Tayyar, "Karar, bana daha çok
AK Parti'yle
Kürt kökenli vatandaşlarımızı karşı karşıya getirmeye yönelik bir derin
operasyon izlenimi bıraktı." dedi.
Seçim çalışmaları için
Gaziantep'te bulunan Tayyar, gazetecilerin gündemle ilgili sorularını
yanıtladı.
YSK'nın bağımsız adayları veto etmesi yönündeki kararla ilgili değerlendirmede bulunan Tayyar, "Karar açıkçası biraz yüreğimi sızlattı. Demokrasiye inanan bir ülkenin vatandaşı olarak çok içime sindirdiğimi söyleyemem. Bana daha çok böyle AK Parti'yle Kürt kökenli vatandaşlarımızı karşı karşıya getirmeye yönelik bir derin operasyon izlenimi bıraktı. Çok anlayabilmiş değilim. Hukuken bir
takım gerekçeler ortaya konmuş olabilir. Ancak siyasi sonuçları bakımından kabul edilebilir değildir." diye konuştu. Süreçten herkesin bir
ders çıkarması gerektiğini dile getiren Tayyar, "Başta bağımsız
milletvekili adayları ve muhalefet partilerinin durumu iyi okuması gerektiğini düşünüyorum. Eğer bu derin oyuna, plana yenik düşer ve bundan dolayı da
iktidar partisini suçlamaya kalkarlarsa bence bu oyunu kuranlar kazanmış olurlar. AK Parti'nin bununla uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur olamaz da." ifadelerini kullandı.
"ATATÜRK YAŞASAYDI, CHP'Yİ KAPATIR YENİ BİR PARTİ KURARDI"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun AK Parti'nin
seçim beyannamesine ile ilgili eleştirilerine de yanıt veren Tayyar, "Kemal bey sanırım o sözleri söylerken AK Parti'nin seçim beyannamesini değil de
Silivri sanıklarının iddianamesini okumuş gibi gözüküyor. Eğer
vakit bulup, yani Silivri ile parlamento arasında
tünel kazmaktan fırsat bulup, AK Parti'nin seçim beyannamesini ciddi bir şekilde okusaydı, böyle bir ifadede bulunmazdı diye düşünüyorum. Maalesef gelinen noktada CHP, Silivri ile parlamento arasında
servis hattı oluşturan CHP'yi bir Silivri
Ankara hattı arasında çalışan dolmuşa dönüştürdü. Bunun da çok ağır bir bedelini ben 12 Haziran'da sandıkta göreceklerini düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı İstanbul'da iki
kent oluşturulması yönündeki projenin, kendisine ait olduğunu söyleyen CHP Grup
Başkanvekili Akif Hamzaçebi'nin iddiaları ile ilgili de konuşan Tayyar, "CHP Grup Başkanvekili projenin kendisine ait olduğunu söylüyor. Ama diğer taraftan CHP'nin bir başka yöneticisi
Gürsel Tekin de projeyi eleştiren açıklamalar yaptı. Şimdi Akif Hamzaçebi'ye mi Gürsel Tekin'e mi inanacağız? Biz onu çok anlamış değiliz. Şaşırdık açıkçası. Belki daha sağlıklı bir değerlendirme yapmak için önce CHP'nin kendi içinde bu projeye dair görüşlerini somutlaştırması gerekir diye düşünüyorum. Anlıyoruz ki CHP hala partileşme sürecini tamamlamamış yeni bir siyasi oluşum gibi gözüküyor. Ben eminim ki
merhum Atatürk eğer bugün yaşıyor olsaydı, herhalde CHP'yi kapatır, yeni bir parti kurardı diye düşünüyorum. Parti programını da yeniden yazardı." diye konuştu.
İLHAN CİHANER'İN ADAYLIĞI TESADÜFÎ DEĞİL, KURGUYA DAYALI
Eski
Cumhuriyet Başsavcısı
İlhan Cihaner'in adaylığının tesadüfî olmadığını ve bir kurguya dayalı olduğunu düşündüğünü belirten Tayyar, şöyle konuştu: "Çünkü mevcut mevzuat gereği
siyasi partiler eğer
ön seçim yapacaklarsa, bununla ilgili kararlarını YSK'ya bildiriyorlar. Diyorlar ki, 'Biz şu yerde, şu seçim çevresinde, şu sıraları, ön seçimden gelen adaylarla dolduracağız. Şu sıralara da kontenjan bildireceğiz.' Şimdi bunun dışında başka bir
tercih yapma hakları yok. Ama buna rağmen, Gaziantep, Denizli gibi bazı illerde YSK'ya kontenjan olarak gösterilen yerleri ön seçim adaylarıyla doldurdular. Aslında bunun hukuka aykırı olduğunu onlar da biliyorlardı. Ama teşkilatlardan gelen baskıları hülle yoluyla aşmak için bu yolu tercih ettiler. Sonra da el altından bazı şahıslara başvuruda bulundurarak, böyle bir kararın alınmasını sağladılar. Sonuçta da Denizli'de İlhan Cihaner'i, Gaziantep'te de Ali Serindağ'ı kontenjan adayı olarak gösterdiler. Ben bunun bir tesadüf sonucu oluştuğunu düşünmüyorum. Bunun daha önceden planlandığını, kurgulandığını ve böyle bir tablonun ortaya çıktığı kanaatini taşıyorum."
CİHAN
İlhan Cihaner'in adaylığı konusunda Denizli il örgütünün görüşü alındı diyen Kılıçdaroğlu, aynı kişiler tarafından yalanlanmıştı: