmesinden rahatsız olduğunu, tırmandırdığı eylemlerle siyaset kanallarını havaya uçurmaya çalıştığını kaydeden Akdoğan, "KCK yapılanması, sivil siyasetçilerin iradesine ipotek koymakta, demokratik siyaset dışında terör ve şiddet yönteminin kaçınılmaz olduğunu göstermeye çalışmaktadır. Bugün örgüt yandaşlarının konuşamadığı hiçbir konu kalmamıştır, Meclis'te en aykırı projeler gündeme getirilebilmektedir, devlete ve hükümete en ağır sözlerle saldırılabilmektedir, ama terör örgütüne bırakın laf söylemeyi
küçük bir eleştiri bile getirememektedirler. Cesaret, devlete
hakaret edebilmek değil, terör örgütüne eleştiri getirebilmektir." diyor.
Yalçın Akdoğan, Van depreminin ardından yaşanan kardeşlik iklimini ise "Doğu ile
batı arasında iki ayrı gündem, iki ayrı duygu dünyası, iki ayrı mana âlemi olmadığı daha iyi görüldü. Terör örgütünün alternatif gündem, alternatif
toplum oluşturma gayreti
enkaz altında kaldı. Ayrıştırma, kutuplaştırma, birbirinden ayırma çabaları, boşa çıktı." sözleriyle özetliyor.
ÖCALAN'IN İMRALI'DAN TALİMAT VERMEMESİ İÇİN BAZI DÜZENLEMELER YAPILABİLİR
Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, bir başka köşe yazısında "Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde bir mahkum, cezaevinden tehditler yağdıramaz, terör örgütünü yönetmeye kalkamaz, terör eylemlerine yönelik talimatlar veremez." tespitini yapmıştı. Akdoğan, "Hükümet bu konuda herhangi bir
tedbir alamaz mı?" sorusuna, "Öcalan'ın durumu çok iyi irdelenmesi gereken bir konudur. Bu noktada da sanırım bazı düzenlemeler yapılacaktır." karşılığını veriyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimi
AK Parti'de sıkıntı
doğurmaz
Akdoğan, terör meselesi dışındaki meseleler hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Akdoğan, yeni anayasa konusuna değinirken uzlaşmanın "kazanımları kaybetme, kötüde
buluşma" olmaması gerektiğini anlatıyor. Daha sonra da partisinin kırmızı çizgisini anlatıyor:
"12
Eylül referandumunda halkımızın kabul ettiği hususlar bizim için büyük önem taşımaktadır, halkın rızası ve onayı görmezden gelinemez. Bu kazanımları sulandırma girişimleri kabul edilemez."
Yalçın Akdoğan, "Cumhurbaşkanlığı seçimi partiyi nasıl etkiler? Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Köşk'e çıkması halinde AK Parti'yi nasıl bir gelecek bekliyor?" sorusuna ise şu cevabı veriyor: 2AK Parti'nin anlık başarılarla parlayıp sönen geçici bir hareket olmadığı, kazandığı 5 seçim ve 2 referandumla görüldü. Bu başarının arkasında kurumsallaşan büyük bir
siyasi hareket var. Cumhurbaşkanlığı süreci olumlu gidişatı tersine çevirecek bir sıkıntı doğurmayacaktır. 'Kim
aday olur?' konusundaki ihtimaller üzerine yorum yapamam, ama bu hareket hep doğru olanı yapmış ve izn-i İlahi'yle de hayırlı sonuçlara ulaşmıştır."