Söylem değişti ama eylem yok

Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Irak'ın kuzeyinin PKK'ya karşı tutumun samimiyeti konusunda Türkiye'nin güvenini artıracak bir eylemde bulunmadığını söyledi.

Söylem değişti ama eylem yok

Kuzey Irak'ın söylemi değişti ama henüz eyleme geçilmedi Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Irak'ın kuzeyinin PKK'ya karşı tutumun samimiyeti konusunda Türkiye'nin güvenini artıracak bir eylemde bulunmadığını söyledi. Babacan, bugün ABD'nin başkenti Washington'a bir saat uzaklıktaki Annapolis Deniz Harp Okulu'nda başlayacak Orta Doğu zirvesi görüşmeleri için ABD'ye geldi. Washington'da Türk gazeteciler için basın toplantısı düzenleyen Babacan, zirve başta olmak üzere, Türkiye'nin dış politikasını ilgilendiren konularda soruları yanıtladı. "ABD Başkanı George W. Bush'un 5 Kasım'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Beyaz Saray'daki görüşmesinde, Irak'ın kuzeyindeki bölgenin liderliğinin Ankara'ya davet edilmesi telkininde bulunduğunun" belirtilmesi üzerine, ''Hayır, yok. O kesinlikle yanlış. Öyle bir şey yok'' diyen Babacan, AK Parti'nin Kızılcahamam'daki toplantısının ardından kendisine atfen yanlış bazı bilgilerin basına yansıdığına da işaret etti. Babacan, basına yansıyan haberlerde, Irak'ın kuzeyindeki bölgenin lideri Mesud Barzani ile PKK konusunda işbirliği yapıldığı yönünde kendisine atfedilen sözlerin doğru olmadığını belirtti ve ''Benim o toplantıda söylediğim şuydu: Bizim buradaki temel amacımız, PKK terör örgütünü yalnızlaştırmak, izole etmek. Bunu önemli ölçüde de başardık. Artık Arap ülkelerinden, Orta Doğu'dan ülkeler PKK'nın terör örgütü olduğunu teyit ediyor. AB, ABD öyle. Kuzeydeki yönetimden gelen açıklamalarda dahi eskiye göre biraz ton farklılığı var. Ama maalesef ciddi bir problem; kuzeydeki yönetim, bizim onların samimiyeti konusunda güvenimizi artıracak herhangi bir eylemde bugün için bulunmuş değil. Daha önceki açıklamalarına bakarsak, terör örgütüne bir zımni destek, bir sempati çağrıştıran açıklamalar. Son iki üç haftadır açıklamalarda biraz farklılık görüyoruz ama eylem var mı, bizim güvenimizi kazanacak adımlar atıldı mı? Bunun cevabı hayır maalesef'' dedi. -'BARZANİ BİZİM TANIMADIĞIMIZ BİR YÖNETİMİN ÖNDE GELEN İSMİ'' Bir gazetecinin, Türkiye'nin, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani ve Barzani'yi davet edeceği yönündeki haberlere işaret etmesi üzerine Babacan, ''İki ismi yan yana kullanmakta şöyle bir sıkıntı var. Talabani şu anda bizim tanıdığımız merkezi hükümetin cumhurbaşkanı. Oysa diğer isim, kuzeyde bizim tanımadığımız bir yönetimin, bir bölgenin önde gelen bir ismi. İkisini yan yana koyup davet etmeyi değerlendirmek zaten mümkün değil'' diye konuştu. Irak'a komşu ülkeler toplantısına davet mektuplarının dışişleri bakanlarına gönderildiğini, ancak hükümet başkanı düzeyinde katılım olursa bunun Türkiye'yi mutlu edeceğini belirttiklerini söyleyen Babacan, Irak'tan Başbakan Nuri El Maliki'nin toplantıya katıldığını hatırlattı. Babacan, ''Bunun dışında herhangi bir davetimiz söz konusu değil'' dedi. "Türkiye'nin, kuzeydeki yönetimi tanımamasının Irak anayasasının da tanınmaması anlamına gelip gelmediğinin" sorulması üzerine Babacan, ''Uluslararası ilişkilerde