Referandumda hayatının en onurlu oyunu kullanıp '
evet' diyeceğini açıklayan Soylu,
Cindoruk ve ekibini 'maskeli demokrat' olmakla suçladı. Soylu, "Onların durumuna üzülüyorum. Acizliklerine de üzülüyorum. O maskeli halleri düşünce,
demokrasi dışı odaklarla olan ilişkileri ortaya çıkınca, demokrasinin evlatlarına iftiralarla saldırıyorlar." dedi.
Bursa'da tarihi Merinos Tren İstasyonu'nda partililerle bir araya gelen Soylu, gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. 10 gündür
Türkiye'yi dolaştığını ve
Anadolu insanının ferasetine hayran kaldığını dile getiren Soylu, milletin Türkiye'deki değişimi en güzel şekilde algıladığını kaydetti.
Milletin bunu bir güvenoyu olarak görmediğinin altını çizen Soylu, şöyle konuştu: "Genel kanaat bunun bir
referandum olduğu yönünde. Sanki şöyle bir ayrım yapıyorlar. Acaba milletin devleti mi, devletin milleti mi? Millet devletin kendisinin olmasını istiyor. İnsanlar tam demokrasi istiyor. Bu konuda Anadolu da ilk kez çok ciddi örgütlülük görüyorum."
"12 EYLÜL, DEMOKRATLARIN TÜNELİN UCUNDA GÖRDÜĞÜ IŞIKTIR"
12
Eylül referandumunun, ilk kez 1960'da başlayan ara rejimi ortadan kaldıracağını ifade eden Soylu,
vesayet sistemini sakatlayacak ve onu
tasfiye edecek tünelin ucunda bir ışık gördüklerini dile getirdi. "
12 Eylül, demokratların tünelin ucunda gördüğü ışıktır." diyen Soylu, bunun her şey demek olmadığını, ancak özellikle değişikliğin 26. maddesinin, yani 145. maddenin çok önemli olduğunu vurguladı.
"TÜRKİYE HÜRRİYETE KAVUŞACAKTIR"
Referandum ile birlikte Türkiye'nin zincirlerinden kurtulacağına dikkat çeken Soylu, "Beklediği hürriyete kavuşacaktır. Türkiye dünya ile
rekabet edebilecek, kurallarını yeniden yazma aşamasına gelecektir. Yeni
sivil ve demokratik bir anayasa 12 Eylülden sonra her siyasi partinin ana görevi olmalıdır." diye konuştu.
Muhalefetin, bunun üzerinden güven
oylama talebini 'haksızlık' olarak nitelendiren Soylu, milletin, darbelerin oluşturduğu anayasaya bir 'çentik' atmaya çalıştığını, buna izin verilmesi gerektiğini kaydetti.
Partisinin 'hayır' demesini de değerlendiren Soylu, siyasi partilerin bölük ya da
tugay olmadığını, emir komuta zinciri ile hareket edemeyeceğini belirtti. Vatandaşlık hakkının üyelik hakkından önde geldiğinin altını çizen Soylu, 82
Anayasası'ndaki dayatmaların partiler tarafından yapılamayacağını vurguladı.
"BU GÜNE KADAR VERDİĞİMİZ OYLAR VESAYET ALTINDA VERİLMİŞTİR"
Soylu, daha önce yaptığı 'bu benim en onurlu oyum olacak" şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Bu güne kadar kırata verdiğimiz oylar hep vesayet altında verilmiştir. Yani vesayet mührü vardır oylarımızda. Bundan sonra kırata vereceğimiz oylar çok onurlu oylar olacaktır. Daha özgür oylar olacaktır, ama ne zamandan sonra, 12 Eylül'den sonra. Çünkü 12 Eylül'den sonra vesayet sistemi ortadan kalkmaktadır. Türkiye'de yeni bir sivil anayasanın önün açılmaktadır." şeklinde konuştu.
Bir soru üzerine, partinin kaynaklarını özel masraflarında kullandığı iddialarını da değerlendiren Soylu, bu konuda
dava açtıklarını belirterek, yargıya
belge intikal ettirmedikleri halde, intikal ettirmiş gibi bir tavır ortaya konduğunu kaydetti.
"27 MAYIS ZİHNİYETİNİN SİYASİ TAKİPÇİSİ OLMUŞLAR"
Hakkında bu iddiaları ortaya atanlara üzüldüğüne işaret eden eski genel başkan, şu açıklamada bulundu: "Acizliklerine de üzülüyorum. Çünkü yıllarca bir maskeyle millete demokratmış gibi davrandılar. Onlar maskeli demokrat aslında. O maskeli halleri düşünce, demokrasi dışı odaklarla olan ilişkileri ortaya çıkınca, bence demokrasinin evlatlarına iftiralarla saldırıyorlar. Rahmetli Adnan
Menderes de aynı iftiralarla karşı karşıya kalmıştı. Üzüldüğüm yine şudur, maalesef 27
Mayıs zihniyetinin siyasi takipçisi olmuşlardır. Ben onun çaresizliği içinde görüyorum. 12 Eylül'den sonra da her türlü hesabımızı görürüz, ama 12 Eylül'e kadar illa da evet."