Erdoğan dışındaki hükümet formülü üzerinde durarak
Başbakan'dan başını giyotine uzatmasını istedi.
MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli, son dönemde yaşanan siyasi gelişmeleri değerlendirirken, Başbakan Erdoğan’a “Bir bilen olarak kenarda otur” çağrısı yaptı. Erdoğan’ın, “
Türkiye’nin normalleşmesi için kendisinden beklenen fedekarlığı ortaya koymasını” isteyen Bahçeli, “Erdoğan
erken seçimi zorlarsa, AKP içinde siyasi parçalanma olur” dedi. Bahçeli şunları söyledi:
HER ŞEY TAYYİP İÇİN: Son aylarda yaşanan gelişmeler, Türkiye’yi tam anlamıyla bir yol ayrımına doğru getirmiştir. Böyle bir yol ayrımında
siyasi partiler temel tercihlerini ülkenin barışı, huzuru, istikrarı için kullanma yolunu seçmelidirler. “Her şey Türkiye için” temel sloganı, son günlerde “Her şey Tayyip için” haline dönüştürülmüştür. Sayın Başbakan, yaşanan siyasi kaosun çözümünde önemli bir sorumluluk taşıyor ve kendisinden beklenen fedakarlıkları ortaya koymalıdır.
NORMALLEŞTİRME GÖREVİ: Başbakan’ın, kaostan çıkışla ilgili olarak Türkiye’nin normalleşme sürecine katkıda bulunması lazım. 1961
Anayasası’nın kabulünden sonra oluşmuş olan
Anayasa Mahkemesi aracılığıyla 4 siyasi parti kapatılmıştır. Ancak bu defa kapatılma
davası açılan parti
iktidar partisidir. Kapatılma davası sonuçlanıncaya kadar, sağduyu ortamının yapıcısı konumunda, başta iktidar partisi ve onun genel başkanına görev düşmektedir. Ancak bu yetmemektedir. Çünkü bu kamplaşma ve cepheleşmenin bir kanadı daha vardır. Bu da ana muhalefet partisi olarak görülmektedir. Ana muhalefet partisi, sığ ve gergin siyasi üsluptan çıkıp sorumluluk taşıyan bir üsluba doğru bir anlayışı benimsemelidir. Çünkü her türlü kamplaşma ve cepheleşmenin bir ucunda AKP, bir ucunda da
Cumhuriyet Halk Partisi bulunmaktadır.
İSTİKRARSIZLIK PLANLAMASI: Kontrollü bir istikrarsızlık planlaması yapıldığı kanaatindeyim. Bu, cumhuriyetin temel niteliklerinden başlayan milli ve manevi değerlerle devam edilen, cumhuriyetin bütün kurumlarıyla da çatışma ve gerginlik yaratan bir planlamadır. Burada bir teklifi, bir geçiş sürecini siyaseten tanımlama gayreti içerisinde oldum. Her konuda yanlış anlamayı alışkanlık haline getiren AKP, bizim teklifimizi saptırarak başka bir yöne doğru sürüklemek istedi. Çözmüyor. Bugün bir AKP’liye de söyledim. Bir
inci şart, içte ve dışta yargıyı da göz önünde bulundurarak
tartışma zeminine son vermek,
mahkeme sonuçlanıncaya kadar tartışmayı ortadan kaldırmak.
BİR BİLEN GİBİ OTURSUN: Ara seçim ya da erken seçim olursa, AKP’de siyasi parçalanma olur. Onun işareti gözüküyor. O zaman parçalanmış bir AKP üzerinden yeni bir yapılanma, yeni hükümet modelleri Türkiye’nin gündemine taşınabilir. Bir siyasi partinin parçalanması ve enkazı üzerinden diğer bir siyasi parti gelecek belirlememeli. Başbakan, siyasi
yasak kapsamında kalıyorsa, bir bilen gibi oturmasını bilmelidir.
DEĞERLİ ŞAHSİYETLERDEN BİRİ: Büyük bir şans ki kapatılma davasına muhatap kılınan parti iktidar partisidir ve 340 milletvekiline sahiptir. Kapatılmada siyasi yasak kapsamına alınan 71 kişi, milletvekili ise 39’dur. Yani mahkemenin 39 milletvekiline de siyasi yasak getirdiğini düşünürsek, AKP’yi
Meclis’te temsil eden 301 kişi bağımsız milletvekili olma durumuna düşecektir. “Herşey Tayyip için” düşüncesiyle bu yolu tıkayacakları yerde, Başbakan, partisinin içindeki değerli şahsiyetlerden bir tanesini genel başkan olarak görevlendirmek suretiyle yeni bir siyasi oluşuma gitmiş olsa, bu oluşmuş olan yeni siyasi yapı, tek başına iktidar olma şansını yakalamış çoğunlukta bir siyasi parti olacak. Yani 276’nın üzerinde. Cumhurbaşkanının böyle bir siyasi yapıdan birisini başbakan olarak görevlendirmesi hali, 61’inci hükümetin kurulması demektir.
KURBAN EDİLİYOR DÜŞÜNCESİYLE TIKIYORLAR: 61’inci hükümet, bugün Türkiye’nin sıkıntılarını taşıyan her türlü davranıştan uzak bir programla milletin huzuruna çıkmış olsa, Türkiye’de bir tartışma, çatışma, kamplaşma ve gerginlik ortamının yumuşamasına vesile olur. O zaman bu yeni hükümet tıkanmanın önünü açabilecek bazı programlar geliştirebilir. Oysa Tayyip Bey burada ‘
kurban ediliyor’ düşüncesiyle, liderlerine ‘sahip çıkıyoruz’ anlayışıyla hem liderin, hem partinin, hem de Türkiye’nin önünü tıkıyorlar.
Yüzde 47 oranında ayağı yerden kesildi
CHP İLE UZLAŞABİLSELER: Ana muhalefet partisiyle iktidar partisi birçok konuda siyasi krizi rejim bunalımına dönüştürmeden bir
diyalog başlatabilmiş olsalardı, ara rejim diye bir kavram Türk
demokrasisinde yer alabilir miydi. Ara rejimden kastımız
darbe tabii...
27
Mayıs, 12
Mart, 1980, 28
Şubat...
22 TEMMUZ YANLIŞIN BAŞLANGICI:
Bu yanlışın başlangıcı seçim sonrası AKP inadından oldu. Birçok çevre Erdoğan’ın açıklamasını iyi
analiz etmeden Sayın Başbakan’a iltifatlarda bulundu. Bu AKP’nin yüzde 47 oranında ayağını yerden kesti. Burası yanlışın başlangıcı oldu. Her şeyi ben bilirim, her şeyi ben yaparım,
milli irade benim anlayışı bugünkü ortamın yaratıcı temel kaynağıdır.
DERVİŞ GAFLET OLUR
Kemal Derviş’in siyasete dönmesi ve
Mesut Yılmaz’ın yeni siyasi oluşum önerilerine ilişkin, polemik konusu olacak ama güzel bir şey söylemek istiyorum. Yani marjinal faydası sıfırlanmış şahsiyetleri Türkiye’de yeni bir umut kapısı göstermek kadar gaflet olamaz.
Erdoğan topu taca atmasın
DEMOKRASİ SAHASI
Erdoğan’ın bağımsız milletvekili olması etik değil zorlamadır, dayatmadır. Bunlar topun, oyun alanının dışına çıkmasına katkı sağlayan davranışlardır. Yani sahanın dışına Türkiye’yi çıkartmaya çalışıyor bu tür dayatmalar. Onun için sahanın içinde kalmak lazım. Sahanın içi de demokrasidir. Demokrasi içerisinde çözüm bulabilmek için demokrasiyi zorlayan davranışlardan kaçınmak lazımdır.
GÜL SORUMLULUK ALSIN
Cumhurbaşkanı bu tür karşılıklı çatışma, gerginlik, cepheleşme ortamının, bir hoşgörü, sağduyu ortamına dönüşümünd
e devlet başkanı olarak sorumluluk üstlenmeli, sosyal ve siyasal diyalog kapısını açık tutmalıdır. Cumhurbaşkanı hepten dışarıda kaldığı zaman siyasi ihtiraslar, siyasi gelecek belirleme sevdası artabilir. Dava,
cumhurbaşkanına da yasak getirirse, onun çözümü beraberinde gelir. Siyasi yasak kavramı mahkeme kararıyla ne şekil alacak onu bilemiyoruz. Biz şu an için kapatılma varsayımı üzerinde duruyoruz.
(Akşam)