Baykal,
Habertürk Televizyonu
Basın Kulübü programında gazetecilerin soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı
seçimi sürecinde yaşananları değerlendiren Baykal, son
Cumhurbaşkanlığı tartışmasının
Türkiye açısından eğitici, öğretici olduğunu, olması gerektiğini belirtti. TBMM'de 364 milletvekiline sahip bir siyasi partinin Cumhurbaşkanını seçmeyi başaramadığını ifade eden Baykal, bunun
AK Parti için büyük başarısızlık olduğunu savundu.
Cumhurbaşkanı'nın AK Parti'li olabileceğini söylediklerini belirten Baykal,
'
Başbakan seçimi çok kötü yönetmiştir' dedi. Bunun, Türkiye bakımından da üzüntü verici olduğunu ifade eden Baykal, Cumhurbaşkanını seçemeyen parlamentonun sonunda seçime sürüklenmek zorunda kaldığını söyledi.
Baykal, 'Kimi ne hakla suçluyor? Kimseden şikayet etme hakkı yoktur. Bu, onların başarısızlığıdır. Türkiye'de Cumhurbaşkanı mutlaka uzlaşmayla seçilmelidir. Cumhurbaşkanlığı dayatmayla seçim yapılamayacak bir yerdir. Başbakansın, hukuku doğru izle. Demokrasiyi, muhalefeti doğru değerlediremedi'
diye konuştu.
Kendisinin bu seçimden
ders çıkardığını dile getiren Baykal, gelecek seçimlerde birinci parti çıkmaları halinde, Cumhurbaşkanı seçimi konusunda AK Parti dahil tüm partileri ziyaret ederek,
yardım isteyeceğini kaydetti.
Bir soru üzerine Baykal, AK Parti'nin yeni genel merkezini seçimden sonra ziyaret edeceğini belirterek, 'Seçimden sonra yapacağım ilk işlerden biridir' dedi.
ÖSS KALKACAK MI?
Gençliğe yönelik vaatlerinin sorulması üzerine Baykal, Türkiye'de ÖSS'ye giren öğrencilerin üçte ikisinin üniversiteye giremediğini, ancak lisede üniversiteye girecek gibi yetiştirildiğini belirtti. Olayın lise çevresinde ele alınması gerektiğini anlatan Baykal, üniversiteye giremeyeceği anlaşılan
öğrencilerin lise 2. sınıfta tespit edilerek, iş ve meslek yaşamına yönlendirilmesinin sağlanacağını söyledi. Bunun milli eğitim bakanlığı kaynaklarıyla çözülemeyeceğini ifade eden Baykal, bu konuda, MEB, YÖK ve iş
dünyasının el ele vermesi gerektiğini kaydetti.
ABD'DEKİ SUİKAST SENARYOLARI
ABD'deki bazı senaryolarda eski
Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu'ya
suikast girişimine ilişkin konuların yer aldığının belirtilmesi üzerine Baykal,
ABD'de böyle senaryolar etrafında gelişmeleri öngörmeye çalışan kurullar bulunduğunu ifade etti. Baykal, 'Bu onların yaygın yaptıkları bir çalışma. Ama beni rahatsız eden, bir önemli yargıcın bir cinayete
kurban edilmesi senaryosunun somut bir kişi hakkında öngörülmüş olması. Bu, şeytanın aklına taş getirmek'
dedi.
IRAK VE 1 MART TEZKERESİ
Deniz Baykal, '1
Mart tezkeresi TBMM'den geçseydi,
terör ve
Kuzey Irak konusunda bunlar yaşanmazdı' yönündeki eleştirilen hatırlatılması üzerine, hala
Türk kamuoyunun bu noktada zihninin netleşmediğini belirtti.
Tezkerenin, 'ABD
ile ortak harekat
düzenleme' olarak düşünüldüğünü ifade eden Baykal, tezkerenin
özünün, '65 bin
yabancı askerin Türkiye'nin güneydoğusuna, ne zaman çıkacağı belli olmaksızın yerleşme yetkisi' olduğunu kaydetti.
Baykal, 'Tanklarıyla, toplarıyla 65 bin asker, Türkiyemize yerleşecekti. 'Bunu niye engellediniz' diyorlar' dedi.
