Ak Parti'nin
Sivas'tan 2. sıra millet
vekili
adayı olan
Hamza Yerlikaya diğer adaylar gibi köy köy
kasaba kasaba oy peşinde koşuyor. Haftalık Haber Dergisi
Aksiyon'a konuşan
Hamza Yerlikaya,
halk şimdiden kendisini 'vekilim' diye çağırmaya başladığını belirterek, ''Vatandaşın sırdaşı olacağım'' dedi.
Grekoromen güreşin popüler ismi Hamza Yerlikaya'nın Aksiyon dergisinde yer alan
röportajının ayrıntıları şöyle;
Parti başkanları miting meydanlarında
milletvekili adayları da köy köy, kasaba kasaba oy peşinde. Adaylar içinde biri var ki özellikleri itibariyle diğerlerinden bir hayli farklılık arz ediyor. Bu isim asrın güreşçisi Hamza Yerlikaya. 2 Olimpiyat, 3 Dünya, 8 kez
Avrupa şampiyonu olmayı başaran; 2008 yılında Pekin'de yapılacak
olimpiyatlarda da doktorların izin vermesi halinde ülkemizi temsil edecek Hamza Yerlikaya; 22 Temmuz
seçimlerinde parlamento çatısı altına girebilmek için memleketi Sivas'ta harıl harıl çalışıyor.
Ak Parti tarafından Sivas'tan 2. sıra
milletvekili adayı gösterilen Hamza Yerlikaya'yla seçim bürosunda bir araya geldik. Kırkpınar'ı takip ettiği için şehirden birkaç gün ayrı kaldığından, seçim bürosuna ayak basar basmaz ziyaretçi akınına uğradı. Şimdiden herkes kendisine 'vekilim' diye hitap ediyor. Hamza Yerlikaya 31 yaşında. Büyük bir ihtimalle de meclise girecek. Dolayısıyla meclise giren en
genç milletvekili olacak. Şu ana kadar Sivas'ta 14 ilçe, 60'ın üzerinde köy dolaştı. Halkın kendisine gösterdiği ilgiden bir hayli memnun. Peşrev çekerek kendisini karşılayan ihtiyar delikanlıları görmek onu çok mutlu ediyor. Ninelerin başını okşayarak 'pehlivan yalancı olmaz' demeleri de çabası. Sivas'tan bağımsız adaylığını koyan
Muhsin Yazıcıoğlu'na saygısı büyük. O, kendi kararıyla aday olmayan partili hemşerisi
Abdüllatif Şener'in boşluğunu doldurmak için de 'var gücümüzle çalışacağız' diyor.
Açıklamalarına itidalli ve temkinli cevaplar vererek, sanki bir açık vermekten korkuyor gibiydi. Polemiğe yol açacak cümlelerden kaçındı. Ak Parti'ye yeni katılmasına rağmen partinin bugüne kadar yaptıklarını sahiplenmekten kaçınmadı.
Hani hep deriz ya 'politik konuşma' diye, Hamza'ya röportaj sonunda söylenecek tek söz adeta buydu. Kısaca karşımızda
siyasete ısınmış bir
sporcu vardı.
-Biz senden bir olimpiyat şampiyonluğu daha bekl
erken siyasette nerden çıktı?
Siyaset benim hedeflerimde hep vardı. Ülkeme
hizmet etmek benim her zaman önceliğim. Bugüne kadar düzgün getirmiş olduğum misyonumu burada da devam ettirmeği kendime vazife bildim. Mevcut bilgi birikimimi en iyi şekilde yine ülkeme hizmet için aktarmak hedefim.
-Biraz erken değil mi?
Hayır değil. 31 yaşındayım.
Anayasa bana bu hakkı vermiş. Üstelik bu işin yaşı da yok. Sayın baş
bakanımızın en büyük özelliği gençlere güvenmesi ve onların önünü açması. Bize de güvendi. Onun güvenini boşa çıkarmamak bizim boynumuzun borcu. Meclise girersem en genç vekil olacağım.
Başbakanımızın büyüklüğünü burada görsünler, gençlere nasıl değer veriyor görsünler.
-Sana bugünlerde herkes 'sporcu siyaset yapabilir mi' diye soruyordur...
Evet. En çok sorulan soru bu. Niye yapmasın? Doktor, öğretmen, ziraat mühendisi siyaset yapıyor da sporcu niye yapmasın. Ben bu soruyu başka parti sempatizanlarının ortaya attığını düşünüyorum. Bu ülkede doktor, mali
müşavir siyasetten ne anlıyorsa Hamza da onu anlıyor. En önemlisi Hamza devletçi bir kişi. Devleti için 20 senesini vermiş, ülkesine bayrağına hizmet etmiş bir kişi. Hamza siyasetin en güzelini yapar. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Üstelik benim bir avantajım var. Başbakanla, bakanlarla diyalogum çok iyi.
-Peki neden
AK Parti? Başka partilerden
teklif var mıydı?
Vardı. Ama biz Tayyip Bey'in olduğu yerde başka bir partide siyaset yapamazdık. Başbakana olan sevgimiz, saygımız, sadakatimiz Ak Parti'yi
tercih etmemizdeki en büyük sebep. Bu sevgim nettir. Bunu her yerde söyledim, söylüyorum. Aday adaylığı sürecinde farkındaysanız ilk gün gittim, Ak Parti'den başvuruda bulundum. Başka partilerle flört yapıyor, son dakika da kararını verecek gibi sözleri kimse söylemesin, yazmasın diye net bir tavır koydum. Ak Parti dedim. Burayı tercih etmemde ki bir diğer sebep de başbakanın laf üreten değil, hizmet üreten anlayışıydı.
-Sence Ak Parti'nin önce çıkan hizmetleri hangileri?
Hangilerini sayayım ki.
Sağlık reformunu görüyorsunuz. Toplu konut, dağa taşa konut yapıldı. 200 milyon aylıkla ev alıyorsun. Duble yollar. 44 bin kilometre duble yol yapıldı. Köylere kadar yol yapıldı. Şimdi 220 bin
sözleşmeli personeli kadroya alınıyor...
-Spor camiası senin adaylığını nasıl karşıladı?
Valla çok sevindiler. Benim atletizmden, tekvandoya kadar geniş bir çevrem var. Herkes arayıp
tebrik etti, başarılar diledi. Şu ana kadar ne işin var siyasette diyen olmadı. Beni sporun sesi olarak görmeye başladılar. Sporda başarılı olmuş birinin aday olması onları çok sevindirdi.
-Peki geçmiş spor bakanlarının performansını nasıl buluyorsun? Birde Meclise girersen spora ne gibi hizmetlerin olacak?
Geçmiştekileri kötüleyerek gelecekte başarılı olmak mümkün değil. İyi yaptıkları şeyler varsa takdir etmek lazım. Kötü yapılanları da düzeltmek gerekir. Geçmişte sporda çok bürokratik engeller vardı. Bu hükümet döneminde bu engeller ortadan kalktı. Sayın bakan sporu özerkleştirmeye gayret etti. Bunda da büyük oranda başarılı oldu. Eskiden bir eşofman almak için 40
imza gerekiyordu. Sonra
ödül yönetmeliği iyileştirildi. Eskiden olimpiyat şampiyonu 750 cumhuriyet altını alıyordu, şimdi 3 bin alıyor. Spor yapan insanın maddi kaygısı olmamalı. Sonra tesisleşmeye bakın; Ak Parti döneminde bir çok tesis hayata geçirildi. Bunlar bugüne kadar yapılamayanlardı. Başbakan sporu çok seviyor. Sporcuyu seviyor. Bundan sonra ne yapılmalı sorusuna gelince. Benc
e devlet sanatçısı gibi devlet sporcusu da olmalı. Bu konuşuldu ama henüz onaylanmadı. Bana göre beden eğitimi dersleri mecburi olmalı. Bu dersler angarya olarak görülmemeli. Fiziki anlamda çocukların vücutlarını
terbiye etmeliyiz. Spor okulları kurulmalı. Başlı başına spor eğitimi veren bir üniversite oluşturulmalı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin en ücra köşesine kadar spor salonları açılmalı. Milli
takım sporcularını
otel odalarından kurtarıp her branş için tesisler yapılmalı.
-Sivas'tan 2. sıra milletvekili adayı olduğunu nasıl öğrendin?
Telefonla bildirdiler.
-2. sıra senin için
sürpriz miydi?
Valla bu bir takdirdir.
-Listelerin açıklanacağı gün heyecan var mıydı?
Aman aman bir heyecanın yoktu. Biz hizmete talip olduk, makam mevkiye değil. Makam mevkiye talip olsaydık hırımız gürümüz çok şeyimiz olurdu. Ama hizmete talip olduğumuz için öyle çok heyecanlanma olmadı. Aman olur mu, olmaz mı gibi bir düşüncem yoktu. Böyle bir süreç geçirmedim.
-Sivas değil de başka bir il beklentin var mıydı?
Ben mülakatta şunu söyledim. Genel başkanımız ve
genel merkez nereyi takdir ederse ben orada görev yapmaya hazırım. Sivas benim memleketim. Gözbebeğimiz, ailem burada yaşıyor. Ben sık sık gelip gidiyordum. Hizmet için buradayım.
-Adaylığın açıklandıktan sonra ilk ne yaptın?
İlk profesyonel bir ajansla anlaştım.
Fotoğraf çekimleri,
araba giydirmeleri,
poster,
kart vizite kadar hepsini profesyonel bir ajansla tamamladık. Ondan sonra Sivas'a geldim. Çalışmalara başladım. Şu ana kadar 16 ilçenin 14'ünü dolaştım. 60'ın üzerinde de köyü gezdim. Seçime kadar ilçeleri bir kez daha turlayacağım. Bazı şeyleri basın yoluyla söylemek kolay. Ama insanlarla konuşmak lazım. Onları ciddiye almak lazım. Sıkıntıları bire bir dinlemek lazım. Onun için bu süreç çok yararlı geçti.
-Herşey güllük gülistanlık mı? Sıkıntılı vatandaş yok mu?
Çok aşırı sıkıntılı insana rastlamadım. Ufak tefek, köy yolu gibi, dere ıslağı gibi, bazı sıkıntılar bana iletildi. Bu sene yağışın az olması çiftçiyi biraz daha zorluyor. Ekinin yanması gibi sıkıntılar var.
Hükümet çok düşük faizle krediler verdi. Geri ödemeye bir sene geriye attı. Bu gibi durumlar var. Bunun dışında köylerde bana karşı inanılmaz bir sempati gördüm. Köyün başında beni peşrevle karşılayan ihtiyar amcalardan tut, başımı okşayıp 'pehlivandan yalancı olmaz' diyen ninelere kadar bin bir çeşit halle karşılaşıyorum. Bazı amcalar benimle güreş yapmak istiyor. Şu ana kadar her şey çok güzel gidiyor.
-Halka ne söylüyorsun? Ne gibi vaatlerde bulunuyorsun?
Ben onlara şunu söylüyorum. Eskiden padişahların sırdaşları pehlivanlarmış. Saraylarda padişahların yanlarında odaları varmış. Ben de sizin konuşabileceğiniz, dertleşebileceğiniz, sıkıntınızı paylaşabileceğiniz birisi olmak istiyorum. Her şeyi yapacağım demiyorum onlara. Ama onları dinlemek gerekiyor. Onların dertlerini paylaşmak, en önemlisi hiçbirini ayırt etmeden hizmet etmek gerekiyor. Ben bugüne kadar
Türk bayrağı altında kimseyi ayırt etmeden güreştim. Bundan sonra da siyasette aynı istikamette olacağım.
-Vatandaşlar için sen bir parti mensubundan ziyade, olimpiyat şampiyonu bir güreşçisin. Dolayısıyla seni AK Partili olmayanlarda seviyor bu ülkede. Peki Ak partili olmayanlar sana bizim partiye niye katılmadın diyorlar mı?
-Çok diyen oluyor. Ama ben onlara diyorum ki, size de hizmet etmeye talibim. Ak Parti'nin bugüne kadar ettiği hizmetleri beğendiğim için bu partiye girdim diyorum. Liderini sevdiğim için bu partiye girdim. Ama ben herkese hizmet etmek için yola çıktım. Amacım hizmet.
-Ak Partiye kızanlar var mı?
Zaman zaman dert yanan da oluyor. Ama bunlar normal. Bu tarz eleştiriler olmazsa daha iyi hizmet olmaz. Eleştiriler hizmeti daha da hızlandırır.
-Bugüne kadar siyasetin içindeki insanlardan sana ne gibi tepkiler oldu?
İşte Kırkpınar'da Deniz Baykal'la karşılaştım.
Zeki Sezer Bey'de oradaydı. İkisi de bana başarılar diledi. Muhsin Bey keza başarılar diledi.
-
Abdüllatif Şener'in aday olmaması halkta bir burukluk oluşturdu mu?
Ben Abdüllatif Şener beyle konuştum. Kendi takdiri girmemek. Halkla da o tarz bir diyalogum hiç olmadı. O, Sivas'ın yetiştirdiği bir devlet adamı. Bizler onun boşluğunu doldurmak zorundayız. 20 sene ülkesine hizmet vermiş bir büyüğümüz. Onu aratmamak gerekiyor. Sevdiğimiz, inandığımız biri. Girmek istemediler. Biz şimdi onun boşluğunu doldurmak için var gücümüzle çalışacağız.
-Muhsin Yazıcıoğlu'nun bağımsız adaylığı sizin için bir engel teşkil eder mi?
O da sevdiğimiz bir ağabeyimiz. Öyle muhalefet yapabileceğimiz bir kişi değil. 15 yıldır tanışıyoruz. Onun hakkında siyaseten yorum yapmak hoş olmaz. Hitap ettiğimiz kesim aynı olabilir ama her şeyi halk takdir edecek.
-Seçim çalışmaları için cebinden çok para harcıyor musun?
Külfet var. Ama gazetelerde yazdığı gibi 350-400 milyar gibi rakamlar değil. Bazen günde 2, bazen 1 milyar harcıyorsun. Rakam belli olmuyor.
-Büyük bir ihtimalle meclise gireceksin. Olası bir
kavgada senin tavrın ne olacak?
(Gülüyor). Nereye gitsem vatandaş da aynısını söylüyor. Ama orası kutsal bir yer. Orada kavga edilmesini hiç hoş görmüyorum. Biz oraya kavga etmeye değil, fikir üretmeye gidiyoruz.
-Bakanlık beklentin var mı? Mesela spor bakanlığı...
Biz çalışmaya talibiz. Amacımız ülkemize hizmet. Bu başbakanın takdiridir. Ben şunu isterim, bunu isterim demek bize yakışmaz.
-Olimpiyatlarda milletvekili Hamza Yerlikaya'yı görebilecek miyiz?
Ben yeni
ameliyat oldum. C1, c2 omurlarında kırığım vardı.
