Anavatan Partisi Genel Başkanı
Erkan Mumcu, ''Siyaseti söz sahibi kılmanın tek yolu
Anayasa Mahkemesi'nin karar vermesini beklemeden Cumhurbaşkanı adayının adaylıktan geri çekilmesidir. Bu süreç
demokrasinin önünü açacaktır,
Türkiye demokrasisini
vesayet gölgesinden kurtaracaktır'' dedi.
Mumcu, parti genel merkezinde yaptığı
basın toplantısında, toplantıyı ''muhataplarına son
çağrı ve tarihe not düşmek adına'' düzenlediğini ifade etti.
''Kum saatinde kum tükenmek üzeredir'' diyen Mumcu, ''her şeyin ters yüz olabileceği bir sürecin içinde olunduğunu'' savundu. Mumcu, ''Önümüzdeki 36 saat Türkiye'nin gelecek 36 yılı bakımından fevkalade önemlidir. Muhataplarım durumun ciddiyetini ya anlamamışlar ya anlamazdan geliyorlar ya da beni kahreden bir şekilde Türkiye'nin istikrarına tuzak kuruyorlar'' dedi.
Genelkurmay açıklamasının ''Türk demokrasisi üzerinde bir
askeri vesayet gölgesi izlenimi doğurduğunu'' savunan Mumcu, şunları söyledi:
''Türk demokrasisi bu izlenimden kurtulmak zorundadır. Bu noktada sorumluluk ve inisiyatif
siyaset kurumunda olmalıdır.
Anayasa Mahkemesi'nden çıkacak kararın, başvurunun kabulü istikametinde olacağı yönünde beklenti vardır.
Hükümetin beklentisi de böyle bir kararın çıkması ve bu kararın geniş
halk kesimlerinde bir tür mağduriyet olarak algılanmasıdır. Ancak gelişmelerin hükümetin bu sığ öngörüsü içinde seyretmeyebileceğini
hesap etmek zorundadır. Bugün Türkiye'ye karşı pusu kurulacak gün değildir. Bugün yapılması gereken Meclis'i açık tutmak gayreti içinde olmaktır, inisiyatifi, iradeyi
TBMM'de tutmaktır. Siyaseti söz sahibi kılmanın tek yolu Anayasa Mahkemesi'nin karar vermesini beklemeden Cumhurbaşkanı adayı Sayın Gül'ün adaylıktan geri çekilmesidir. Bu süreç demokrasinin önünü açacaktır, Türkiye'yi vesayet gölgesinden kurtaracaktır.''
Anayasa Mahkemesi hangi yönünde karar verirse versin bunun ''Türkiye'nin zararına'' olacağını söyleyen Mumcu, hükümetten ''10. Anayasa Paketi''ni devreye sokmasını istedi. Bu paketi ön koşulsuz desteklemeye hazır olduklarını ifade eden Mumcu, ''Gelin Anayasayı değiştirelim
seçimi halka yaptıralım'' diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi'nin kararı CHP'nin başvurusunu kabul yönünde olursa bundan sonra Türkiye'de Meclis'in özgür iradesiyle Cumhurbaşkanı seçmenin imkansız hale gelebileceğini kaydeden
Erkan Mumcu, Anayasa Mahkemesi'nin kararının ret yönünde olması durumunda ise Türkiye'de gerginliklerin başka bir boyuta taşınacağını söyledi. Mumcu, ''Şimdi ihtirasla koltuğa sarılma, şimdi siyasi
rekabet günü değildir. Buradan
sivil demokratik siyasetin başarıyla çıkması mümkündür'' dedi.
Mumcu, seçim kararının dahi
mahkeme kararıyla değil TBMM iradesiyle alınmış olmasının fevkalade önemli olduğunu dile getirdi.
-''İKNA ETME ÇABASI''-
Mumcu, bir gazetecinin, ''Genelkurmay açıklamasından daha önce haberleri olduğu iddiaları''na ilişkin sorusu üzerine şunları söyledi:
''Bunun ahlaksız ve maksatlı bir
iftira kampanyası olduğunu daha önce söyledim. Eğer haberim olsaydı öğrendiğim an millete söylerdim. Bu yönde hiçbir bilgiye sahip değildim.
Herkesin gözü önünde ahlaksız bir ayartma kampanyası yürütüldü. Hiç kimse bunun demokrasiye yakışıp yakışmayacağının hesabını sormuyor. Gözü dönmüş bir ihtiras içinde ülkeyi kamplaşmaya sürüklemek istiyorlar. Hala hükümet çeşitli araçları kullanarak, bizzat hükümetin
bakanları partimizden milletvekillerini, yapılması muhtemel bir oylamaya katılmak yönünde ikna etme çabası içinde olmaktadırlar. Bu ikna etme çabasının içini açmak istemiyorum. Çünkü ortalık, milletin siyasetten nefret edeceği kadar dejenere olmuş vaziyette. Bunların ayrıntılarını söylemek istemiyorum. Buradan hükümete söylüyorum; Bunlar çare değildir. Biz ön koşulsuz ve hiç talepte bulunmadan demokrasi için
işbirliği çağrısında bulunuyoruz. Yeter ki siz bu işbirliğini makam, mevki için değil millet için isteyin. Biz kendimizi feda etmeye de hazırız. Yeter ki sizin
koltuk hevesinize değil milletin ikbal ve istikbaline feda olalım.
Son kez uyarıyorum; Eğer bir kez daha tekrar ederse, milletvekillerimden herhangi birisine herhangi bir bakan ya da milletvekili ya da onlara yakın iş adamlarının çeşitli ayartma girişimlerine
tanık olursam bunu milletin huzurunda deşifre edeceğim. Şu ana kadar yapmamış olmam Türk siyasetinin daha fazla yara almamasını istememdir. Artık
bıçak kemiğe dayanmıştır. Yeter.''