Türkiye'nin en hassas coğrafyasına 65 bin askerin yerleşmesi halinde, bölgedeki terörle nasıl mücadele edileceğini soran Baykal, '
1 Mart tezkeresi, 'Türkiye yabancı askerlerin işgalinde olsun' demektir' şeklinde konuştu.
Baykal, o dönemde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, bu yabancı askerlerin ne
zaman çıkacağını sorduğunu belirterek, Erdoğan'ın kendisine, 'Vallahi ben de
bilmiyorum' dediğini ifade etti.
'NE ÖNERİLİRSE KABUL ETMEK'
Ortadoğu'da Türkiye'nin itibarının tezkere nedeniyle arttığını söyleyen Baykal, ABD'nin Türkiye'nin müttefiki olduğunu, ABD ile bir gerginlik yaşama peşinde olunmayacağını ifade etti. Baykal, 'Ama, 'ABD ne önerirse kabul etmek' anlayışı yanlıştır' dedi.
Gelinen noktayı değerlendiren Baykal, şunları söyledi:
'Manzara şu;
Kuzey Irak, terörün yuvalandığı, himaye gördüğü, eğitim olanaklarını kullandığı bir coğrafya haline gelmiştir. Bir ülkedeki terör, bir komşu ülkeden himaye görürse bunu etkisiz kılmak çok güçtür. Irak bu rolü üstlendi.
Suriye'dekini nasıl ortadan kaldırdık? Kararlılık içine girdik.'
Irak'ın terörü himaye etmesinin kabul edilemeyeceğini, bunun uluslararası hukuk kurallarına aykırı olduğunu ifade eden Baykal, '
PKK terör örgütüdür. Bütün
dünya öyle diyor, ama Kuzey Irak değil diyor. Yok öyle şey. Bu kabul edilemez' dedi.
Türkiye'nin geçmişte Suriye konusunda blöf yapmadığını söyleyen Baykal, blöf yaparak bu işin yürütülemeyeceğini belirtti. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Irak'ın, Bağdat'ın, Kuzey Irak'ın takındığı tavır gayri meşrudur, kabul edilemez.
Nokta. Türkiye buna inanacak. Başbakanı da Cumhurbaşkanı da halkı da
iktidarı da muhalefeti de... Herkes buna inanacak. Kabul edilemez diyeceğiz. AB temsilcisine, ABD'ye, 'Niye buna ses çıkarmıyorsunuz? Sen Bin Ladin ile
El-Kaide' class='textetiket' title='El Kaide haberleri'>El Kaide
ile müzakere mi ediyorsun?' diyeceğiz'
'TÜRKİYE'NİN HAKKI'
Irak'ın Türkiye'deki teröre
destek olmasının engellenmesini istediklerini söyleyen Baykal, bunu istemenin Türkiye'nin hakkı olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin bu konudaki gücünü hissettirmek zorunda olduğunu belirten Baykal, şunları kaydetti:
'Kuzey Irak Türkiye için tehdidi himaye ediyor. Bizim bu tehdidi durdurmamız lazım. Bu, hakkımızdır, bunu gerçekleştirmemiz lazım. Türkiye gücünü bu konuda hissettirmek zorundadır. Türkiye bütün gücüyle bu kararlılık içine girse, Türkiye Kuzey Irak'ın bu gayri meşru tavrını sürdürmesine engel olur. Bu,
tercih edilen bir şey değildir. Ama mecbur kalırsa Türkiye'nin hukukunu her türlü
meşru yöntemle sonuna kadar savunacağını görmek zorunluluğu vardır. Bunu göstermeden Türkiye'yi oyalarlar. Türkiye oyalanıyor.'
ABD'nin, Türkiye'nin bu müdahaleyi yapmamasını istediğini, Türkiye'nin de bunu istemediğini belirten Baykal, ancak ülkenin, sınırlarını savunulabilir hale dönüşmesini sağlamak zorunda olduğunu ifade etti.
'SON DAKİKA AVUNTULARI'
Başbakan Erdoğan'ın, konuyla ilgili '
sivil toplum örgütleri ve muhalefetle görüşüp mutabakata varacakları' yönünde bir çağrısı olduğunun belirtilmesi üzerine Baykal, şöyle devam etti:
'Bunları ciddiye alma imkanına sahip değilim. Bunlar son dakika avuntuları. Türkiye seçime giriyor.
