Yeşilçam'ın ünlü jönlerinden
Ediz Hun da
referandumda '
evet' diyeceğini açıklayan
sanatçılar kervanına katıldı. Bir dönem
ANAP saflarında Parlamento'da görev yapan eski
siyasetçi, 'hayır' oyu vereceklerin anayasa paketine değil, AK Parti'ye karşı çıktığına dikkat çekiyor. Bu noktada herkesi 'vicdanlı' davranmaya çağıran Hun, "Şartlı refleksten vazgeçelim, şartlanmayalım. Referandumda herkes elini vicdanına koysun. Yeni anayasayı okusunlar, ondan sonra karar versinler." diye sesleniyor. Kendisinin metni baştan sona okuduğunu ve beğendiğini ifade eden ünlü aktör, 'hayır' demeye hazırlananlara da aynı şeyi
tavsiye ediyor: "Açıp yeni metni okuyun, eskisiyle kıyaslayın. Eğer çok şartlanmış değilseniz 'evet' oyu vereceğinizi düşünüyorum."
Türk sinemasında 113 filmde başrol oynayan Ediz Hun, aynı zamanda siyasetçi ve eğitimci bir kimliğe de sahip.
Oslo ve Trondheim üniversitelerinde aldığı
biyoloji ve çevre bilimleri eğitimini senelerdir üniversite öğrencilerine aktarıyor. Bir dönem ANAP genel başkan yardımcılığı görevinde de bulunan ünlü aktör, şimdilerde siyasetten uzak duruyor.
Ediz Hun,
1980 darbesi olduğunda Oslo'da eğitim görüyormuş. 12
Eylül sabahı da Oslo'ya uçması gereken Hun, o günü şöyle anlatıyor: "Eşim ve çocuğumla birlikte
Yeşilköy Havalimanı'na gittim. O yıllarda siyasi bir kimliğim olmadığı için zorluk çekmeden uçağa bindim." Kendisi zorluk yaşamasa da darbenin
mağdur ettiği insanlar için üzüntüsünü dile getiren ünlü aktör, özgürlüklerin kısıtlanmasına karşı çıkıyor.
Anayasa değişikliğinin bir ihtiyaç olduğunu dile getiren Hun'un gerekçesi de şu: "Dünya ve
Türkiye, son 28 yılda çok değişti.
Teknoloji hızla gelişiyor. Bir cep telefonu bile 3 ay sonra eski sayılıyor. Dünya böyle hızla değişirken, anayasaların da değişmesi, zamana göre uyarlanması gerekir."
Sanatçı, yeni anayasa paketinde eksikliklerin olabileceğini ama eskisine nazaran çok daha
modern bulduğunu ifade ediyor. "Bu benim için uygun bir anayasadır." diyen ünlü jön, 1980 darbesi olmasaydı Türkiye'nin 50 yıl ileride olacağını savunuyor. Ediz Hun'a göre, demokratik ilkelerden uzaklaşmak insanları ilkel, ülkeleri de geri bırakıyor. Bu nedenle de
12 Eylül'deki referandumu 'siyaset üstü bir hadise' olarak değerlendiriyor. Türkiye'nin geleceğini düşünen herkesi sağduyuya çağıran Hun, "Desteklediğiniz partiler olabilir, düşüncelerinize saygı duyuyorum. Ama referandumda sağcı-solcu meselesini bırakalım. Bu ülkenin evlatları olarak birbirimizi kardeşçe kucaklayalım. Kinle, nefretle hiçbir yere varılmıyor. Bu deneyimi yaşadık." vurgularını yapıyor. Sol gelenekten gelen siyasilerin referandumda 'hayır' oyu kullanmalarına bir anlam veremediğini söyleyen sanatçı, şöyle devam ediyor: "Arkadaşların pek çoğunu tanıyorum. Psikolojide şartlı refleks vardır, şartlanmayalım, vicdanımızla, zihnimizle anayasayı yeniden irdeleyelim. Beğenmediğimiz maddeler varsa itirazımızı yapalım ama topyekün bir 'hayır' anlamsız."