“Tek devlet, tek millet! Bunu kimse değiştiremez!”
Tanrıverdi, BDP'lilerin yerel
yönetim isteği üzerine şöyle konuştu:
“ Tabiî ki
yerel yönetimler önemlidir. Yerel yönetimin temelinde, insanı ve demokratik değerler vardır. Biz AKP olarak üniter bir devletiz. İdari ve mali yönden özerklik olsun istiyoruz. Tabii bundan yola çıkarak olayı ‘siyasi özerkliğe' götürürseniz, bu devletin birliğini ve beraberliğini bozmak anlamına gelir. Bu durumda barıştan, kardeşlikten söz edemezsiniz. Sadece kargaşa söz konusu olur. Örneğin Ağrı'nın bir sorununu
Ankara değil, Ağrı'yı yönetnler çözsün. Burada hemfikiriz; ancak yerellik ve yerindelik göz önüne alınarak yapılsın.”
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın söyleminin siyasi yönünü eleştiren Tanrıverdi; “ Bunlar
hizmet için söylense herkes anlar; ancak
bayrak isterseniz burada ayrılmış olursunuz. Üniter yapıya karşı gelmiş olursunuz. ‘Tek devlet, tek millet' hepimiz bunu söylüyoruz ve değiştirilemez” diye konuştu.
“ Sanırım,
Şahin Mengü üzüntü içerisinde!”
Şahin Mengü'nün ‘Bölücüler AKP'den cesaret alıyor.” sözü üzerine Tanrıverdi sert konuştu:
“ Şahin Mengü üzüntü içerisinde sanıyorum.
Kemal Kılıçdaroğlu, onu listeye almadığı için kırgın galiba. Bölücüler, AKP'den güç ve cesaret almıyor. Demokratik
açılımı ortaya çıkarmamızın tek sebebi; Türkiye'de yaşayanların dostça ve özgürce yaşamaları içindir. Sorunların üstünü kazıdıkça ya
demokrasi açığı ortaya çıkıyor ya da bölücülük ile karşılaşıyorsunuz” diyerek
demokratikleşmeye yönelik “ İnsanların dostça yaşamasının tek yolu, Türkiye'nin demokratikleşmesidir. Herhangi bir bölücü hareketin güç alması için değil. Türkiye'nin güçlenmesi için yapıyoruz biz bunları. Artık milletimiz demokratikleşme konusunda yönünü bulmuştur. 12
Eylül 2010'da bunu gördük. Halkın isteğini yerine getirmek bu hükümetin görevidir” açıklamasında bulundu.
“ Cumhuriyet Halk Partisi değil Cumhuriyet Kurultay Partisi…”
Kurultayı ara ara izleyebildiğini ifade eden Tanrıverdi
CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik açıklamalarda bulundu.
“ CHP artık ‘Cumhuriyet Kurultay Partisi' haline dönüştü. CHP'nin kurultayını izlemeye gerek yok. Çünkü Kılıçdaroğlu'nun, konuşmasında ne söyleyeceğini ben söylerim size. Elinde boş bir
dosya vardır, millet de bir şey zanneder dosyanın içinde. Asılsız vaatler,
iftiralar yapacaktır ve sonra istediği olunca unutacaktır. Karşısındakine iftira ile
siyaset yapmaya çalışıyor. Evet sizin adınız Kemal; ama bizim Kemal ile farkınız var. Bizim Kemal tamamen
yerli ve milli düşünen biri idi.
Maliye bakanlığında oturup parayı bulmuştu. Kemal KIlıçdaroğlu da
Maliye Bakanlığı'ndan gelme. Kemalseniz, SSK Genel Müdürlüğü'nün açıklarının nereden geldiğini açıklamak zorundasınız.”
“ Oy kullanmayı bile beceremeyen bir adama, ‘Benim adım Kemal' deyince nasıl güveneceksiniz?” diyerek sözlerini sürdürdü.
“ Tanrıverdi; Demirel'i patlarcasına yemek ile suçladı!”
“ AKP 2002 Kasım'ından bu yana siyaseti temize çekmiştir.
Yolsuzluk, yasaklar ve
yoksulluk ile mücadele etmeyi kafasına koymuştur. Yoksullukta aç, açıkta kalan kimse kalmamıştır. Sosyal devleti bize şöyle anlatmışlardı: ‘Vatandaşına aç mısın tok musun' diye soran devlet, Sosyal Devlet'tir. Sonra bir baktık anlatan, göbeği patlarcasına yiyor. Halen de siyaseti karıştırmak için devam ediyor.” diye konuştu.
AKP döneminde yolsuzluğun olmadığını şu sözler ile açıkladı:
“ AKP ile birlikte Türkiye'nin sosyal envanteri çıkartıldı. Bunları yaparken kesinlikle para basmadık. Türkiye'nin kendi imkânları ile yapıldı bunlar. Türkiye'nin kendi imkanları ile yapılabiliyor ise demek ki yolsuzluk yapılmadı. Yolsuzluk önceki dönemlerde vardı. Bugün hala valizle para kaçıranlar olsaydı ya da hortumlar bir yerlere takılı olsaydı; 13,375 km'lik duble yol yapılamazdı, hızlı
tren olamazdı. Yolsuzluğun olduğu yerde 80 üniversite açılamazdı, 263 devlet hastanesi yapılamazdı” diye konuştu.
“ Halkın tepki vereceği cümleler ile siyaset yapılmaz!”
“ Seçim süreci yaklaştıkça iftiralar ile karşı karşıya kalacağımız ortada. Etnik kökene dayalı siyasi partileri ortaya çıkartmak ile başladı şimdi ise ‘İki dilden, demokratik özerklikten söz ediliyor. Bunlar sadece milletimize ‘Bu da mı varmış?' dedirtmek için yapılıyor. Eskiden
şehit cenazeleri ile siyaset yapanlar, şimdi
halkımızın tepki vereceği bu tür cümleler ile siyaset yapıyorlar. Bu sözler kasıtlı, bu sözleri söyleyenler hem kendilerini yükseltiyorlar hem de kandan beslensinler diye siyasi partileri yükseltmek istiyorlar. İsim vermeme gerek yok, anlaması gerekenler anlar. Sadece bunlar değil,
Kayseri olayında Kemal Kılıçdaroğlu kılıçlarını çekti.
Yargı bunların incelemesini yapıyor.
Anayasa ve kanunlara aykırı bir durum varsa açığa çıkacaktır. ‘
Çamur at izi kalsın' mantığı ile siyaset yapılmaz. Bunları yapınca siyasi partilikten çıkıp Popülist parti olursunuz” dedi.
“ Basın dikkat eder ise: ‘ Kaşınacak yara kalmaz!'”
Tanrıverdi, basın yayın organlarını eleştirdi:
“ Basın yayın organları, haberleri süzerek ele almalı. Rasgele konuştuğunuzda veya yazdığınızda; toplumu geren, aslı astarı olmayan şeyleri halka yansıtmış oluyorsunuz. Mesela Demirtaş: ‘ Bizim kastımız
TBMM içinde
Kürtçe konuşmak değil.' demiş; ama önceki beyanları farklı idi. Demek ki medya mensupları yanlış yansıttı. Bu dönemde aklıselim hareket etmelerinde yarar var. Kaşınacak yara kalmaz dikkat ederler ise.”