Milletin efendisi değiliz, hizmetkarıyız

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: Kimse benim ülkemde, 'sen niye şöyle giyiniyorsun, sen böyle giyiniyorsun' diyerek, 'senin olduğun yerde ben yokum' demesin...

Milletin efendisi değiliz, hizmetkarıyız

Erdoğan, ''Ülkemizde bölücü terör örgütüne karşı bunca yıldır yapılan mücadeleyi aynı kararlılıkla, aynı ciddiyetle şu anda da güvenlik güçlerimiz, askerlerimiz, tüm siyasetçilerimiz, kademelerimiz el ele, omuz omuza sürdürmekteyiz ve sürdürmekte kararlıyız'' dedi. Bayburt'un kurtuluşunun 90. yılı nedeniyle Bağcılar Spor Salonunda düzenlenen etkinliğe katılan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, anlamlı bir gece yaşandığını ifade ederek, Kuzey Irak'taki terörist kamplarına ve barınaklarına yapılan kısıtlı temizleme harekatının dün sabah sona erdiğini hatırlattı. Erdoğan, terörün dini, milleti, ırkı ve vatanı olmadığını, dolayısıyla da tüm insanlığın düşmanı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Ülkemizde bölücü terör örgütüne karşı bunca yıldır yapılan mücadeleyi aynı kararlılıkla, aynı ciddiyetle şu anda da güvenlik güçlerimiz, askerlerimiz, tüm siyasetçilerimiz, kademelerimiz el ele, omuz omuza sürdürmekteyiz ve milletçe sürdürmekte kararlıyız. İnanıyorum ki milletimiz, tüm güvenlik kademeleri, askerleri ve idarecileriyle el ele vererek bu örgütleri dışladığı zaman, kendi başına bıraktığı zaman bu vatan topraklarında terör barınamaz.'' -MİLLİ BİRLİK VE BERABERLİK ŞUURU- Bu ülkenin hemen her karış toprağının çok zor şartlar altında kurtarıldığını ve her şehrin büyük kahramanlıklar gösterdiğini anlatan Erdoğan, ''Destansı Kurtuluş Savaşımızın bize öğrettiği en önemli husus, milli birlik ve beraberlik şuurudur. Bu şuuru canlı tutmak ve bütün evlatlarımıza intikal ettirmek en büyük borcumuzdur'' diye konuştu. Şehirlerin bağımsızlıklarına kavuştuğu tarihlerin asla unutulmaması ve verilen mücadelenin de akıllardan çıkarılmaması gerektiğini kaydeden Erdoğan, bütün kurtuluş mücadelelerinde ve son olarak Kuzey Irak'ta yapılan operasyonda ebediyete intikal edenlere rahmet, gazilere de şifalar diledi. Erdoğan, ''Türkiye'nin yeniden öz güvenine kavuştuğu şu günlerde bizim en büyük ilham kaynağımız, bu şuuru diri tutmaktır'' dedi. Türkiye'nin tüm şehir, ilçe ve köylerinin gazilik unvanını hak ettiğini ve bu topraklarda gazi olmayan bir metre kare yer dahi bulunmadığını belirten Erdoğan, ''Zira, 'bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır' diyerek, bu yollara çıktık. Bayrağımız rengini şehitlerimizin, gazilerimizin kanından aldı. Hilali ile o bağımsızlık mücadelesini oraya yerleştirdiler. Yıldızları da, her şehit bizim için bir yıldızdır, onun için oraya konmuştur'' diye konuştu. Bu tür anma etkinliklerini çok önemsediğini de vurgulayan Erdoğan, böyle törenlerden bugün ve yarınlar için mesajlar çıkarılması gerektiğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''O zaman bir İstiklal Savaşı vardı, savunulması gereken vatan toprakları idi. Çok şükür ecdadımız bunu başardı. Ama bugün başka bir mücadele içindeyiz. Bu mücadele, milletimize hizmet mücadelesidir. Bu mücadelede birbirimize omuz vermemiz büyük önem taşıyor. Bu mücadelede ülkemizi düşman işgalinden kurtaran mananın özüne sahip çıkılması büyük önem taşıyor. Bugünkü mücadelemiz, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak, bu ülkenin her karışına adalet ve kalkınmayı