Bahçeli, ulusal bir TV'nin Ana Haberlerinde soruları yanıtladı.''22 Temmuz sonrası için tahmininiz nedir? Kaç milletvekili elde edersiniz?'' sorusu üzerine Bahçeli, partisinin
seçim sonuçlarıyla ilgili herhangi bir anket çalışması yapmadığını, tahminde bulunmadığını söyledi.
MHP 8. Olağan Kongresi'nden bugüne kadar geçen süreç içinde çalışmalarını ''tek başına
iktidar''
hedefine yönelik kurguladıklarını anlatan Bahçeli,Bahçeli, ''
CHP ile
koalisyon yapıp yapmama konusunda şimdiden kararınız var mı?'' sorusunu şöyle yanıtladı: ''MHP'nin son günlerde bir partiyle koalisyon yapma noktasında niyetinin olduğu
Anadolu'da el altında halkımıza doğru yayılmak isteniyor. MHP'nin söylemlerine dikkat etmek lazımdır. Tek başına iktidar hedefini ortaya koyan bir siyasi partinin bugünden herhangi bir siyasi partiyle koalisyon çalışmalarını düşünmesi siyasi ahlakla bağdaşmaz.''
''Her hangi bir siyasi partiyle asla koalisyon yapmam diyor musunuz?'' sorusuna Bahçeli, ''Böyle bir bir şeyi düşünmüyorum. Bizim kilitlendiğimiz hedef tek başına iktidardır. çünkü tek başına iktidar olmadığınızda 4.5 yılı aşmış bir süre içinde AKP yönetiminin toplumumuzda açtığı tahribatı onarabilmek mümkün değildir. Birbirinden farklı düşünen farklı programlara bağlı partilerle bu büyük onarımı gerçekleştirmek imkanı yoktur. MHP bu onarımı gerçekleştirecek programla milletin karşısına çıkıyor'' yanıtını verdi.
-BAĞIMSIZLARIN GRUP KURMA OLASILIĞI-
MHP Genel Başkanı Bahçeli, bir başka soru üzeri
TBMM'ye girebilecek bağımsız
adayların durumuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: ''Seçimlerde
terör örgütü PKK'nın siyasallaşmasının bir uzantısı olarak DTP'de,
Türkiye genelinde barajı aşabilecek bir yeter
seçmen kitlesine sahip olmayacağı düşüncesiyle
bağımsız adaylar formülü gündeme gelmiştir.
Bağımsız aday olmak yasal bir haktır. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti'ni bölmeye niyetlenmiş olan bir terör faaliyetini siyasal uzantılarının bağımsız aday formülüyle TBMM'ye taşınmasını düşünmek çok büyük gaflettir.
AKP'nin
oy kaybını bunlarla tamamlayabilmeyi düşündüğünü basın yoluyla izliyoruz. Bir taraftan oy kaybı içinde olacaksınız, öbür taraftan kaybınızı bölücü faaliyetlerin siyasal uzantılarını bağımsız aday olarak TBMM'ye taşıyacaksınız. Bu faaliyetin üzerine örtmek için tırmanan MHP'nin tabanının zihnini karıştırabilecek, 'CHP ile bunlar kolalisyon yapacak' dedikodusunu yayacaksınız. MHP'liler, bu olayları görmüyor mu? Türkiye'de neyin olup bittiğinin farkında olan bir grup MHP'liler.''
-''SİYASİ TERÖRİST''...-
Bahçeli, bir miting konuşmasında,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, ''siyasi
terörist'' olarak hitap ettiğinin anımsatılması üzerine, Başbakan Erdoğan'ın konuşma üslubunu çok değiştirdiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın ilk seçildiği günlerdeki üslubundan uzak olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti: ''Başbakan'a hakim üslup argo,
saldırgan üslup ve kendisinden başka herkesi
küçük görüyor. O mitingten bir gün evvel bir gazeteye vermiş olduğu demeçte MHP'nin Genel Başkanı'nı 'siyasi terörist' olarak nitelendiriyor. Başbakan olan bir kişi bunu yapıyor. Bizi 'bazı
mafya kalıntılarıyla beslenen hareket' olarak topluma taktim ediyor. Siz başbakansınız bunu delillendiriniz ve gereğini yapınız. Seçim öncesi MHP'ye karşı aşırı bir saldırıyı
siyasetinin stratejisi haline getirdi. Biz sözü iade etmişizdir.''
-MHP'NİN ''TÜRBAN SORUNUNA'' YAKLAŞIMI-
MHP'nin
türban ile ilgili siyasi açılımının sorulması üzerine Bahçeli, ''İnanan kardeşlerimizin örtünme ihtiyacını bir siyasal sömürme aracı olarak kullanmak Türkiye Cumhuriyeti'ni ne hale getirdi'' dedi.
''Her türbanlının irticai unsur olarak algılanmasının yanlış olduğunu vurgulayan'' Bahçeli, ''Türban meselesi çözüme kavuşturulmalıdır. Bütün mesele, bir toplumsal uzlaşmayla çözmektir. Bundan gerilim stratejisi üreterek, kamplaşma ve cepheleşmeden beslenerek siyaset yapıp, kendi taraftarlarını kemikleştirme anlayışı Türkiye'yi kangren yapıyor. Yeni, TBMM endişeye kapılmadan yüksek bir sağduyuyla bu konuyu nasıl çözebileceğini düşünmeli. Bu konuda da MHP'nin büyük katkısı olacağın düşünüyorum'' diye konuştu.