Millet de bu konuda karar alacak. Halkımızın, milletimizin bu seçimde, hükümetin bu güven vermeyen, teröre bir çeşit fırsat tanıyan, teröre karşı etkin mücadele iradesini yansıtmayan
politikas hakkında kararı önemlidir. Dünya da, Irak da, ABD de bunu bekliyor. Eğer Türkiye önümüzdeki seçimde bu konuda net bir kararlılık ortaya koyarsa, bu çok şeyi değiştirir. Türkiye'nin bu konuda bir
milli irade sergilemeye ihtiyacı vardır.
Başbakanın durumu bellidir. O, bu konuda etkin bir mücadeleyi verme şartlarına sahip değildir. Bu görülmüştür artık, şu ana kadar izlediği politika da ortadadır. Millet de bunu teşhis etmiştir. O nedenle tepki göstermektedir.'
'
Sınır ötesi
operasyon tek çözüm müdür?' sorusuna karşılık Baykal, 'Elbette tek başına çare değildir' dedi.
'BÜYÜKANIT İLE GÖRÜŞMEDİM'
Deniz Baykal, '
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile yaptığınız
telefon konuşmasında neler konuşuldu?' sorusu üzerine, 'Benim hafızamda yer etmiş hiç bir
telefon görüşmesi yok' dedi. Orgeneral Büyükanıt ile yalnızca törenlerde karşılaştıklarını, bunun dışında böyle
buluşma, temas olmadığını ifade
etti.
'Erdoğan'ın Siirt'ten milletvekili olmasında rolünüz vardı. Önünü açtığınıza pişman mısınız? Bunun öncesinde görüşmeniz oldu mu?' sorusuna Baykal,Erdoğan ile milletvekili olmasını sağlamaya yönelik hiç bir görüşmesi olmadığını
belirtti.
Baykal, 'Siz bir
siyaset adamına, partinin genel başkanı olarak sıfat vereceksiniz, seçime girecek, vatandaş onun adına oy verecek ve yüzde 34 oy alacak. Ondan sonra halka diyeceğiz ki, 'Ama bunu milletvekili yapamazsınız.'
Böyle bir şeyi sürdürmek mümkün değildir' dedi.
Bu konuda pişman olmadığını söyleyen Baykal, milli iradeye saygı için bu konunun düzeltilmesi gerektiğini düşündüklerini ifade etti.
'ONURLU BİRLEŞME'
Merkez sağdan isimlerin
CHP listelerinde yer almasına yapılan eleştirilerin hatırlatılması üzerine Baykal, Türkiye'nin sorununun, sağ ve solun ötesinde, ulusal bütünlüğe yönelik tehlikelerle ilgili olduğunu söyledi.
Baykal, 'Onlar Türkiye'nin farkındaydılar. Görev duygusu içinde, risk alarak tartışma hedefi olmayı göze alarak bu kararı aldılar. Bu, çok onurlu bir
birleşmedir' dedi.
Bir başka soru üzerine Baykal, TBMM'nin iki partili olmayacağını belirterek, ikiden fazla partili bir meclis beklediğini kaydetti.
Yolsuzluklarla ilgili sorulara karşılık Baykal, 'İktidar olursak, objektif
güvenilir bir mali heyete her şeyimi devredeceğim. Ailemizin bütün mali
ilişkilerini onun gözetmesini isteyeceğim. Sen Başbakan olacaksın, her türlü
ihale, her türlü olay... Eskiden çanak vardı, şimdi
havuz aşamasına gelindi' dedi.
Şehit cenazelerinde hükümete yapılan tepkilerin hatırlatılması üzerine Baykal, camide yapılan siyasi tezahüratın kendisini de rahatsız ettiğini
bildirdi.
Acı içindeki insanların haksızlık da yapabileceklerini belirten Baykal, iktidarın tepkilere karşı yaptığı açıklamaları eleştirdi. Baykal, 'O acıya saygı göstermeliyiz' dedi.
Deniz Baykal, cenazelerde hükümete yönelik tavrın farklı olduğunu ifade ederek, 'Bu, hükümetin,
terörle mücadele konusunda ciddi yanlışlar yaptığı konusundaki toplum algılaması' diye konuştu.
VATAN