İddialara göre bayram sonrasında 4 milletvekili bu partiden ayrılacak; böylece sandalye sayısı 20'nin altına düşeceği için Anavatan, grup hakkını kaybedecek. Ancak partinin Genel Başkanı Erkan Mumcu, bu söylentileri önemsemiyor. Zaman'ın bayram söyleşilerine konuk olan Mumcu, milletvekili sayısının önemli olmadığını düşünüyor. "Gönlü, yüreği, aklı bizle olanlarla yürüyüşümüz sürer." diyen Anavatan lideri, sivil ve demokrat istikamette yollarına devam edeceklerini belirtiyor. Erkan Mumcu, demokrasiyi zafiyete uğratacak girişimler karşısındaki duruşunu hiçbir zaman değiştirmeyeceğinin de altını çiziyor: "Ben demokrat bir adamım. Hiçbir entrikada olmam. Kurmaca süreçlerle de işim olmaz. Biz üç temel hürriyet üzerine kurulduk. Bunu sarsacak davranış içinde olmayız. Bizim kemalimiz de, zevalimiz de bu yüzden oldu." Anavatan lideri Mumcu, siyasetin en sıcak gündemini oluşturan cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda hem iktidar hem de anamuhalefet partisinden farklı düşünüyor. Mumcu, Çankaya Köşkü ile hükümet arasında yaşanan sorunların sistemden kaynaklandığı ve bunun için cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi görüşünde. Mumcu, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına ise soğuk bakıyor. Buna gerekçe olarak "liyakati" gösteriyor. Mumcu, Köşk için Meclis'ten birçok liyakatli isim çıkabileceğini düşünüyor; ama AK Parti içerisinden sadece bir isim telaffuz ediyor. O da ANAP'ta da bir dönem birlikte siyaset yaptığı Bursa milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır. Yalçınbayır için "Dört dörtlük cumhurbaşkanlığı yapar." ifadesini kullanıyor. Anavatan lideri, siyaset arenasındaki kavga görüntüsünün aksine Başbakan Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasını en fazla isteyen siyasetçinin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal olduğunu iddia ediyor. Meclis'teki bütçe görüşmelerinde gerilime yol açan "Başörtüsü, eşlerin ayıbını örtmeye yetmez." cümlesini de Baykal'ın izlediği stratejinin bir parçası olarak görüyor. Mumcu, "Bu olay da gösterdi ki Baykal, Erdoğan'ın adaylığını iple çekiyor. Amacı engellemek değil, kışkırtmak. Kendisi için en garantili pozisyonun Erdoğan'ın adaylığına duyulacak tepkiden doğacağını düşünüyor. CHP, kendi şansını kamplaşma görüntüsünde görüyor." şeklinde konuşuyor. Cumhurbaşkanı Sezer'e övgü Erkan Mumcu, başörtüsü konusundaki uygulamaları sebebiyle eleştirilen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e ise destek verdi. Görev süresi 16 Mayıs'ta dolacak olan Cumhurbaşkanı Sezer'in çok iyi bir cumhurbaşkanlığı dönemi geçirdiğini savunuyor. Cumhurbaşkanı Sezer'e haksızlık yapıldığını öne süren Mumcu, örnek olarak Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizini tetikleyen kavgayı veriyor. O dönemde ANAP hükümetinin bakanı olan Erkan Mumcu, Sezer'in dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'le olan kavgasının anayasa kitapçığının fırlatılmasından değil, "memurlar" yüzünden yaşandığını aktarıyor. Sezer'in memurların iki müfettiş imzası ile görevden uzaklaştırılmasını düzenleyen kanun hükmünde kararnameye karşı çıktığı için kavga yaşandığını anlatan Mumcu, "Sezer, 28 Şubat'ın önerisine karşı çıktı. Orda hukuku müdafaa etti, yapması gerekeni yaptı. Türkiye'nin muhafazakarları bunu göz ardı ediyor. Anayasa fırlatma filan da yaşanmadı." diyor. Hayatımın en güzel anları bayram sabahlarıydı Erkan Mumcu, Kurban Bayramı'nda yıllardır süregelen alışkanlığını bu sene de bozmadı. "Apartmanlarda bayram, bayram gibi olmuyor." diyen Mumcu, kutsal günleri eşi ve çocukları ile Isparta'nın Yalvaç ilçesinde ailesinin yanında geçiriyor. Mumcu, bu özel dönemin eş, dost ve akrabalarla birlikte geçirilmesinden yana. Bugüne kadar sadece iki kez bayramda bu geleneği yaşatamadığını ve büyük acı duyduğunu söylüyor. Bayram heyecanını kabristan ziyareti, toplu bayramlaşmalarla birlikte yaşayan Mumcu, yaz aylarına gelen çocukluk günlerinde 10 bin kişi ile açık havada bayram namazı kıldıklarını vurguluyor. Anavatan lideri, bayramın en çok çocukları sevindirdiğine dikkat çekerken, bu tadı kendi çocukluğunda doya doya tattığını şu sözlerle dile getiriyor: "Hayatımın en güzel günleri bayram sabahlarıydı. Bayram, yeni elbise, ayakkabı ve bol bahşiş demekti. İlgi ve sevgiye doyardık. Ben şeker değil, para toplardım. Şekeri ayıp olmasın diye alıyordum. O para ile panayıra giderdik. Orda dönme dolaplar, uçan sandalyeler, kız kaçıranlar vardı." ZAMAN