tanımama tek taraflı bir karardır. Onların anayasasından bağımsız olarak'' ifadesini kullandı. Bu arada Babacan, basın toplantısından önce ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley ile Beyaz Saray'da bir saat görüştüğünü söyledi. Babacan, Hadley ile görüşmesinin, Başbakan Erdoğan ile Bush arasındaki Beyaz Saray görüşmesini takiben yapıldığını ve PKK konusunu değerlendirdiklerini kaydetti. Ancak ayrıntı vermedi. Sınır ötesi operasyon olasılığına ilişkin bir soruya karşılık Babacan, ''Her türlü enstrüman şu anda masada'' dedi ve ''Irak'ta merkezi hükümetin belki niyetleri iyi ama kuzeyde fiziksel imkanı yok. Kuzeydekilerin fiziksel imkanı var ama siyasi iradesi şüpheli'' açıklamasında bulundu. Amerikan hakimiyetinde bir bölge söz konusu olduğu için, Türkiye'nin ''birisiyle çalışacaksa bunun Amerika olacağını'' vurgulayan Babacan, istihbarat paylaşımı konusunda uygulama safhasının içinde olduklarını, Bush-Erdoğan görüşmesinin ardından geçen üç haftada istihbarat, diplomasi ve askeri konularda ilerleme kaydedildiğini ifade etti. İki PKK liderinin yakalandığı yönünde medyada yer alan haberlere ilişkin bir soru üzerine ise Babacan, ''Bu soru daha önce bana, İçişleri Bakanı'na, Başbakan'a soruldu. Bizde böyle bir bilgi yok. Medyada biz de okuyoruz ama bize böyle bir bilgi ulaşmadı. Medyada çıkan haberleri ben doğrulayamıyorum'' dedi. ANNAPOLİS ZİRVESİ Annapolis zirvesi çerçevesinde ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın verdiği resepsiyon ve yemeğe katılan Babacan, bu yemekte ABD Başkanı Bush'un da bir konuşma yaptığını ve Orta Doğu sorununa iki devletli çözümü vurguladığını anlattı. Babacan, Orta Doğu'nun kritik bir dönemden geçtiğini kaydetti. Türkiye'nin Orta Doğu'ya özel önem ve öncelik verdiğini belirten Babacan, bu çerçevede gerçekleştirdiği 11 ülkeyi kapsayan Orta Doğu ziyaretlerine işaret etti. Babacan, bu ziyaretlerde İsrail-Filistin meselesinin yanı sıra Irak, kuzey Irak'ta PKK ile ilgili sıkıntılar, Lübnan'da seçim, İran'ın nükleer programı konularının ele alındığını belirtti. Türkiye'nin İsrail ve Filistinli iş adamlarıyla ortaklaşa kuracağı sanayi bölgesinin Filistinlilere iş imkanı sağlayacağını ifade eden Babacan, arazi tahsisinin yapıldığını, bölgenin sınırda, ancak Filistin toprakları üzerinde kurulacağını kaydetti. Bunun yanı sıra bir üniversite projesi başlattıklarını anlatan Babacan, ''Bir özel Türk üniversitesi. İsrailli ve Filistinli öğrencilerin bir arada eğitim görmesini öngörüyoruz. Sınırda olacak fakat bu sefer İsrail tarafında. Şu anda yer araması yapılıyor. Bir hastane, bir tıp okulu olacak içinde. Özellikle Filistin'de sağlık koşulları çok iyi değil. Ağırlıklı olarak Filistinlilere hizmet verecek bir hastane olacak. Sanayi bölgesine İsrail'de muhalefetin de desteği var. Üniversite konusunda da öyle. Muhalefet partilerinin de görüşleri alındı, destekleri tamamlandı. Şu anda uygulama safhasına geçiyoruz'' dedi. Babacan, ''Türkiye, Orta Doğu ile ilgili meselelerde artık çok etkin bir ülke olarak, önemli bir aktör olarak algılanıyor. Pek çok tarafın da aynı anda güvendiği bir ülke olma özelliği taşıyoruz aynı zamanda. Sadece bölgede barış ve istikrarı istememiz, bölgede kendi çıkarlarımız için değil, tam tersine bölgede yaşayanların huzuru, refahı için çalıştığımızı herkes anlıyor. Dolayısıyla ilişkilerde (Türkiye bu işin içinde ama buradan kendine bir menfaat mi sağlıyor) sorusu kimsenin aklına gelmiyor. Bu bizim için önemli'' diye konuştu. Annapolis zirvesi öncesinde Türkiye'nin belli ülke ve kurumların da davet edilmesi ve bu davetlerin kabul edilmesi yönünde çok çaba sarf ettiğini anlatan Babacan, kimsenin dışarıda bırakılmaması, kapsayıcı bir toplantı yapılması ve muhalefet cephesinin oluşturulmamasının önemli olduğunu söyledi. Washington'da zirve öncesi resepsiyon ve yemekte, İsrail Başbakanı Ehud Olmert ve Filistin lideri Mahmud Abbas ile görüştüğünü belirten Babacan, ''Bir iyimserlik havası hakim. En azından yeni bir müzakere sürecinin yedi yıl aradan sonra başlayacağı konusunda geniş bir mutabakat var'' dedi. Babacan, ''Umarız bu beklentiler somut sonuçlar verir. Umarız toplantıda, bu akşamki olumlu atmosfer devam eder, somut bir şekilde yeni bir müzakere süreci başlamış olur'' diye konuştu. İran konusunda bir soruya karşılık Babacan, ''İran en baştan katılmayacağını, pek çok ülkenin de katılmaması gerektiğini ilan etti. Böyle bir önerinin yolunu kapattılar. Biz onlarla henüz bu konuları görüşmeden, ben henüz İran'ı ziyaret etmeden. Dolayısıyla onların bu kategorik duruşundan sonra biz bu konuyu gündeme getirmeyi anlamlı bulmadık'' dedi. Suriye'nin en tereddütlü ülke olduğunu belirten Babacan, bu ülkenin, toplantıdan önce gündemin yazılı olarak deklare edilmesini ve Golan Tepeleri konusunun da gündemde yer almasını talep ettiğini söyledi. Yazılı bir gündem yayınlanmamasına karşın bütün başkentlerin bildiği gibi gündem maddeleri içinde Golan Tepeleri'nin yer aldığını belirten Babacan, Suriye'nin, bakan yardımcısı seviyesinde katıldığını ve bu katılımın çok önemli olduğunu kaydetti. Lübnan'daki cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili bir soruya karşılık da Babacan, 30 Kasım'da cumhurbaşkanı seçimi için tekrar bir deneme olacağını belirtti ve ''Cumhurbaşkanı seçiminin başarıyla sonuçlanması gerektiği, başarısızlığa bölgenin tahammülü olamayacağı düşüncesindeyiz. Oradaki gelişmeler fena değil. Umudumuzu yitirmiş değiliz Lübnan konusunda. (Seçimin Annapolis zirvesi sonrasına) ertelenmesi bir bakıma işi rahatlattı. Eğer yarın bir aksilik çıkmazsa o zaman Lübnan ile ilgili ortam daha farklı olacaktır. Bu toplantıyı Lübnan konusunun gölgelememesi daha iyi oldu. Bu toplantıdan sonra havanın biraz daha farklı olacağına inanıyorum'' dedi. Filistin'de Hamas'ın, Annapolis'de dışarıda bırakılmasına ilişkin sorulara karşılık Babacan, ''Filistin'de bu ikili görüntüden son derece kaygılıyız. İki Filistin olamaz. Bölünme Filistin davasına yardım etmiyor. Beklentimiz bir an önce bu bölünmüşlüğün giderilmesi'' diye konuştu. Filistin'de seçim sonuçlarının hiç dikkate alınmamasını da doğru bulmadıklarını belirten Babacan, Türkiye'nin Abbas yönetimini tanıdığını vurguladı. Türkiye'nin futbolda Dünya Kupası'nda Ermenistan ile aynı grupta olmasına ilişkin bir soruya karşılık da Babacan, ''Bu uluslararası bir şampiyona. Kuşkusuz sporun kendine özgü ortamı var. Centilmence maçları izleyeceğiz'' dedi. AA
<< Önceki Haber Söylem değişti ama eylem yok Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER