Bahçeli, partisinin grup toplantısındaki konuşmasına
Kırgızistan'da meydana gelen olaylara değinerek başladı.
Orta
Asya'da Sovyet rejiminin körüklediği yapay ayrımların etkisinin sosyo kültürel bir derinlik kazandırdığını kaydeden Bahçeli, binlerce yılın eseri olan ''Türklük şuuru ve kültürünün'' bu toplumlar arasında bağlayıcı olmaktan çıkartıldığını ifade etti.
Orta Asya ülkeleri ile ilişkilerde hükümetin tutumunu eleştiren Bahçeli, ''
Türkiyemizi ayrıştırmayı
hedeflemiş, milletimizi otuz altıya parçalamayı tekrarlayıp duran, ağzına Türk kelimesini bile almayanların bu coğrafyalarda 'Türk' kavramını savunmalarını beklemek zaten mümkün değildir. Nitekim milliyetçi olmayı Orhun abidelerine giden yolu asfaltlamak zanneden ilkel zihniyetlerin, bu ülkelere olan bağlarında 'Türk' kavramını zemin yapmalarını beklemek bize göre abesle iştigaldir'' diye konuştu.
Çatışmaların daha vahim olaylara neden olmadan bir an önce sona ermesini dileyen Bahçeli, şunları kaydetti:
''Yardıma muhtaçlar yalnızca Gazze'deki Müslümanlar değildir. Şehitler yalnızca Filistin'de bulunmamaktadır. Türk dünyasındaki din kardeşlerimiz de imdat beklemektedir.
Hükümet, başta
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımız ve Ahıska Türkleri olmak üzere, Kırgızistan'da muhtaç olan bütün soydaşlarımıza ve insanlara Türk milletinin
yardım elini derhal uzatmalıdır.
Bu kapsamda, Cumhurbaşkanı Gül
Güney Kore'ye yaptığı ziyareti yarıda kesmeli ve
Azerbaycan, Kırgızistan,
Türkmenistan,
Kazakistan ve Özbekistan'ın Devlet Başkanları ile sorunu acilen ve kapsamlı olarak Türk dünyası çerçevesinde çözecek görüşmeleri başlatmalıdır.''
-TERÖRLE MÜCADELE-
1 Mayıs'tan bu yana
terörle mücadelede şehit sayısının 25'e, yaralı sayısının ise 45'e ulaştığını anımsatan Bahçeli, ''Hükümet bölücülüğü siyasallaştırmaya uğraşırken, teröristin boş durmadığı, dilediği zaman, istediği noktaya saldırı yapabileceği konusunda inisiyatif kazandığı ve eylemlerini ülke sathına yayabildiği ortaya çıkmıştır'' dedi.
Hükümetin ''başka coğrafyalarda sözde barışı ve huzuru aradığını iddia edip gezerken'' milletin ''ülkesinde şehidin ve saldırıların olmadığı bir tek güne hasret kaldığını'' dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''
Başbakan'ın sanatçıları, yazarları, edebiyatçıları, sinemacıları, şarkıcıları, sporcuları ikna çabaları da sonuç vermemiş, oluşturulmak istenen cephe bir türlü gerçekleştirilememiş, nafile toplantılardan hükümetin istediği netice bugüne kadar çıkmamıştır. Yıllardır ulaşamadığı siyasal hedeflerine AKP anayasası ile erişme umudu artan
terör örgütü ise hükümetin yumuşak karnını bulmuştur.
Ne kadar kan dökerse, hükümeti o kadar sıkıştıracağını, yapacağı eylemlerin şiddeti kadar taviz kopartacağını anlamıştır ve hedef gözetmeksizin eylemlerini tırmandırmıştır.
Bir yandan bu kayıplarımız sürerken, diğer yandan adına demokratik
açılım diyerek maskelediği '
yıkım projesi'ne mutlaka devam edeceklerini söyleyen Başbakan Erdoğan,
PKK ve hamisi
peşmerge reisleri ile pazarlıklar kızışmıştır.
İmralı canisinin, hükümetle PKK arasındaki görüşmelerden çekildiğini açıklamasıyla kabaran eylemlerde terörü dizginlemesi için bu katilden hükümetin ricacı olmasını istemesi beklenmektedir.
Bunun gerçekleşmesi ile birlikte kanlı terörün aktörleri yine aynı karede buluşacak, İmralı canisi, küresel katiller, açılımın Başbakanı ve AKP zihniyetinin Mesut Abisi ile Celal Amcası,
aile fotoğrafında yerlerini bir bir alacaklardır. Geçen haftaki
buluşma bunun ilk aşamasıdır.''
-''MANİDAR VE KUŞKULU''-
Terör eylemlerinin hesabının sorulacağı öncelikli adresin ''peşmerge reisi
Barzani, bu zatın bulunduğu
Irak Devleti ve ile Irak'ın işgalcisi ABD'' olması gerektiğini belirten Bahçeli, özellikle son aylarda artan eylemlerin toplumda yarattığı haklı öfkenin ''hem açılımın sorgulanmasına, hem de AKP'nin gerçek yüzünün görünmesine vesile olduğunu'' savundu.
PKK'nın eylemleri ile
İsrail arasında kurulmak istenen rabıtanın zamanlaması ve yönteminin ''son derece manidar ve kuşkulu'' olduğunu dile getiren Bahçeli, şöyle konuştu:
''Elbette ki bütün başka ülkeler gibi, siz suskun kalmışsanız, siz
boyun eğmişseniz her
yabancı devlet gibi İsrail'de ülkemize zarar verecek unsurlardan yararlanmak isteyecek ve belki de yararlanacaktır.
Bunları bizim belgeleriyle bilmemiz ve açıklamamız mümkün değildir. Ancak, özelikle İskenderun'da meydana gelen saldırıdan sonraki üstü örtülü ve kaçamak açıklamalar sorumluluğu yalnızca İsrail'e atarak, peşmergenin ve küresel gücün suçunu örtme arayışı ve sorumluları saptırma gayreti olarak dikkatimizi çekmiştir.
Başbakan Erdoğan ülkemizin nasıl geliştiğini, kalkındığını anlatırken bunun PKK eylemleri ile baltalandığından bahisle artan terör ve bölücü eylemlere yıllardan beri süren
ucuz politikacı bahaneleri ile
cevap arayışına girmiştir.
Anayasa değişikliği ile terörün artması arasında illiyet kurmak ise ancak Başbakan Erdoğan'ın mantığı ile izah edilecek bir garabettir.
Başbakan'ın terörün kaynağını ve tırmanışının nedenini başka yerlerde aramasına gerek yoktur. Bizzat Başbakan Erdoğan ve hükümetleri bölücülüğe çanak tutmuş, bölünmeyi körüklemiş ve kardeşliği incitmişlerdir.
Başbakan'ın getirdiği noktada bölücülüğün aldığı cürete bakınız ki, hiçbir tahkikata maruz kalmadan özgürce suç işleyen bölücülük, İmralı canisinin resimlerini taşıyarak 'Meclisi basarız, Erdoğan'ı asarız', 'Kana kan, seninleyiz
Öcalan' diyebilmişlerdir.
Milliyetçi Hareket olarak, siyasi fikirlerine ne kadar karşı olursak olalım, bu ülkenin Başbakanına bu sözleri söyleyenlerin hakkından gelmek, muhatapları sussa bile bizim boynumuzun borcu olsun.''
-SAHTE ÇIKIŞLAR-
''Bir yanda Irak'taki zulme göz yumarken, diğer yanda Filistin'deki mazlumlara sahip çıkıyormuş gibi sahte kahramanlık ve kuru tehditlere ise inanacak kimse kalmamıştır'' diyen Bahçeli, ''En yeni yetm
e devletlerin, en onursuz devlet adamlarının bile karşı çıkacağı, tepki göstereceği, tavır koyacağı meselelerde şayet karşısında küresel güçler varsa sessiz durulmuş, boyun eğilmiş, sorunlar göz ardı edilerek suskun kalınmıştır'' dedi.
Başbakan ve ekibinin ''sıkletine uygun bulduğu ülkeler için sahte çıkışlarda bulunduğunun; karşılığı olmayan girişimlerin ve sonuçsuz cevapların verildiğinin bilindiğini'' ifade eden Bahçeli, ''Davos'taki olay ile Mavi
Marmara Gemisi'ne yapılan saldırıya karşı tepkiler bunlara örnektir. Ancak bunların hiçbirisi AKP hükümetlerinin uluslararası ilişkilerde bir milli karakteri olamamış, her çıkışın ardından yaşadığı ani iniş, bütün kahramanlık gösterilerini bir bir eriterek gerçek yüzlerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur'' diye konuştu.
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın bu hafta ''eşbaşkanı olduğu projenin kanlı Irak ayağını eleştirmeye başladığını ve hidayete erebileceği konusunda umut uyandırdığını'' kaydetti.
Devlet Bahçeli, ''Eğer Başbakan, Irak'taki zulmün sorumlularının kim olduğuna dair cevabı arıyorsa, bizim ona tavsiyemiz küresel güçlerle beraber çektirdiği aile fotoğraflarından birine kanlı albümlerinden çıkartıp bakmasıdır. Bu fotoğraf karelerinde mutlaka kendisini de görecek ve deliğe süpürmeyin diye yalvaran arkadaşlarını da ilişkilerimiz mükemmel diyen hükümet üyelerini de hedeflerimiz aynı diyen danışmanlarını da tanıyacaktır'' dedi.