Gazeteci Yavuz Donat’a göre Türkiye’de işler o saat itibariyle durdu, bürokrat ve bakanlar hiçbir işe imza atmayacak. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in “Yeni hükümeti, yeni cumhurbaşkanı onaylasın” tavrı jest mi, rest mi tartışmaları sürerken, bu tavrın Anayasa’ya, demokratik ve parlamenter geleneğe uygun olup olmadığı da tartışılıyor. Sezer’in “Devlette devamlılık” ilkesini ihlal ettiği, atama görevini yürütürken, Anayasa’da tanımlanan hükümete onay görevini yapmadığı da belirtiliyor. Türkiye’de uzun yıllardır siyaseti ve devlet yönetimini gözleyen gazeteci Yavuz Donat ile akademisyenlere bu konuyu ve yeni hükümetin ertelenmesinin nelere malolacağını sorduk. Donat, gözlemlerine dayanarak Türkiye’de işlerin o saatte durduğunu söyledi. Prof. Seyfettin Gürsel (Bahçeşehir Üniversitesi) PARLAMANTER REJİMİN RUHUNA UYMADI Hiçbir parlamenter rejimde olmayacak bir durum yaşandı. Bir tarafta oyunu tekrar önemli ölçüde artırarak iktidara gelmiş bir hükümet, öbür tarafta ise çeşitli nedenlerle cumhurbaşkanı seçilemediği için, süresi dolmuş bir cumhurbaşkanı var. Böyle bir durumda bu kabine listesi dünyanın her parlamenter rejiminde onaylanırdı. Yadırgatıcı ve şaşırtıcı. Parlamenter rejim olmadığımızı biliyorduk ama sayın Sezer bize bunu bir kez daha hatırlatmış oldu. PİYASALAR MORALDEN MAHRUM EDİLDİ Yeni hükümetin kurulmasının yaklaşık on gün ileri atılması da iyi olmadı tabii ki. Şu sıralarda piyasalar yeni bir hükümet ve yeni başlangıç duymak, görmek isterdi. Ekonomiden sorumlu yeni bakanlar ne diyorlar, hükümetin nasıl bir programı var, ekonomik reformlar olacak mı... Bütün bu konuların şu günlerde ilan edilip konuşulması piyasalar açısından iyi bir moral olurdu. Bu durumun piyasaları körüklediğini söylemem zor, ama yeni bir hükümetin pozitif etkisinden mahrum kaldığını söyleyebilirim. Çünkü bugün yeni hükümet belli olacaktı ve ekonomiden sorumlu bakanlar şu anda demeçler verecekti. Özellikle olumsuz bir etki yapmaz, ama ekonominin bu zor ve sarsıntılı döneminde piyasaların yeni hükümetin söyleyeceklerine ihtiyacı vardı, bundan mahrum oldu. Yavuz Donat (Sabah Gazetesi) ZOR DURUMDA BIRAKTI Cumhurbaşkanı devlet memuru değildir, o bakımdan cumhurbaşkanının davranışlarını ‘şu ya da bu şekilde olmalı’ diye nitelendirmek mümkün değildir. Cumhurbaşkanı devleti temsil eden en tepedeki yetkili ve görevlidir, onun da kendisine göre bir üslubu ve yoğurt yiyiş tarzı vardır. O da böyle bir yol seçmiştir, buna, görevi ihmal ya da başka bir şey denemez. Ama Ahmet Necdet Sezer, Çankaya’dan ayrılacağı son güne kadar görevinin başındadır ve tam anlamıyla yetkilidir. Burada; nasıl olsa Çankaya’dan gitmek üzere, götüreceğimiz liste aynen onaylansın, tarzında bir şey oldu. Anladığım kadarıyla Cumhurbaşkanı da buna dayatma diye baktı ve ‘O zaman yeni cumhurbaşkanı onaylasın’ dedi. Bu, hükümeti de, yeni gelecek cumhurbaşkanını da zor durumda bırakacak bir husustur. BÜROKRATLAR BİR KAĞIT BİLE İMZALAMAZ Bürokraside bir süredir, özellikle de seçimden sonra, hükümet değişecek, kim gidecek, kim gelecek, beklentisi vardı. Her şey düne kilitlenmişti. Dün Çankaya’dan bir liste çıksaydı, bugün Bakanlar Kurulu toplanacaktı ve hükümet yeniden çalışmaya ve gaza basmaya başlayacaktı. Gaza basma olayı durdu, yeni hükümette kimin gidip kimin geleceği belirsiz. Hiçbir bürokrat bu durumda bir kağıt bile imzalamaz, hiçbir bakan da önemli bir karar alamaz. Çünkü aldığı önemli karar yeni gelecek olan bakan arkadaşını da bağlayacak. Böyle bir durumda herkes beklemeye girer, devlet ve yönetim patinaj yapar. NTV