Deniz
Baykal'ın, 4 yıl önce ortaya atılan iddiaları
cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde yeniden gündeme getirmesi dikkat çekti.
Muhalefet stratejisini
Başbakan Tayyip Erdoğan'ı
Çankaya Köşkü'ne çı
kartmamak üzerine kuran
CHP lideri
Deniz Baykal, ilginç çıkışlarıyla dikkat çekiyor. CHP lideri, son olarak 4 yıl önce ortaya atılan bir iddiayı yeniden gündeme getirdi. Baykal, önceki gün grup toplantısında Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminde Yeni
Şafak, Akit ve
Kanal 7'ye kaynak aktardığını öne sürdü. Söz konusu iddiayı ilk kez
gazeteci
Emin Çölaşan 23 Temmuz 2003'te köşesine taşımıştı. Suçlanan medya organları, CHP liderine sert tepki göstererek, iddiasını ispatlamaya davet etti. Ancak Baykal,
belge yerine dönemin
İstanbul Valisi
Erol Çakır'ın "bir duyum üzerine hazırladığı yazıyı" kaynak gösterdi. İddialarını dün de sürdüren Baykal ile 'belge soran' gazeteciler arasında ise renkli diyaloglar yaşandı. Söz konusu iddiaların daha önce gündeme getirildiğini belirten bir gazetecinin, "Elinizde medya kuruluşlarına kaynak aktarıldığı iddialarını ispatlamaya yönelik belgeler var mı?" sorusu üzerine Baykal, dönemin
İstanbul Valisi'nin
Başbakanlık'a bu yöndeki tespitleri içeren bir yazı gönderdiğini ve bu yazının da arşivlerde mevcut olduğunu söyledi. Aynı gazeteci, "Elinizde belge var mı?" sorusunu tekrarlayınca Baykal, "Var olan belgenin gereği yapılmamıştır. Bu bilinen bir olaydır. Olay ciddidir, kimse bunu örtbas etmeye, önemsizleştirmeye, saptırmaya kalkmasın. 'Ben falan gazetede çalışıyorum ya da o gazete beni destekliyor' diye örtbas etmeye kalkmasın. Bu yanlış, yakışıksız bir iştir. Bunun karşısında herkesin tavır takınması lazım." diye konuştu. CHP lideri, gazetecinin, "Belgeyi açıklayacak mısınız?" diye ısrar etmesi üzerine, şu karşılığı verdi: "Hepsi var. Ortada, uydurma bir durum yok. Devlet ellerinde... Çıkarlar, konuşurlar birisi ağzını açamaz. Mahkeme kararı diyorsanız, yok. Mahkeme kararı bu dönemde olamıyor; çünkü yargıya bu dönemde çok ciddi bir siyasi müdahale yapılıyor. Yargıyı kuşatıyorsunuz ve dokunuyorsunuz. Yargının
Türkiye'nin içinde bulunduğu koşullarda, iktidardaki başbakan hakkındaki iddiaları hükme bağlamasını mı bekliyorsunuz? Bu, safdilliğin ötesinde bir durum olur.''
Deniz Baykal, grup toplantısında 9
Nisan 1999 tarihinde Vali Erol Çakır'ın Başbakanlık'a 'çok gizli' ibareli resmi yazı yazdığını belirterek, yazıda şu ifadelerin yer aldığını kaydetmişti: "3-4 trilyona yakın paranın partiye yakın firmalar tarafından
havuz hesaplarına aktarıldığı, bu hesaplardan da adı geçen partinin kuryeleri vasıtasıyla partiye ve Erdoğan'a gittiği', 'paraların Vakıfbank'ta açılan bir hesapta toplandığı, buradan denetimi imkansız kılmak için birçok hesapta dolaştırıldıktan sonra partiye yakın Akit,
Yeni Şafak ve
Kanal 7'ye devamlı kaynak aktarıldığı' duyumları alınmıştır. Bu valinin tespitleridir." CHP lideri, İstanbul Belediyesi'nin geçmişte mali operasyonlarında Vakıflar Bankası'nın Validesultan Şubesi'nin merkez alındığını, bu şubede müdürlük yapan Maksut Serim'in daha sonra Başbakanlık'ta örtülü ödeneğin başına getirildiğini de iddia etmişti. Aynı konuyu daha önce birçok kez gündeme getiren CHP'li
Atilla Kart, Maksut Serim'i sorduğu
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'den şu cevabı almıştı: "Maksut Serim, Vakıfbank'ta şube müdürlüğü yapmış, genel müdür yardımcılığı yapmış, şu anda Başbakanlık bünyesinde bir görev yapmaktadır. Hakkında verilmiş herhangi bir mahkûmiyet kararı yoktur. Türkiye Cumhuriyeti'nin saygın bir vatandaşıdır."