- Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'tan önemli açıklamalar...
- 'Meclis olağanüstü toplantıya çağrılmayacak.'
- 'Çekilme hala yüzde 20'lerde.'
- 'İmralı'ya kadın mahkum gitmeyecek.'
- 'Suriye'ye silahlı müdahale gündemde yok.'
- 'İsrail eski iddiaları kaşımaya başladı.'
- Seçim barajının muhafazasını düşünüyoruz.'
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gazetelerin Ankara temsilcileriyle iftarda buluştu. Bugün'de yer alan habere göre gündeme ilişkin soruları cevaplayan Arınç’ın açıklamaları özetle şöyle:
DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ
“Demokratikleşme adımlarıyla ilgili yaptığımız bir dizi toplantı var. Bu konuda zaman içerisinde atılan adımlar var. Daha sonra atılabilecek adımlar veya yapmayı düşündüklerimiz var. Biz süreci takip ettiğimiz için bu yasama yılında neler yapılması gerektiğini kendi aramızda konuşuyoruz. Yaptığımız çalışmalar sonuçlandı. Perşembe günü çalışacağız, noktayı koyacağız. Sonrası Başbakan’a takdimdir. Onun da onayıyla ekim ayından itibaren bazı yasa değişiklikleri gündeme gelecek, açıklandığında olumlu karşılanacağını umuyorum. Bazılarını da idari kararlarla, talimatlarla uygulayacağız. Meclis’in olağanüstü toplantıya çağrılması şu anda gündemimizde yok.”
PKK'NIN ÇEKİLMESİ
“Çekilmelerin az olduğu noktasında Başbakan’ın bir ifadesi oldu. Sonra İçişleri Bakanı ‘Yüzde 20’ler olabilir’ dedi. ‘Biraz daha hızlandı’ dendi. ‘Bu yüzde 20’nin üzerine çıktı’ diye bir bilgiye sahip değilim. Bir sene öncesine bakarsak karakollar basılıyordu, ilçelere girilemiyordu. Şemdinli’de çatışmaların kaç gün sürdüğünü hepiniz biliyorsunuz. Onlarca canımız gidiyordu. O dönem şimdi bu dönemde yok. Olanlar var olmayanlar var. Bir psikolojik harp var kuşkusuz. Hâlâ buradayız, güçlüyüz mesajı vermek için eylem yapıyorlar. Ancak bu aralar iş yerleri basılıyor, araçlar yakılıyor, haraç ve fidye istemelerin daha çok olduğunu duyuyoruz. Bunlar geçmişte de oluyordu. Yani kontrolümüz altında değil diyemem. Takip ediliyor ama sürecin, çekilmelerin bir an önce sonuçlanmasında fayda var. En azından bu önümüzdeki bir iki ay içinde artık silahlı unsurlar ülke dışına çıktı denebilecek bir noktaya gelebilirsek çözüm süreci bundan zarar görmeden somut bir sonuca ulaşmış olabiliriz.”
"Katılımların yüksek olduğu kanaatinde değiliz. Onu değerlendirdik. Bu katılımların bugünkü amacının geçmişte olduğu gibi silahlı eylem yapacak, ölecek veya öldürecek nitelikte değil başka amaçlarla olduğu düşünüyoruz. ‘Başka amaçlar nedir’ sorusu üzerine: Gelecek kaygısı... Dağa çıkışlar eskiye oranla daha nitelikli hal aldı. Çözüm sürecinin başarıya ulaşmaması için etkin güçlü odaklar, maniler, engeller var. Bunun çözüm sürecinin başarıya ulaşmasını istemeyen sadece Kandil veya dış bağlantılı örgütler değil, Türkiye’nin içinde de 30 yıldır devam eden terörün bitmesini istemeyen başka odaklar var. Heyecan içinde olan odaklar var.”
İMRALI’YA KADIN MAHKUM
"Öcalan’ın infaz koşulları içinde son 6 ayda bir değişiklik olmadı. İnfaz hukuku çerçevesinde televizyon verildi. Ötesinde bir şey yapılması için bakanlığın olurunun alınması gerekiyor. Yeni mahkum gönderilmesi, kadın mahkum gönderileceği iddiaları doğru değil. Basın toplantısı talebinin imkanı yok."
SURİYE MESELESİ
“Biz Suriye’de gelinen noktayı çok olumsuz buluyoruz. Otorite kalmamış. Eline silah alan bir şeyler yapıyor. Bu durumdan istifade ederek özellikle Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeler yaşanıyor. Türkiye bu konuda belli tezleri savunuyor. Bu rejim de ayakta kalabilmek için bir yandan PYD’yi bir yandan Hizbullah’ı kullanıyor. Şunu çok iyi biliyorum ki Kürtler’in yoğun olduğu bölgelerde; yüzde 10’a tekabül ettiği söylenir bunların hiçbir hakkı ve hukuku yoktu. Kürtler üçüncü, beşinci sınıf bile değillerdi. Rejimin reddettiği insanlardı. Şimdi bu kaostan istifade ederek kendiliğinden yeni bir oluşum meydana getirme gayretleri var. Belki kendi içinde de bir tartışma konusu oluyor. Çünkü Barzani’nin de böyle bir oluşuma sıcak bakmadığını, başka Kürt unsurların da bulunduğunu, onların da karşı çıktığını biliyoruz. Diplomasimiz doğrudan ya da dolaylı devam ediyor. Sadece bu olaydan yola çıkarak silahlı müdahaleyi gündemimize almış değiliz. Yapılacak müdahale daha kötü şartları getirir.”
İSRAİL'İN ÖDEYECEĞİ TAZMİNAT
“Mavi Marmara gündemiyle 3 yılı bitirdik. Temelde üç konu üzerinde üç sene boyunca politikamızı sürdürdük. İsrail’in devlet geleneği ve inancı olarak özür dileme âdetleri yok. Mümkün olmayan bir şey olarak görüyorlardı. Sonra malum gelişmeler oldu, 3 konuda da kabul ettiklerini ifade ettiler. İlk toplantı bizde oldu. Kendileriyle temelde anlaştık. Bu özre dayalı haksız fiil tazminatı olmalıdır. İyi niyet ödemesi diye geçer. Biz de ‘Hayır bu bir haksız fiildir. Buna dayalı tazminat ödeyeceksiniz’ dedik. Tazminat miktarını uluslararası hukukun örnek kararlarıyla ortaya çıkacak. Tel Aviv’deki ikinci toplantıda İsrail tarafı yine eski iddialarını kaşımaya başlamış. ‘Bunu haksız fiil tazminatı olarak ödemeyelim. Bu yüzden başka olaylarda da tazminat ödemek durumunda kalabiliriz’ demişler. İki konuda sıkıntı var. Çözemedik... Bir; haksız fiilden dolayı tazminat ödenmesini istiyoruz. İki; üçüncü şartın yani ambargonun beklemeye tahammülü yok. Bizim iki şartımız henüz tamam şeklinde teyit edilmediği için para miktarını da şimdilik konuşmuyoruz.”
SEÇİM BARAJI
"Bu konu 1980’lerden bu yana gündemde. Hukuki yanında söylenecek çok bir şey yok. Ancak vicdanen ve siyaseten yapılması gereken şeyler var. Temsilde adaleti güçlendirecek adımlar atılmalı. Tercihli oy, ittifak veya dar bölge seçim sistemi olabilir mi diye kafa yorduk. Barajı yüzde 10’da tutup ek tedbirlerle temsilde adaleti sağlayacak düzenlemeler yapılabilir. Biz yönetimde istikrarın olması için barajın muhafazasını düşünüyoruz. Hazine yardımında haksızlık olduğu açık. Bütün partiler oy oranlarınca yardım almalı."