HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendi, "Olamayacaksın. Senin başkanlık sistemini, rejimini bu ülkede biz asla kabul etmeyeceğiz" dedi.
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık sistemi önerisini "Şimdi başkan olacağım diyor. İlkokul birinci sınıftakiler gibi. Olamayacaksın. Asla kabul etmeyeceğiz. Senin rüyalarında kalacak. Halifelik meselesine inanmış gerçekten. Birileri sen halifesin diye gazı vermişler o da yürümek istiyor. Halifelik demek istiyor da diyemiyor" sözleriyle eleştirdi.
METAL İŞÇİLERİ DE TOPLANTIYA KATILDI
Grevleri ertelenen Birleşik Metal İş Sendikası'na mensup işçilerin de katıldığı toplantıda işçilerle dayanışma mesajı veren Demirtaş, "Korsan bir şekilde, anayasaya aykırı bir şekilde grev ertelendi. Bu aslında iptal demektir. 60 gün sonra grevin politik ve sosyolojik koşulları ortadan kalkmış demektir. Kaldı ki, 60 gün sonra yeniden erteleme kararı verebilirler; böyle böyle seçimin sonrasına kadar götürürler" dedi.
"PADİŞAH EMRETMİŞ, SÖZLEŞMELİ 4C BAŞBAKAN YAPMIŞ"
Demirtaş, işçilerin haklarını istemek için yapacakları grevin ertelenmesini ise, şöyle değerlendirdi:
"Padişah ve şehzadeleri milli güvenliği bozucu olduğuna karar vermişler. Nasıl bir milli güvenliktir? Bu işçiler hangi milletin üyeleridir? Bu milli güvenliği nasıl bozacaklar? Buna dair tek bir cümle yok. Milli dedikleri kimdir bilmiyoruz? Milli dedikleri milletse, millet bunlardır. Milletin yüzde 85'i, üreten, alnının teriyle çalışan bunlardır. Kendi kendinin güvenliğini de bozacak değiller her halde. Milli güvenlik dedikleri sarayın güvenliğidir. Sarayın güvenliğinin bozulmasından korktukları için alelacele Bakanlar Kurulu toplanmadan bir özel kalem müdürünün dosyayı elden ele, makamdan makama dolaşıp imzalatarak aldığı bir karadır. Bakanlar okumamıştır bile. İddia ediyorum. Bakanların büyük bir kısmı önüne gelen dosyayı okumamıştır bile. 'Padişahın emri var' imzalanacak denmiştir. Onlar da tıpış tıpış imzalamıştır. Sözleşmeli 4C Başbakan da aynen bu şekilde imzalamıştır. Padişahtan emir gelirse ne denebilir ki. Grev kararından neden bu kadar korktuklarını bütün Türkiye'nin iyi anlaması lazım. Bu işçiler, Türkiye'deki otomotiv sektörü başta olmak üzere metal işçilerini en ağır şekilde yapan işçilerdir. Avrupa'daki emsallerinin beşte biri kadar maaş alırlar. 866 TL maaş alan var. Saraydaki altın kaplama bir bardağın fiyatı bin liradır. İşveren sendikası toplu sözleşme kabul etmiyor ve 100 TL zam öneriyor."
"ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERİN MAAŞLARINI GÖREN YOK"
Şirketlerin reklam bütçelerinden, üst düzey yöneticilerine verilen maaşlara da değinen Demirtaş, şunları söyledi:
"Üst düzey yöneticilere verdikleri maaş resmi olarak kayıtlara yazılmıyor bile o kadar uçuk maaştır. İşçiye 866 TL ama üst düzey yöneticinin maaşını vergi kaçırmak için İsviçre'ye yatıranlar var. Çünkü aylık eski parayla 250 milyar TL, 500 milyar TL maaş alan yönetici var. İşçilerin grev yapmasını önlemeye çalışanlar bunları sormuyor, görmüyorlar. İşçinin maaşı kuruşuna kadar asgari ücretinden, daha kaynaktan kesiliyor. İşçi daha maaşını almadan yarısını alıyorlar. Ama, ne patron karından vergi ödüyor, ne de üst düzey yöneticiler aldıkları maaştan vergi ödüyor. Bu işte böyle soyuluyor. Evet ekonomi büyük, para çok doğru. Dünyanın 18. büyük ekonomisi, doğru ama dünyanın en büyük soygun ekonomisi."
MESS ÜYESİ İŞADAMLARINA ÇAĞRI
Gelir dağılımının adaletsizliğine de değinen Demirtaş işçilere "Biz HDP olarak yanınızdayız" dedi ve Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) üyesi işadamlarına da seslendi, "AKP'nin değirmenine su taşımak istemiyorsanız MESS'ten ayrılın, işçilerinizle insan onuruna yaraşır bir toplu sözleşme yapın" ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN'A SESLENDİ: "YA İNANCINI YİTİRDİN, YA ÇOK PARA KAZANDIN"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yıl önce ziyaret ettiği bir işçi grevinde telafuuz ettiğini belirttiği, "İşçilerin yanında olmayı inancımızın bir gereği olarak görev telakki ederiz" sözlerini hatırlatan Demirtaş, "Ya inancını yitirdin ya da çok para kazandın ya da ikisi birden" diye konuştu.
