Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Cumhurbaşkanı seçimi sürecinde şu ana kadar gelinen nokta itibarıyla herhangi bir anormallik, terslik hissetmediğini belirterek, ''hukuk düzeni dışında bir durumla karşı karşıya olduğumuzu düşünmüyorum'' dedi. Şener, Kanal 7 televizyonunda yayınlanan ''Başkent Kulisi'' isimli programa katılarak Cumhurbaşkanı seçimine yönelik soruları yanıtladı. ''Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin kitlesel eylemler var. 14 Nisan'da eylemler var. Bu tür eylemlerin karar almanızda tayin edici bir yanı var mı?'' şeklindeki soruya Şener, bu tür eylemlerin hukuki ve sonucu belirleyici bir etkisinin olamayacağı yanıtını verdi. Şener şöyle dedi: ''Ancak, Türkiye demokratik bir ülkedir. Bu ülkede demokratik yollarla mevcut hukuki zemin içinde herkes kendini ifade eder. Taleplerini, karşı olduğu konuları, taraf olduğu konuları ve isteklerini ifade eder. Bu değişik vasıtalarla yapılabilir. Bunlar demokrasinin gereklilikleridir. Demokratik ülkelerde görülen hadiselerdir. Netice itibarıyla tüm bu süreçler ile birlikte yasalar ve anayasa belirleme prosedürünü neye bağlamışsa onun içinde sonuca ulaşılır. Yani parlamentonun vereceği kararı etkilemeye yönelik olabilir. Bence bu tür gösteriler mitingler parlamentonun kararını etkilemez. Yani bu tür gösterilerden ben hiçbir milletvekilinin etkileneceğini zannetmiyorum.'' 14 NİSAN'DAKİ MİTİNG ''14 Nisan'daki miting ve YÖK'ün açıklaması oldu. Sınavların miting nedeniyle ertelendiği, öğrencileri taşımak için otobüsler tahsis edildiği yönünde haberler var. Bunları şık buluyor musunuz?'' şeklindeki soruya Şener, demokraside kuralların ve özgürlüklerin olduğunu, insanların kendilerini ifade edebilme imkanı sağlamanın var olduğunu söyledi Bu kurallara uyulduğu sürece bunun anormal birşey olduğunu söylememek gerektiğini ifade eden Şener şöyle devam etti: ''Ama nasıl olur da parlamentomuz sayın müstakbel cumhurbaşkanını seçmeye çalışırken, dışardan birileri gösteriler yapar da sonucu etkilemeye çalışır gibi düşüncede olmamak lazım. O günkü sınavların ertelenmesi, başka şeyler... Sivil itaatsizlik denen bir kavram vardır. Demokrasilerde varlığı kabul edilen bir kavramdır. İnsanlar kendilerini veya toplumun belli kesimleri kendilerini ifade ederken, taleplerini ortaya koyarken bazı noktalarda sivil itaatsizlik denebilecek sınırlar içinden bu davranışlarını ortaya koydukları takdirde de bunun demokrasiye uygun olduğu söylenir. Ben bu süreçte şu ana kadar geldiğimiz nokta itibarıyla herhangi bir anormallik hissetmiyorum. Herhangi bir terslik hissetmiyorum. Hukuk düzeni dışında bir durumla karşı karşıya olduğumuzu düşünmüyorum. Demokratik kurallara uygun olarak toplumun değişik kesimleri farklı eğilimlerini ifade ediyor. Parlamentoda milletvekilleri seçim ile ilgili kanaatlerini ve kararlarını oluşturmaya çalışıyorlar. Sayın Başbakanımız milletvekilleri ile tek tek görüşmeye başladı. Onların eğilimlerini ve görüşlerini almaya çalışıyor. Bu arada bir tarafta YÖK'ün kendince bir açıklaması var. Bir yandan miting hazırlığı var. Diğer taraftan yine sayın Başbakanın sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile yaptığı görüşmeler var. Bunu bir bütün olarak görüyorum. Bir fotoğrafı bir bütün olarak çekmeye çalışıyorum. Neticede sağlıklı bir cumhurbaşkanı seçimi, demokratik toplumun gerekliliklerine uygun bir çizgide yürüyor. Parlamentonun sağlıklı bir seçim yapacağını düşünüyorum. Anayasanın öngördüğü prosedür içinde sürecin tamamlanacağını, yeni cumhurbaşkanımızın buna göre belirleneceğini düşünüyorum'' ''TÜRKİYE CUMHURBAŞKANI ADAYINI 16- 26 NİSAN ARASINDA ÖĞRENECEK'' Şener, Türkiye'nin, cumhurbaşkanı adayını 16- 26 Nisan tarihleri arasında öğreneceğini söyledi. Cumhurbaşkanı adaylık başvurularının başladığı tarihten 2 gün sonra 18 Nisan'da Ak Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısının olduğunu ifade eden Şener, ''muhtemelen bu toplantıda bu konu konuşulacak. Orada konuşulup karara bağlanmaz bu iş. Çünkü cumhurbaşkanı seçimi bir partinin seçimi değildir. Sadece süreç nasıl gidiyor diye konuşulur'' dedi. Cumhurbaşkanı seçiminin parlamentoda yapılan bir seçim olduğunu hatırlatan Şener, oyu, kararı verecek olanların milletvekili olduğunu, gizli oyla seçim yapıldığını anlattı. Şener, şöyle dedi: ''Ama aslında hiçbir zaman grup toplantısı neticesine dayalı olarak, bir MKYK toplantısına dayalı olarak, işte bir parti kararıymışçasına bir adaylık açıklaması olmaz. Neticede, milletvekillerinin özgür iradesiyle yapılan teklifler ile ortaya çıkacak bir adaylık süreci olur. Anayasanın özünde de bu vardır.''