Şandır, MHP
Mersin Milletvekili
Kadir Ural, İl Başkanı Mahmut Tat ve ilçe başkanlarının katılımı ile Merada Center'da düzenlediği basınla sohbet toplantısında, basın mensupları ile
siyasetçilerin
toplum adına ortak sorumluluklarının bulunduğuna dikkati çekti.
Ortadoğu ve
Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan gelişmelere değinen Şandır, ''Yeni yüzyılın ilk çeyreğinde, her yüzyılın ilk çeyreğinde olduğu gibi küresel güçler, küresel projelerini özellikle değerli hale gelen bölgemizde uygulamaya çalışıyorlar. Çevremizde gördüğümüz
yangın, Büyük Ortadoğu Projesi'nin uygulamasıdır. Bu uygulamanın
Türkiye'ye yansımayacağını söyleyebilmek mümkün değildir. Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye de vardır ve 17 vilayetinde
Kürdistan kurulması, haritalarıyla birlikte ilan edilmiştir. Dolayısıyla çevremizde özellikle
Kuzey Afrika'da yaşanan olaylar, bir
halk isyanı değil, bu projenin uygulamasıdır. Bu projenin eşbaşkanı olan Başbakan'ın bunun Türkiye'ye sıçramasını önleyebilmek için çok da bir gücü kalmayacaktır'' dedi.
''Başbakan'ın ele geçirdiği medya ve
sermaye gücünü, demokrasinin imkanlarını da kullanarak ülkeyi ve milleti hızla bir karanlığa, uçuruma sürüklediğini'' öne süren Şandır, ''Bu gidişin durdurulmasının en
erken imkanı
12 Haziran seçimleridir.
Küreselleşme olgusunun küresel projelerin bölgemizde sıcak savaşlarla uygulandığı bu süreçte, Türkiye'yi milli ve milliyetçi bir siyasetin ve bir kadronun yönetmesi gerektiğine inanıyoruz'' diye konuştu.
-''YOLSUZLUK, YOKSULLUK VE YASAKLARLA MÜCADELE''-
Konuşmasında hükümetin 8 yıllık
iktidar sürecine de değinen Şandır, 18
Kasım 2002'de güven oyu olarak göreve başlayan
AK Parti Hükümeti'nin, açıkladığı program ve
Acil Eylem Planı'nda ''3Y'' olarak tabir ettiği ''yolsuzluk,
yoksulluk ve yasaklarla'' mücadele edeceğini belirttiğini anımsattı.
Çeşitli raporlardan sonuçlar açıklayan Şandır, ''
Dünya Bankası raporuna göre Türkiye, yolsuzluklar yoluyla milli gelirin üçte birini kaybetmekte, zayi etmektedir. AKP iktidarı döneminde yolsuzlukların bittiğini hatta azaldığını söylemek mümkün değildir. '
Yolsuzluklara damardan girdik, hortumları kestik' diyerek övünen Başbakan'ın doğruyu söylemediği açıktır. AKP döneminde yolsuzluklar artmış, yeni zengin sınıfı yaratılmıştır'' dedi.
-GÖZALTI VE TUTUKLAMALAR-
Türkiye'de yasakların kalkmadığını, bunu son günlerde yaşanan gazeteci tutuklamalarıyla görüldüğünü iddia eden
Mehmet Şandır, şöyle konuştu:
''Ömürleri
terörle mücadele içinde geçen güvenlik görevlilerinin, ilim adamlarının, doktorların, Mehmet Haberal'ı kastederek söylüyorum; hayatı öğrenci yetiştirmek ve hastalara
şifa dağıtmakla geçen ilim adamının, terörün kitabını yazmış Ahmet Şık'ın, yolsuzluk örgütleri ile ilgili mücadelede kitaplar yazmış ve uluslararası ödüller almış Nedim Şener'in, '
terör örgütü üyesi' olarak suçlanıp
gözaltına alınmaları yaşanırken, Türkiye'de yasakların kalktığını ifade etmek mümkün mü? Sosyal konularda da yasaklar var. Samimiyetle sorgulamak gerekirse Türkiye, bu iktidar döneminde yasaklar ve korkular ülkesi oldu.''
-HABERAL'IN ADAYLIĞI-
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Şandır, İkinci ''
Ergenekon'' davasının
tutuklu sanıklarından eski
Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın, MHP'den
aday adayı olup olmayacağı ile ilgili, ''Belli değil. MHP'nin, Haberal'a bir daveti bulunmamaktadır. Önümüzdeki zaman içerisinde aday olur mu, MHP kurullarında bu değerlendirilip başka karar çıkar mı bilmiyorum. Şu aşamada Haberal'ın aday adaylığı söz konusu değil. MHP'nin bu yönde bir kararı ve daveti de bulunmamaktadır'' dedi.
Sincan 1. Ağır
Ceza Mahkemesi ve Sincan Adalet Komisyonu Başkanlığı görevlerinden, milletvekili aday adaylığı için
istifa eden Osman Kaçmaz'ın MHP'ye müracaat ettiğini ifade eden Şandır, bunun da değerlendirileceğini ve kararı partinin yetkili kurulları vereceğini kaydetti.
-İKLİM BAYRAKTAR'IN ''TACİZ'' İDDİALARI-
Oda TV muhabiri
İklim Bayraktar'ın gündeme getirdiği ''
taciz'' iddialarıyla ilgili soru üzerine Şandır, şöyle dedi:
''Bu gelişmelerden büyük üzüntü duyuyoruz. Türkiye siyasetle yönetilmekte siyaset millet adına yapılmaktadır. Siyasetçilerin böyle durumlara düşmeleri bu millete haksızlıktır. Bu gelişmeleri Türk toplumu adına, ülkemiz adına, siyaset kurumu adına üzüntü ile izlemekteyiz. MHP olarak biz bu olayların dışındayız. Hiçbir siyasetçi ve hiçbir siyasi parti bu duruma düşmemelidir. Ama yaşanan hadiselerin bütünüyle gerçekleri ile ortaya çıkması ve bu olayın muhataplarının toplumun önüne çıkarak toplumdan özür dilemesi gerekmektedir. Siyaseti itibarsızlaştıran, toplum nezdinde güvenilmez hale getiren bu gelişmeleri, ülkemizin geleceği adına
tehlike olarak görmekteyiz.''