İşçinin, emekçinin, esnafın hükümetin gözünde hiçbir değeri bulunmadığını dile getiren Demirtaş, üniversite öğrencilerinin harçlarını ödeyemez durumda olduklarını ve okullarını uzattıklarını söyledi. "Kim bu çocuklar işte bu işçilerin çocukları. Babasına annesine 866 TL veriyorsun, çocuğundan yıllık 1000 TL harç istiyorsun. Ödeyemeyince 5 bin TL'ye kadar cezalı bir şekilde harç ödesin diyorsun. Annesi babası grev yapınca grevi yasaklıyorsun, çocuk harcı ödeyemeyince okuldan atıyor, tutukluyorsan, öğrenci onu protesto edince sokakta gazlıyorsun, copluyorsun. İşte bunun tamamı zulüm düzeninin ahtapot kollarıdır. Bunların yaptığı baskı düzeninin sistematik hale gelmiş biçimidir."
"BAŞKANLIK SİSTEMİNİ, REJİMİNİ ASLA KABUL ETMEYECEĞİZ"
Konuşmasında sözü Başkanlık sistemine getiren Demirtaş, şöyle konuştu:
Doymuyorlar ki. Şimdi 'Başkan olacağım' diyor. İlkokul birinci sınıfta çocuklar var ya, tutturuyorlar 'Ben başkan olacağım, ben başkan olacağım' diye. Şimdi bu da tutturmuş 'Ben başkan olacağım' diye... Olamayacaksın. Senin başkanlık sistemini, rejimini bu ülkede biz asla kabul etmeyeceğiz. Senin hülyalarında rüyalarında kalır. İlla başkan olacak. Bak sarayı var, cumhurbaşkanı olmuş, hükümet, yargı emrinde, medyası var, trilyonlarca serveti var, rektörler ona bağlı, valiler, kaymakamlar emrinde. Bütün ülke onun ama yetmiyor. 'Başkan olacağım, ille başkanlığı bu ülkeye kabul ettireceğim' diyor. Çünkü ülkede bırakın iki adam olmasını, bir buçuk adam olmasını bile kabul etmiyor. Yarımı bile kabul etmiyor. İlle tek adam olacak. Şimdi bunu seçim propagandasına dönüştürecek. Ne değiştirecek anlatamıyor. Televizyonlara çıkıyor, 'Efendim değişiklikler istedik yapamadık'. Neyi değiştiremedin, ne yapmak istedin de birileri sana engel oldu? Allah aşkına soruyorum. Rektör atamak istedin de engel mi olundu? Tamamını itham etmeyelim ama bütün rektörler sana bağlı. Medyanın büyük bir kısmının maaşını bizzat sen veriyorsun, parayla köşe yazısı yazdırıyorsun artık. Neresi senin değil? Başkan olunca ne yapacaksın tam olarak ülkeyi zaten tek adam sistemiyle yönetiyorsun. Kafasında demek ki başka bir şey var. Halifelik meselesine gerçekten inanmış. Birileri onun inandırmış, 'sen halifesin' diye gazı vermişler. Başkanlık falan değil, hilafet, halifelik demek istiyor da diyemiyor. Başkanlık diye bir isim koymuş."
"CUMHURBAŞKANI ANAYASAYI TANIMIYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ülkedeki hukuksuzluğun başı konumuna geldiğini dile getiren Demirtaş, "Ülkenin cumhurbaşkanı anayasayı takmayan, tanımayan bir çalışma yürütüyor. Seçim meydanlarında oy istiyor. Hani yemin ettin, tarafsız cumhurbaşkanı, hani bütün halkın, 77 milyonun cumhurbaşkanı olacaktın? Kimseden çekincemiz yok. Hatta üç beş başbakan daha ata, çıksın her gün onlar da miting yapsın. Korkumuz yok. Biz o barajı aşacağız, sizi frenleyeceğiz, sizi gerileteceğiz" şeklinde konuştu.
"O MAKAMI LEKELİYORSUN"
Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanlığı makamını istismar ediyorsun, o kurumu, Cumhurun başkanı olma kurumunu lekeliyorsun, ülkeye zarar veriyorsun, toplumu ayrıştırıyorsun. Bunu yapma, bu son derece yanlıştır. Bir cumhurbaşkanı çıkıp bir parti için kampanya yürütemez. Yürütme demiyorum, yürüteceğini biliyorum. Ama zarar vereceksin. Ülkeyi kaosa sürükleyen adımları birer birer attığını fark etmeni umut ediyoruz. Devletin uçağı, parasıyla, cumhurbaşkanlığının uçağıyla AKP kampanyası yürütüyorsun. Anayasa suçu işliyorsun. Başbakan da aynı suçu işliyor. AKP kongresine gidiyor, başbakan uçağıyla gidiyor. AKP kasasından tek kuruş harcamadan devletin bütçesiyle AKP kongreleri yapılıyor. Sayın Davutoğlu, hani yetim hakkına duyarlısınız ya bir açıkla bakalım. Hangi AKP kongresine genel merkezin aldığı uçak biletiyle, tarifeli uçakla gittin, seni havalimanında başbakanlığın makam aracı karşılıyor. Efendim sonra da 'hepiniz gelin' diyor. Meydan okuyana bak. Sevsinler seni. Biz tek yeteriz sana merak etme."