AK Parti Grup
Başkanvekili Faruk Çelik,
Türkiye'nin, çağdaş, sosyal, demokrat, dünyayla entegre olmuş bir muhalefetten yoksun olduğunu, bir sol irtica ile karşı karşıya olunduğunu iddia etti.
Çelik, partisinin
Bursa Kültürpark'ta düzenlediği bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, muhalefet partilerinin, bu Meclisin Cumhurbaşkanı seçemeyeceğini iddia ettiğini söyledi.
Bunun muhalefet partilerinin hukuk anlayışına, millet iradesine bakış açılarını ortaya koyduğunu dile getiren Çelik, ''Sayın
Başbakan aday mı, değil mi? Böyle bir şey yok ortada. Sayın Başbakan belki hiç aday olmayacak. Yani adaylığı söz konusu bile olmayan, böyle bir şeyin görüşülmediğini, tartışılmadığını söyleyen bir genel başkanla ilgili, Başbakan ile ilgili olmadık senaryoları üretmeye devam ediyorlar'' diye konuştu.
''SİNE-İ MİLLET TURİSTİK AMAÇLI''
Muhalefetin 2006 yılının sonunda
erken seçime gidilmesi gerektiğinin
konuşmaya başladığını, bundan bir sonuç alamayacaklarını nladıklarında ise ''Sine-i millete gideriz'' demeye başladıklarını söyleyen Çelik, şöyle devam etti:
''Sine-i millet
şaka bir kavram değildir. Çok önemli bir kavram ve sine-i millet de çok önemli bir eylemdir. AK Parti iş başına geldi. 1 yıl sonra siz diyorsunuz ki 'bu AK Parti'nin icraatları Türkiye'nin geleceği, milletin geleceği açısından bizi felakete götürüyor
arkadaş, onun için ben milletvekilliğimin 1. yılında istifamı basıyorum. Bu milletvekilliği sizin olsun biz millete dönüyoruz.
Millete sizi şikayet edeceğiz. Milletin demokratik tepkisini talep edeceğiz.' Böyle bir şey yaparsanız bu bir anlam ifade eder. Böylemi yaptı bunlar? Yok. 4 yıl
dolmuş 5. yıl da ha doldu ha dolacak. 'Ben sine-i millete giderim.' Zaten sine-i millet günü gelmiş. Meclisin çalışmasının tamamlanmasına 60 gün var. Sine-i millete dönecek gün bugün mü? Ayrıca sine-i millet konuşulmaz. Gideriz, gideriz olmaz. Sürekli milletin sinesinde olacaksın.''
AK Parti'nin genel başkanından, en alttaki ferdine kadar herkesin milletin sinesinde olduğunu söyleyen Çelik, şöyle konuştu:
''Ama sine-i milleti dillendirenler, sine-i milleti turistik amaçlı görüyorlar. Yani 'arada bir yaz tatilinde uğrayalım' düşüncesinde olanlardır ki bunların da itibar görmediğini hepiniz gördünüz. Millet bunlara da
prim vermedi, bu da sökmedi, bu da tutmadı. Hemen vazgeçtiler. Vazgeçtiler de ne oldu? Sine-i millet yetim kaldı. Ne anası var ne babası var.
Yetim bir sine-i milletle karşı karşıyayız.''
-''BALANSÇILARIN ÇIRAĞI''-
''
TBMM 367 kişiyle toplanmadan Cumhurbaşkanı'nı seçemeyeceği'' yönündeki görüşlere de değinen Çelik, şunları kaydetti:
''AK Parti 354 kişi olduğu için 'Cumhurbaşkanı'nı seçemezler' diyorlar. Bunu kimin, kimlerin dediğini, sizler dikkatle takip ediyorsunuz. Keşke her şey hukuki bir platformda, iyi niyetle tartışılsa. Bu tartışmanın başımızın üstünde yeri var. Milletin iradesinden rahatsızlık duyuluyor. Milletin tercihinden rahatsızlık
duyuluyor. Bir hukuk adamı olarak değil, maalesef balansçıların çırağı anlayışıyla sahneye çıkmış insanlardır ve bunu yapmaya da hakları yoktur.''
Mecliste
Cumhurbaşkanlığı konusunu tartışacak ve bu konulara çözüm üretecek çok kişi bulunduğunu belirten Çelik, şöyle dedi:
''Bu tartışmaları Türk kamuoyunun gündemine atanların, sayın Başbakan milletvekili olmadan önce, milletvekili olmaması için özel uçaklarla,
Diyarbakır-
İstanbul-
Ankara arasında gece nasıl
mesai yaptıklarını da biliyoruz. Hukuk adına utanç vesilesidir bunlar. Şimdi millete hukuk dersi vermeye çalışıyorlar. Bırakınız da bu memlekette bu dersi verecek çok hocalar var. Onlar çıksınlar, onlar konuşsunlar.''
İsmet İnönü'nün 25
Mart 1972 yılında TBMM'de yaptığı bir konuşmada, Türkiye'de birinci tehlikenin aşırı ''sağ akımlar'', demokratik rejimin öteki hastalığının da ''sol irtica'' olduğunu söylediğini ifade eden Çelik, ''Bugün Türkiye maalesef, çağdaş, sosyal, demokrat, dünyayla entegre olmuş bir muhalefetten yoksun. Bir sol irticayla karşı karşıyayız. Ama bu millet, bu tümseği de aşacaktır. Ben buna inanıyorum'' diye konuştu.