Hükümetten bu konuda etkili hukuki
tedbirler alınmasını isteyen
Vural, “Hükümet
teröre karşı etkin çözüm yolları bulsun. Bu,
OHAL’siz de oluyorsa olsun.” dedi.
Vural, cemaat ve tarikatların Milli Siyaset Belgesi’nden çıkartılmasını ise olumlu buldu.
TBMM'de konuşan Vural, hafta sonu Van ve
Gevaş ilçesine gerçekleştirdiği ziyaret hakkında bilgi verdi,
Başbakan'ın, 'OHAL'i biz kaldırdık' ifadesini eleştirdi. Vural, OHAL'in kendileri tarafından kaldırıldığını yineleyerek, "MGK, 30
Mayıs 2002'de toplandı ve bu tarihte son kez uzatılması için karar almışız ve bunu geçirmişiz.
MHP'nin
koalisyon ortağı olduğu dönemde AKP'nin eline OHAL'siz bir
ülke teslim edilmiş ve terör sıfırlanmıştır. Terör örgütü, kendini feshedecek konuma gelmiştir. OHAL'in son kez kaldırılması konusu bizim hükümetimiz döneminde yapılmış olmasına rağmen burada Başbakan, 'biz kaldırdık' diye ahkam kesiyor. AKP'nin, kaldırılmasına yönelik aldığı bir tane karar yoktur.'' iddiasında bulundu.
TERÖRE KARŞI TEDBİR ALMAK MEŞRU
Vural, iktidarın, teröre karşı etkili tedbir alınmasını isteyenleri suçlu ilan ettiğini ileri sürdü. Vural, “Sayın Genel Başkanımızın, 'devletin otoritesini sağlamak için hukuki imkanları kullan demesi' AKP tarafından eleştiriliyor. AKP'ye göre, 'teröre karşı tedbir al' demek demokrasiye aykırı bir durum. Demokrasiye aykırı olan terör, bölücülüktür. Terör elçilerini Habur'da karşılayıp,
mobil mahkeme gönderirken sen kime
hizmet ediyordun? Teröre kimin hizmet ettiği belli. Yaptığınız hizmetin bu bedelini millet, şehit olarak, gazi olarak ödüyor. 'Etkili tedbir alın' dediğimiz zaman tüyleri diken diken oluyor bunların.”
Vural, terör suçları ve yakın savaş suçlarına verilmesi öngörülen idam cezasının da
AK Parti iktidarında kaldırıldığını savundu.
Vural, ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Vural, bir gazetecinin, TBMM Başkanının 'siyasi parti liderlerinin görüşmesine ilişkin sorusu üzerine, ''
Meclis Başkanı, yasamanın başındaki bir kişi olarak konumunu zedelemiştir. Çok önemsemediğim bir durumu bulunmaktadır. Artık AKP'nin başkanı gibi olmuştur. Dolayısıyla, pek fazla önemi olan bir şahsiyetin ifadesi olarak görmüyorum.” dedi.
Vural, Bahçeli’nin Gediktepe’ye gidip gitmeyeceği yönündeki bir soruya ise ''Poz çektirmekle, fotoğraf çektirmekle
terörle mücadele edilmez. Terörle mücadele için sağlam
siyasetiniz olacak.'' cevabını verdi.
"TARİKATLAR TEHDİT DEĞİL"
''Milli
Güvenlik Siyaset Belgesi’nden tarikatların artık
tehlike olmaktan çıkarılacağı belirtiliyor. Siz ne düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine Vural, ''Ne olduğunu bilmiyorum açıkçası. Varsayımlara göre bir tehdit değerlendirmesi bu. Devletimiz yapacaktır tabiatıyla. Daha önce de sayın genel başkanımız ifade etti. Türkiye'de tüm tehditler bitmişse, komşularla sıfır problem yaşanmışsa yapılacaklar bellidir bundan sonra.'' dedi.
Vural, ''
Cemaatler, tarikatlar tehdit mi?'' sorusuna ise “Ben öyle bilgiye sahip değilim. Yani bundan önce de tehdit olduğuna dair bilgiye sahip değilim. Türkiye'de bölücü tehdidin varlığı bir vaka idi. Cemaatlerle ilgili bir tehdit algısı var mıdır, yok mudur, bundan önceki Milli Güvenlik Siyaset Belgelerinde böyle bir tehdidin olup olmadığına ilişkin bir bilgiye sahip değilim. Bundan önce de böyle bir bilgiye sahip değildim. Cemaatler ve tarikatların tehdit olduğu kanaatinde değilim. İnsanların, STK’ların belli oluşumlar içinde olacağı bir vaka ama eğer bizim muhatabımız siyasal iktidardır. Bunu aşarak başkalarını suçlamak doğru değil.” şeklinde cevapladı.
"BU İŞ ÇÖZÜLSÜN DE NASIL OLURSA OLSUN"
Vural, PKK’ya katılımın en çok OHAL yıllarında yaşandığı yönündeki hatırlatma üzerine, “Ben, teröre karşı tedbir alınmasını istiyorum. Bugünkü durumu sorguluyorum. Elindeki devletin etkin hukuki imkanları kullanarak bunu yapması lazım. Bu hukuki bir hak. Anayasa’da var. Madem çok istiyordu neden bunu değiştirmedi. Büyük reform dediğiniz Anayasa’dan neden çıkarmadınız. Devletin otoritesinin sağlanması lazım.” dedi.
“Bu iş, OHAL dışındaki tedbirlerle çözülemez mi?” sorusuna şu karşılığını verdi:
“Eğer hükümete meşru araçları
tavsiye ederiz. Meşru imkanlardan biri de budur, bu otoriteyi kullansın. Ama hangi imkanları kullanıp kullanmayacağı hükümetin takdiridir. Bizim istediğimiz devlet otoritesinin ihyasıdır. Meşru bir şekilde kullanmasına neden karşı çıkıyoruz. Kabul etmeyeceğiz. Terörün, hangi fırsatları kullanacağı açıktır. Biz insanların sokağa çıkmasını normal bir şekilde alış verişini yapmasını istiyoruz. Bunu nasıl hallediyorsan et. OHAL’siz temin ediyorsan et kardeşim. Elini tutan yok ki. Biz meşru bir imkan tanıyoruz kendilerine.”
(CİHAN)