MHP lideri
Devlet Bahçeli, 27
Mart 2010 tarihinde yapılacak toplantıya tüm ülkücüleri davet etti.
TBMM'de partisinin grup toplantısında kürsüye çıkan MHP lideri Bahçeli, konuşmasına Elazığ'da meydana gelen depremle başladı. Bahçeli, "Karakoçan ve Kovancılar ilçelerinde meydana gelen ve 51 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, çok sayıda vatandaşımızın ise yaralanmasına neden olan depremin üzüntüsü içerisindeyiz. Terör saldırısında şehit olan Mehmetçiğimize ve bu
doğal afette hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar, milletimize
başsağlığı diliyorum." dedi.
Konuşmasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Bahçeli, ülkenin yakın zamanın en büyük sorunlarıyla yüz yüze kaldığını ve bunların baskısıyla çok zor günler geçirmeye başladığını söyledi. Bu tehlikeli sürecin artarak devam ettiğini belirten Bahçeli, "Toplumsal ve kurumsal yapı ideolojik olarak bölünmüş, işleyiş itibarıyla bozulmuş ve ideal olarak tükenmiş bir noktaya gelmiştir. Neresinden bakarsak bakalım, AKP hükümeti ülkemizi, her gün bir yenisinin ortaya çıkmasına şahit olduğumuz kafa karıştıran olaylara, vadesi
dolmuş tartışmalara, derin çalkantılara doğru sürüklemiştir.
Başbakan Erdoğan'ın değişim adıyla başlattığı dünle
kavga, milli birliğimizle atışma, hukukla çekişme yayılarak sel gibi ilerlemektedir. İktidar partisinin hiç çekinmeden ve yüzü kızarmadan içini boşalttığı ve sulandırdığı
demokrasi anlayışı, her garabetin gerekçesi yapılacak bir ilkesizliğe meşruiyet sağlamak için kullanılmaya başlamıştır. AKP'yle birlikte hukuk düzeni çiğnenmiş ve dejenere olmuş,
siyaset değerlerden kopmuş ve ayrışmış,
ekonomik yapı tükenmiş ve ümitleri bitirmiştir. İktidarın sahibi olduğu, insanı odağına ve merkezine almayan ekonomi
politikaları, Türkiye'yi işsizliğin,
yoksulluğun, sefaletin karanlık mahzenine kapatmıştır. Milletimizin hiç bitmeyen ve bir türlü çözüme kavuşturulamayan ekonomik sorunlarına daha fazla tahammül etmemiz artık mümkün olmayacaktır." ifadelerini kullandı.
Bahçeli, hükümetin başlattığı demokratik
açılım konusundaki tavrını sürdürmeye devam etti.
Hükümetin milleti ayrıştırmak konusunda çok gayretli olduğunu savundu. Hükümetin, Habur'da
terörist karşılamada çok heyecanlı davrandığını,
okyanus ötesinin talimat listelerini tatbik etmede çok acele ettiğini iddia eden Bahçeli, "Ermenilerle ilişkide, milli onuru ayaklar altına almada coşkulu görünmüştür. Bölücülerde heves uyandırmıştır. Ve bunların karşılığında İmralı'dan takdir almıştır. Bu hükümet etme zihniyetinin önceliği ve politika esasları bellidir. Ve bunun içinde ne Malatyalı işsiz kardeşim vardır, ne de yoksul Kahramanmaraşlı hemşerim bulunmaktadır. Pancar tarlalarında çalışmak için gurbete çıkan Konyalı topraksız vatandaşım AKP'nin aklına dahi gelmemiştir. Yıllardır içten içe tırmandırılan etnik kışkırtmalar ve Başbakan Erdoğan'ın açıktan yaptığı tahrikler toplumsal kardeşliği tehdit edecek çok kritik seviyeye gelmiştir. Bir ülkenin vatandaşlarını, bir milletin fertlerini ötekileştirerek, yabancılaştırarak beraberliğin sağlanması ne tarihen mümkündür ne de insanlığın böyle bir tespiti bulunmaktadır. Bu itibarla Sayın Cumhurbaşkanı'nın ve Başbakan Erdoğan'ın ısrarla söyleyegeldikleri farklılaştırma merkezli sözde açılım sürecinde yaşanacak derin ayrışmalar ve ardından vuku bulacak çatışmaların sorumlusu da verecek hesabın adresi de kendileri olacaktır. Buradan, iş işten geçmeden bir kez daha hatırlatmakta yarar olacağı düşüncesindeyim." şeklinde konuştu.
HERKESİ ŞANLIURFA'YA DAVET ETTİ
MHP lideri Devlet Bahçeli, ilkini
Ankara Tandoğan'da yaptıkları 'Bin Yıllık Kardeşliği Yaşa ve Yaşat' toplantılar
serisinin ikincisini Şanlıurfa'da yapacaklarını açıkladı. Bahçeli, bu açıklaması ile partililerden büyük alkış aldı.
Bahçeli, şunları söyledi: "Bildiğiniz gibi AKP'nin
yıkım projesinin tahrip ettiği milli birliğimizin devamına olan inancımızı vurgulamak maksadıyla 'Bin Yıllık Kardeşliği Yaşa ve Yaşat' adı altında seri toplantıların yapılmasına karar vermiştik. Bunların ilkini başkent Ankara'mızda büyük bir coşku ile 13
Aralık 2009'da gerçekleştirmiştik. Mevsim şartları itibarıyla ara verdiğimiz bu toplantıların ikincisini 27 Mart'ta kutlu vatan toprağı Şanlıurfa'da gerçekleştireceğimizi huzurunuzda açıklamak istiyorum. Unvanındaki şanlı tanımının anlamına uygun olarak aziz Şanlıurfalı vatandaşlarımın kardeşliğinin yaşamasına ve yaşatılmasına tıpkı tarihte olduğu gibi bugün de sahip çıkacaklarına yürekten inanıyorum." (CİHAN)