Dün ''Kıvrıkoğlu'nun adı şemanın en başındadır'' diyen Perinçek, bugün ise Baykal'ın isminin de olduğunu iddia etti.
Perinçek,
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki savunmasında, Mehmet Eymür'ün İP hakkındaki beyanlarına değinerek, ''bu beyanlardan partinin kontrgerillaya karşı çalışmalarda bulunduğu ve bunun sonucunda da kontrgerilla dairesinin yasal sınırlarının içine çekilmesinin sağlandığının ortaya çıktığını'' savundu.
''Bugün Türk tarihini bitirmek için
Ergenekon denilen gladyo ile savaştığımızın kanıtlarıdır'' diyen Perinçek, gladyo ile savaştıkları için
davada yer aldıklarını öne sürdü.
''
Mehmet Eymür'ün kendisine suikast düzenlediğini, bunun çeşitli beyanlarla ortaya çıktığını'' savını dile getiren Perinçek, ''hatta Eymür ve Atasagun grubunun internet sitelerinde birbirlerini bu konuda suçladıklarını, Eymür'ün olayı Atasagun grubunun üzerine atmaya çalıştığını'' iddia etti.
İP'in eski yöneticilerinden Hasan Yalçın'ın Mehmet Eymür ile konuştuğunu ve anlatmak istediklerini 2000'e Doğru Dergisi'nde yayımlayacağını söylediğini belirten Perinçek, Eymür'ün konuşmasında İP'nin
Filistin ile ilişkilerinden bahsettiğini kaydetti. Perinçek, ''Filistin ile ilişkilerimizden iftihar ediyoruz. Filistin
halkı bizim kardeşimizdir'' dedi.
ÖZTÜRK'ÜN EYMÜR'ÜN ADAMI OLDUĞU'' İDDİASI
Tutuklu sanıklardan Mehmet
Zekeriya Öztürk'ün kendisi hakkındaki ifadelerine değinen Perinçek, ''3-4 ay
Ulusal Kanal'da çalışan Öztürk'ün bu çalışmasının nasıl bir çalışma olduğunun daha sonra ortaya çıktığını'' söyledi.
Öztürk'ün dava dosyasına giren
ajandasında ''
Doğu Perinçek ile fotoğraf çektireceğim'' şeklinde bir not bulunduğunu belirten Perinçek, Öztürk'ün bu notların değişik zamanlarda alındığını söylediğini hatırlattı.
Perinçek, bu notların aynı zaman dilimi içerisinde yazıldığını ve Öztürk'ü Ulusal Kanal'a gönderen kişi tarafından yazdırıldığını öne sürdü.
Mehmet
Zekeriya Öztürk'ün dava dosyasında yer alan bir mektubunu okuyan Perinçek, bu mektuptan Öztürk'ü Ulusal Kanal'a gönderenin bir kurum olduğunun anlaşıldığını savundu.
Mektupta Öztürk'ün ''Türk ajan olmadığı ve ABD Büyükelçiliği'nin kendisine güven duyduğu'' iddiasında bulunan Perinçek, ''Yine Mehmet Eymür vakası. Mehmet Eymür kiminle çalışsa
Amerikan bağlantıları var. İddianamede bize ilişkin iddialar
Tuncay Güney'e dayanıyor.
Tuncay Güney de, Mehmet Zekeriya Öztürk de Mehmet Eymür'ün adamı'' dedi.
Gizli
tanık ''Dilovası''nın kendisine ilişkin beyanlarının 1968 yılına ilişkin olduğunu belirten Perinçek, ''Dilovası'nın yaşı nedir ki? Dosyada bulamadım ama 40 yoktur herhalde. Bunlar yaman adamlar, anasının karnında göreve başlıyorlar. Doğmadan önceki olayları anlatıyorlar'' diye konuştu.
GEZMİŞ VE ÇAYAN'A UYARI
''
Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan'ın kendisinin liderliğinde eylemler yaptığını, bu eylemlerin halk tarafından desteklendiğini ve kabul gördüğünü'' anlatan Perinçek, 1968-1971 yıllarında yaşananların farklı olduğunu, 1971'deki yaşanan
banka soyma gibi eylemlerle 1968 yılında yaşananların örtülmeye çalışıldığını savundu.
Perinçek, 1971 yılında yaşananların tecrübesizlikten kaynaklandığını, bireysel maceralara atılanlar olduğunu, bu konuda kendisinin Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan'ı uyardığını söyledi.
MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nün de
12 Haziran 2007 tarihinden önce ''Ergenekon
terör örgütü'' olarak kendilerinde bir bilgi bulunmadığını bildirdiklerini söyleyen Perinçek, bu durumun
Adil Serdar Saçan'ın üzerine yıkılmaya çalışıldığını, oysa Saçan'ın soruşturmanın derinleştirilmesi için çaba harcadığını kaydetti.
ABD İSTEDİ DİYE BU ÖRGÜT KURULAMAZ
Perinçek, ''Bu deliller ışığında kimse bu örgütü kuramaz. Burada bir örgüt yok. Böyle bir örgüt yok. ABD istedi diye bu örgüt kurulamaz. Her şeyden önce ortak bir ideoloji yok'' diye konuştu.
İlhan Selçuk,
Kemal Alemdaroğlu ve kendisinin ''örgüt lideri gösterilmesinin hiçbir kanıtı olmayan saçma sapan iddialar'' olduğunu söyleyen Perinçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Buradaki tek örgüt
İşçi Partisi'nin örgütüdür. Ben bu insanları örgütlenmedikleri için hep eleştirdim.
Tarih bu insanları yargılayacaksa, örgüt kurmadılar diye yargılayacak. 'Bu hayasız akını durdurmak için örgüt kurmadılar, hapislere düştüler' diye yazacak. Hep söyledim bu işler bireysel olmaz, örgütlenmeden olmaz.''
Doğu Perinçek, dosyadaki belgelerden, bir kısım isimlerin kapatıldığı şemadaki bazı kişileri tahmin ettiklerini anlatarak, ''
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın da soruşturmaya karıştırılmaya çalışıldığını'' öne sürdü.
Perinçek, ''Ortada bir örgüt vardır. Zekeriya Öz, Tuncay Güney, Sami Demirkıran,
Mehmet Zekeriya Öztürk ve Osman
Yıldırım bir örgüttür. Zekeriya Öztürk altına altığı imzayla iddianamede Türk milletine, TSK'ya ve İP'e karşı tertip örgütlemiştir. Bu örgütü yargılayacak bir makam çıkarsa yargılanacaktır. Bir gün mutlaka yargılanacaktır'' diye konuştu.
''Örgüt İP gibi olur'' diyen Perinçek, davada İP üyesi sanıklar arasında herhangi bir
tartışma ya da anlaşmazlık yaşanmadığına dikkati çekerek, bunun aynı parti örgütünün içinde bulunmaktan kaynaklandığını oysa diğer sanıkların aralarında sorunlar olduğunu söyledi.
İP'in Türkiye'nin en dürüst, en vatansever partisi olduğunu ve ileri dönemde Türkiye'nin birinci partisi olacağını savunan Perinçek, ''Burada Türkiye'nin çözümü hapse atılmaktadır. Siz tahliyemizi geciktirerek Türkiye'nin çözümünü hapiste tutuyorsunuz'' dedi.