Ağustos ayında
tomografi çekilecek. Sinirlerin geçtiği omurlar burası. Bu tomografi sonrasında spor hayatımızın sürüp sürmeyeceği belli olacak. Ancak doktorum her şeyin gayet iyi gittiğini söylüyor. Şimdi ben buradan beni bağlayacak bir açıklama da yapmak istemiyorum. Ama spor benim hayatım. Hiçbir paraya tercih etmem. Spor yapmadan duramam. Tabi 2008 de olimpiyat şampiyonu olmak en büyük hedefim. Tarihte böyle bir şey var mı? Bir milletvekili olimpiyat şampiyonu olmuş. Yok. Ama ben ilkleri yapan biriyim. İnşallah bu ilki de yapmak istiyorum.
-Biraz erken bir soru ama siyaset mi zor, spor mu?
Siyasette zor ama spor bana göre daha sor. Sporda bütün bir ülkeni temsil ediyorsun. Birkaç saniye içinde her şey bitiyor. Yaptığın bir hata ülkenin madalyasına mal oluyor ve geri dönüşü yok. Siyasette bazı hatalardan dönüş olabiliyor. Bir de ben bugüne kadar ülkemi temsil ettiğim için tüm hal ve hareketlerime dikkat ettim. Öyle laila'da, reyna'da eğlenmedim.. Siyasette de bu tavrım sürecek.
-Gelirken uçakta sohbet ettiğimiz bir kişi senin aday olmanla Sivas'ta dengelerin değiştiğini söyledi. Böyle bir şey var mı?
Bizim bir vizyonumuz var. Toplumda bir saygınlığımız var. Tanınıyoruz, seviliyoruz. Bu bizim için artı puandır. Bu artı puanı iyi kullanmak lazım. Tabii ki dengeler değişti. Yani bizim hem genç olmamız, hem gençliğe hitap etmemiz dengeleri değiştirdi. Her kesime, her mezhebe hitap ediyoruz.
-Başka illerden teklif geldi mi? Bizim ilimizden aday ol diye?
Kayseri'nin bazı ileri gelenleri
Abdullah Gül Bey'e Hamza Kayseri'den aday olsun diye söylemişler. Erzurum'dan da böyle bir teklif geldi. İnsanlar bizi bir memlekete bağlı görmüyorlar. Türkiye'nin sporcusu olarak görüyorlar. Ama bizim için bundan sonra Sivas öncelikli.
-Sivas'ın şu anki öncelikleri nelerdir?
Organize sanayimiz Sivas'ın can damarı. Buranın daha aktif hale gelmesi gerekiyor. Şu an bir Kara
deniz bölgesiyle organize sanayini birbirine bağlayacak bir yol projesi var. Bu projenin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Meclise girersek ilk bunun için uğraş vereceğiz. Sivas çok göç veriyor. Bunu önlemek için istihdama yönelik çalışmalar yapma düşüncemiz var. Başbakan kendisine iyi bir proje iletilirse asla geri çevirmiyor. Benim de
danışmanlarım var. Onlarla Sivas için güzel projeler üreteceğiz.
-Danışman kadronun olması ilginç.
Bu iş bir
ekip işi. Ben tek başıma her şeyi bilemem. Bu işlerden anlayan insanlardan
yardım alıyorum.
-Bu seçimde 4.5 milyona yakın genç ilk defa oy kullanacak. O gençlere neler söylemek istersin?
Bana göre gençliğin yüzde 60'ı Ak Parti'ye oy verecek. Ak partinin gençliğe verdiği önem belli. Biz de bunun örneğiyiz. Bu yüzden gençlerin takım tutar gibi parti tutmamaları gerekiyor. Hizmet edeni ayırt etmeleri gerekiyor. Türklük şekille, bıyıkla olmuyor, hizmetle oluyor.
-Sana göre 22 Temmuz nasıl neticelenir?
Ak Parti geçen seçimlerden daha fazla oy alacak. Bana göre Türkiye genelinde bir oy patlaması yaşanacak. Türkiye artık tek parti hükümetlerine alışmalı.
-Sivas'ta durum ne olur?
Burada da geçen seçimden daha fazla oy alırız.
cihan