taşımaktır. Bugünkü mücadelemiz cehalete, geri kalmışlığa, adaletsizliğe karşı bir mücadeledir. Bunu da milletimizle el ele, gönül gönüle vererek başarabiliriz. Bugüne kadar hep birlikte büyük başarılar elde ettik. Çökmüş bir ekonomiyi doğrulttuk, milletçe hep birlikte ayağa kaldırdık. Güven ve istikrarı hayata hakim kıldık. Bu başarı sadece bizim başarımız değil, sizlerle el ele elde ettiğimiz bir başarıdır. Bizler size layık olmak için gecemizi gündüzümüze katıyoruz.'' KİŞİ BAŞINA DÜŞEN MİLLİ GELİR Bayburt Kültür ve Yardım Derneğinin, Bayburt'un düşman işgalinden kurtuluşunun 90. yıl dönümü nedeniyle Bağcılar Spor Salonunda düzenlediği gecede konuşan Erdoğan, göreve geldiklerinde 181 milyar dolar olan milli gelirin, 5 yılda 489 milyar dolara, 2500 dolar olan kişi başına gelirin de 6 bin 800 dolara çıktığını kaydetti. 2010 yılında kişi başına düşen milli gelirin 10 bin doları aşacağını ifade eden Erdoğan, ''2010 yılını bile bulmayacak. Daha evvel yakalayacağız. Gümbür gümbür inşallah bu medeniyet yarışına çıkacağız'' dedi. Göreve gelmelerinden önce devletin 100 liraya 63 lira faiz vererek borçlandığını, şimdi ise 100 lira borçlanırken 16 lira faiz ödendiğini anlatan Erdoğan, yüzde 30 olan enflasyonun da 2007 yılı sonu itibarıyla 8.3'e düştüğünü söyledi. Kendilerinden önceki hükümetin IMF'ye olan 23.5 milyar dolarlık borcunu 6.9 milyar dolara indirdiklerini belirten Erdoğan, Merkez Bankasının kasasında bulunan 26.5 milyar doların da dönemlerinde 71 milyar dolara çıkarıldığını ifade etti. Bu kalkınmanın aynı hızla devam edeceğini belirten Erdoğan, ülkeye giren küresel sermayenin 2007 yılı sonu itibarıyla yıllık 23 milyar dolara çıktığını, kendilerinden önceki dönemde ise bunun yıllık 1 milyar dolar civarında olduğunu söyledi. -''BÜTÜN BUNLAR NASIL OLDU?''- ''Bütün bunlar nasıl oldu?'' diye soran Erdoğan, ''Türkiye, artık bir güven ülkesi, istikrar ülkesi. Bütün bunları milletimizle yaptık. Milli birlik ve beraberlik ruhu ile yaptık. İstiklal ruhuna sadık kalarak yaptık. Cumhuriyete, demokrasiye, millet iradesine sadık kalarak yaptık. Bu nedenle demokrasimizle, ekonomimizle, Cumhuriyetimiz güç kazandı. Milletimiz bize güvendi. Biz de milletimize güvendik'' diye konuştu. Gelinen seviyeyi yeterli görmediklerini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Ancak bizi üzen şu; zaman zaman birileri çıkıyor, bu ülkede bir şeyler yapıyor. Yazıktır bu millete. Bu milletin birliğini, beraberliğini, dirliğini bozmayın. Bu ülkede ayrımcılık yapmayın. Bu ülkede bölücülük yapmayın. Biz bu yola çıkarken, 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' dedik. Biz bu yola çıkarken dedik ki; 'asla etnik milliyetçilik yapmayalım'. Biz insanlara Yunus'un diliyle bakıyoruz. Yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. İşte farkımız bu. Diyoruz ki; 'bölgesel milliyetçilik de yapmayın'. 780 bin kilometre karenin tamamı da aynı şekilde kalkınsın.'' Bayburt'un susuz ve yolsuz köyünün kalmadığını anlatan Erdoğan, su ve yolu medeniyet olarak gördüklerini söyledi. Bayburt Üniversitesinin de bu yıl içinde kurulacağını belirten Erdoğan, ''Bayburt, Bayburt olalı üniversite görmedi, şimdi görecek'' dedi. Erdoğan ayrıca, Bayburt'ta bu yılın Nisan ayında doğal gaz altyapı çalışmalarına da başlanacağını bildirdi. Kentsel dönüşüm projesi kapsamında TOKİ'nin 150 adet konutu Bayburt'ta sahiplerine teslim ettiğini, 150 tanesinin de yapılmak üzere