Devletin kolektif ihtiyaçları karşılamakla yükümlü olduğuna işaret eden Bahçeli, şunları kaydetti: ''
Sağlık hizmeti de
adalet hizmeti d
e devletin asli görevidir. Buna eğitimi dahil ettiğiniz
vakit eğitim de kamu hizmetidir. Hal böyle olunca eğitim almak için kapıya gelmiş olan tesettürlü bir hanım ile sağlık hizmeti almak için hastaneye gitmiş bir tesettürlü hanım arasında fark görmemeniz lazım. Bu farkı gördüğünüz zaman yanlış bir oyuna alet oluyorsunuz demektir. Tesettürlü bir öğrenci okula gittiğinde gerçekten cumhuriyetin temel niteliklerine aykırı rejim değişikliğine yönelik faaliyetleri varsa gerekli tedbirleri alın. Başörtülü diye onu dışarı attığınız vakit aynı düşünceye sahip erkek öğrenciyi ne yapacaksınız?''
-ÖCALAN'IN İDAMI-
Devlet Bahçeli, SMS yoluyla yayına çok sayıda, ''partisi iktidara geldiğinde Öcalan'ı idam edip etmeyeceği'' yönünde soru geldiğinin belirtilmesi üzerine, ''Sürekli olarak bunu kimlerin sorduğunu tahmin ediyorum'' dedi.
Bahçeli, ''Bu soruya net cevabım şudur; Eğer AKP'ye verdikleri sayısal çoğunluğu bize verirlerse savaş, savaş hali ve terör suçlarının idamını geri getiririm. Gerekiryorsa
ülke için
referandum yaparım. Toplumsal bir talep varsa, terörün kökü kazınıncaya kadar 367 milletvekiline sahip olursam Anayasa'yı değiştirir, idamı getiririm,. Sosyal adaleti sağlarım'' diye konuştu.
Bahçeli, ''terör sorunun çözümüne ilişkin farklı yöntemleriniz var mı'' sorusunu şöyle yanıtladı: ''2002
Kasım ayından bu yana muhalefette olan,
Parlamento dışında olan bir partiyiz. Bu nedenle birçok konuda derin çalışmalar yapma imkanımız oldu. Türkiye'nin yaşamış oluğu
terör olayları içinde yüksek oranda dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyecek bilgi, birikim ve tecrübeye sahip
emniyet güçleri ve silahlı kuvvetleri vardır. Dolayısıyla, terörle bir bire mücadeleyi yapacak kabiliyeti var. Böyle olmasına rağmen sonuç niye alınamadı? Terör başladığından bugüne kadar geçen süre içinde
Güneydoğu Anadolu bölgesinde çok değerli silahlı kuvvetler mensubu, valiler, polisler hizmet sunmuşlardır. Kökü kazınamadıysa o zaman sebebi vardır. Bu da şudur; Tam
yetki verilemiyor. Bu yetkiyi verebilecek bir siyasi irade olduğu takdirde, bu güçler arkasında Türkiye Cumhuriyeti'ni her şart altında yanında görmüş olur.''
Bahçeli, Türkiye'deki bölücü faaliyetler ve terör olaylarının kaynağının kurutulması için çok geniş sosyo-
ekonomik tedbirler alınması gerektiğini vurguladı.
''Son günlerde kendisini 'Vatansever Kuvvetler' veya 'Kuvayi Milliyeci' olarak adlandıran insanlar gündeme gelmeye başladı. Sizin bunlarla bir fikir birliğiniz var mı?'' sorusu üzerine Bahçeli, ''Bunlara benzer hiçbir kuruluşla ilişkimiz yoktur, olmayacaktır. MHP demokrasinin vazgeçilmez unsuru kabul edilen yasal zeminde mücadelesini sürdürüyor. Bu tür ilişkilere girmiş partili varsa onlarla ilişiği derhal kesilir. Bunlar çıkış yolu değildir. Türkiye'de her şey demokratik çözüme dayandırılmalıdır'' diye konuştu.
-DERİN DEVLET TARTIŞMALARI-
''Türkiye'de bir
derin devlet var mı? Siz böyle bir şeye şahit oldunuz mu?'' şeklindeki soruyu ise Bahçeli, ''Türkiye akıllı bir devlettir. Bunun derinini aramaya gerek yok. Devlet sorumluluğu taşırken bir
takım gayrimeşru zeminlere doğru anayasal çizgi dışına kayma davranışı içerisinde olanlara bir sıfat verip 'derin devlettir' diyerek korku yaratıp örtmeye gerek yoktur. Benim kanaatimce böyle bir tanımı kabul etmediğim için 'olmadı' düşüncesini ortaya koyuyorum'' şeklinde yanıtladı.
-ŞEHİT CENAZELERİ-
AK Parti Hükümetinin üyelerinin eleştirileri anımsatılarak, ''Şehit cenazelerine sahip çıkılması konusunda bir talimatınız var mı'' sorusuna Bahçeli, şu yanıtı verdi: ''Sayın Başbakan, çok yanlış kavramlar kullanıyor. Yıllardır cami cemaatlerini istismarla siyasi zemin kazanan insanlar şimdi cami avlusuna dil uzatarak MHP'yi suçlamaya kalkıyorlar. 1968'ten bu yana MHP şehit cenazesi kaldırıyor. Şehitlik kavramına karşı özel hassasiyeti var. Hiçbir talimata gerek yok. Orada bir şehit kalkacaksa milliyetçi insan oraya katılır. Sadece ülkücüler değil, vatandaşlar, şehitlerin sahipleri de
öfke içerisinde şimdi bunları başka bir tarafa kanalize etmek için
mağdur rolü oynuyorlar.''
AA