olduğunu, modern terminal kompleksinin, sebze halinin hizmete sokulduğunu ve Bayburt Kalesi'nin onarım çalışmalarının kendi dönemlerinde yapıldığını anlatan Erdoğan, ''Yaptıklarımızdan çok yapacaklarımızı düşünüyoruz. Dünden çok yarınlara bakıyoruz. Umutsuzluk, karamsarlık zırhı taşımıyoruz. Bunları parçalaya parçalaya yolumuza devam ediyoruz'' diye konuştu. -''AYRIMCILIK YOK''- Türkiye yükselirken Bayburt'un da yükseldiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Birlikte, omuz omuza bu ülkeyi daha iyi noktalara taşıyacağız. Antalya'yı nasıl seviyorsak, Bayburt'u öyle seviyoruz. Ayrımcılık yok. Bizim bu ülkenin topraklarına bu tür bir sevdamız var. AK Parti iktidarıyla başlattığımız adalet ve kalkınma hamlemizi, bütün illerimiz nasibini görerek alıyor. Ayrımcılık olmadan alıyor ve almaya da devam edecek. Onun için diyorum ki; ne olursunuz, ülkemizde ayrım yapmayalım. Birbirimize farklı kültüründen dolayı, giyiminden, kuşamından dolayı farklı davranmayalım. Bu ülkenin evlatlarının arasına fitne fesat karıştırmayalım. Ve ülkemizde kimse demokrasiyi kendi tekeline almaya kalkmasın. Demokrasi Türk milletinindir. Cumhuriyeti kimse tekeline almaya kalkmasın. Cumhur burada. Kimse halkın iradesine ipotek koymaya kalkmasın. Halk burada. Onun iradesiyle demokrasi tecelli edecektir. Herkesin de buna saygı duyması gerekir. Kimse benim ülkemde, 'sen niye şöyle giyiniyorsun, sen böyle giyiniyorsun' diyerek, 'senin olduğun yerde ben yokum' demesin. Biz diyoruz ki; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının olduğu her yerde varız. Hepsinin hizmetkarıyız. Kimseye efendi değiliz.'' Son zamanlarda bazı sesler duyulduğunu kaydeden Erdoğan, ''Biz birilerini yanımızda görmek istemiyoruz. Onların olduğu yerde biz olmayız'' şeklindeki açıklamaları duymak istemediklerini, bunun çok çirkin ve çok talihsiz bir yaklaşım olduğunu söyledi. ''Başörtülünün olduğu yerde ben yokum'' gibi söylemlerin çok yanlış olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Ama benim başörtülü kızım, başı açığın olduğu yerde 'ben yokum' demiyor. 'Ben varım' diyor. Biz ne diyoruz; ülkemizde başı açık, başı örtülü kardeşlerim el ele yürüdüğü sürece, omuz omuza yürüdüğü sürece, birbirinden güç aldığı sürece Türkiye'yi kimse yıkamayacaktır. Bunu böyle bilesiniz. Bu konuda kimse ama kimse bizim aramıza gelip de farklılık karıştırmasın. Biz bu yolda inanarak, kararlı bir şekilde yürüyoruz. 70 milyonun kardeşliği, 70 milyon vatan evladının birbirine olan güveni bizim için çok önemli. Kimse bunu zedelemeye kalkmasın. Kariyeriniz, karizmanız ne olursa olsun, bunların hiçbirisi önemli değil. Benim vatandaşımın birliğine, beraberliğine ne kadar katkın var. Bu çok önemli. Biz bunu istiyoruz.'' -''AYRILIKTA FELAKET, BİRLİKTE KUVVET VAR''- Milletin efendisi değil, hizmetkarı olduklarını vurgulayan Erdoğan, milletin kendisine efendilik taslayanlara, vakti saati geldiğinde, sandıklar kurulduğunda gerekli dersi verdiğini söyledi. Konuşmasının sonunda salonda bulunan gençlere seslenen Erdoğan, ''Gençler; birbirinizi sevin, sayın, birbirinizden ayrı düşmeyin. Ayrılıkta felaket vardır, ama birlikte kuvvet vardır. Biz sizden bunu istiyoruz'' dedi. Başbakan Erdoğan'a, Bayburt Kültür ve Yardım Derneği Başkanı Abdurrahman Polattimur tarafından günün anısına bir plaket sunuldu. AA
<< Önceki Haber Milletin efendisi değiliz, hizmetkarıyız Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER