Kutan ayrıca gündemdeki konularla ilgili yaptığı açıklamada,
Türkiye'nin yanlış doğalgaz politikaları sonucu
Rusya'ya yüzde 65 bağımlı hale geldiğini anlatarak,
bakanlık yaptığı dönemde
İran ile yapılan doğalgaz
anlaşmasını ABD'nin hangi gerekçelerle engellemeye çalıştığını aktardı.
Yeni ve
sivil Anayasa çağrısında bulunan SP lideri
Recai Kutan,
Anayasa değişikliğine tam
destek verirken, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kapatılan
Refah Partisi lideri Necmettin
Erbakan'ın
ev hapsini kaldırmasını olumlu bir gelişme olarak karşıladıklarını açıkladı. Erbakan'ın hukuken siyasete tekrar dönmesinin mümkün görünmediğini aktaran Kutan, SP'nin gelecekdeki lideri için ise teşkilatın karar vereceğini aktardı.
Cihan Haber Ajansı tarafından hazırlanan ve 80 yerel kanalda aynı anda canlı olarak yayınlanan "Anadolu'da
Sabah" programına katılan SP lideri Kutan, ziyaretinde, gündeme ve partisindeki gelişmelere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Kutan,
siyasi partilerin, dernekler kadar güvencesi olmadığını belirterek, siyasi partiler yasasının yeniden gözden geçirilmesini istedi. Kutan, Kafkaslar'da yaşanan gerginlikte başta ABD ve
Gürcistan'ı sorumlu gösterdi. Bir dönem
Enerji Bakanlığı da yapan ve Türkiye'de GAP gibi bir çok projede imzası bulunan Kutan, Türkiye'nin, doğalgazda, bir ülkeye yüzde 30'dan fazla bağımlı olmaması gerektiğini söyledi.
"BÜYÜK BİR HAKSIZLIK ENGELLENDİ"
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kapatılan Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan'ın ev hapsi cezasını kaldırması nedeniyle yapılan eleştirilere
cevap veren Kutan, "Bizim yasalarımız sağlık nedeniyle bir kişinin yetkili kurumların tespiti ile
hapis cezasını çekmeyeceği af uygulanabileceğini belirtiyor. Bu Cumhurbaşkanın takdirine bırakılmış. Sayın Erbakan için de bu süreç işledi.
Sağlık raporları alındı. Sayın Cumhurbaşkanı da imzaladı. Bu memnuniyet verici bur durum. Bir haksızlık büyük ölçüde engellenmiştir." dedi. Eleştiride bulunanların haksızlık yaptığını dile getiren Kutan, ''Sayın Cumhurbaşkanı söylüyor. 'Önüme gelen dosyayı inceledim ve imzaladım' diye. Bu konuda aynı şeyi isteyenlerin dosyasını göndermesi gerekiyor demekki'' şeklinde konuştu.
İRAN'LA DOĞALGAZ ANLAŞMASI
Türkiye-İran arasında doğalgaz anlaşmasını yapan ilk kişi olarak, Türkiye'nin enerji politikalarını değerlendiren
Recai Kutan, İran ile yapılan ilk anlaşma öncesinde ABD'nin müdahalesini anlattı. Kutan, Refahyol hükümetinde
Enerji Bakanlığı yaptığı dönemde; Türkiye'nin doğalgaza olan acil ihtiyacının karşılanması için İran'la anlaşma yapmak istediklerini, ancak karşılarına ABD'nin 1996 tarihli D'Amato yasasının çıkarılarak anlaşmanın engellenmek istendiğini söyledi.
Kutan, anlaşma öncesi ABD'li bir bakanın ''İran ile anlaşma yapmayın, ABD teröre destek veren ülkelerle yılda 500 milyon doların üzerinde ticaret yapan ülkelere müeyyide uygulamaktadır'' uyarısıyla karşılaştıklarını, ancak buna riayet etmediklerini aktardı. Kutan, ''İran'da o dönemde
Hazar ile Tebriz'i bir birine bağlayan doğalgaz
boru hattı vardı. Bizde Tebriz'den Doğu Beyazıt'ı
boru hattı ile bağlayarak Türkiye'ye İran'dan doğalgaz getirmeyi istiyorduk. Amacımız çok farklı ülkelerden gaz alarak Türkiye'yi tek bir ülkeye bağımlı hale getirmekten kurtarmaktı. Ancak daha sonra üretilen yanlış politikalar nedeniyle bugün Türkiye Rusya'ya yüzde 65 bağımlı hale geldi'' dedi.
Kutan, 1996 yılında ABD'li bakan ile aralarında yaşanan olayı şöyle anlattı: ''Benim döneminde, 'Türkiye doğalgaz temini bakımından yüzde 30'dan fazla bağımlı olmayacak' Prensibini uyguladık. Bu itibarla 'çok yönlü anlaşmalar yapılacak' dedim. Zaten Rusya'dan
Bulgaristan üzerinden ve İran'la anlaşmalarımız var Irak'ta çok önemli ön anlaşmalar yapmıştım. Bağdat'ın kuzeyinde gaz keşfi yapılmış. 'Gelin, işletin boru hattı kurun, götürün' dediler. Güzel bir proje idi. Ancak cereyan eden olaylar nedeniyle takip eden olmadı.
Mısır,
Yemen,
Nijerya ile anlaşma yaptık; çok yönlü anlaşmalar yaptık. İran'dan doğalgaz alma girişimimiz oldu. ABD bize geldi, İran'la anlaşma sağlamamamızı istedi. Biz de kendilerine, anlaşma yapmak istediğimizi söyledik. Bize, 'İran ile anlaşma yapmayın, ABD teröre destek veren ülkelerle yılda 500 milyon doların üzerinde ticaret yapan ülkelere müeyyide uygulamaktadır' uyarısında bulundular. Bize farklı teklifler getirerek Katar'dan doğalgaz alabilirsiniz dediler. Katar'dan boru hattıyla doğalgaz getirmek imkansızdı. Sıvılaştırılmış doğalgazda yüzde 30 daha maliyetliydi. ABD firmaları size
yardım eder dediler. Biz de herhalde bu yüzde 30 maliyeti siz ödersiniz dedik. Biz ödemeyiz dediler. Tekliflerinin hiç biri makbul değildi. D'Amato yasası sizin işiniz dedik ve milli menfaatimiz için biz İran'la anlaşma imzaladık. Çok iyi oldu. Ama sonradan Türkiye, Rusya'ya yüzde 65 bağımlı hale geldi.''
Kutan, ayrıca, ''Kafkaslar'dan enerji alabilmek için ABD için Rusya ile ilişkileri bozmamamız lazım. Çünkü Rusya'ya bağımlıyız. Ayrıca enerji konusunda çalıştığımız Azerbeycan, Türkimenista halen Rusya ile ilişkileri vardır. Enerjinin geçiş korudori Gürcistan'da istikrar temin edilmesi için çalışmalıyız'' şeklinde konuştu.
KAFKASLAR'DA GERGİNLİK
Kafkaslar'da yaşanan gerginlikle ilgili soruları yanıtlayan Kutan, Türkiye için Orta
doğu,
Balkanlar ve Kafkasların büyük önem taşıdığına dikkat çekerek, "Buralarda yıllarca ciddi sıkıntılar yaşanmıştır.
Kafkasya dünya enerji potansiyelin büyük bir bölümüne sahip. Herkesin
bölgeye yakın ilgisi var. " hatırlatması yaptı.
"GÜRCİSTAN AKILSIZLIK ETTİ"
Bölgede yaşanan gerginliğin baş aktörünü ABD olarak gösteren Kutan, ''Bu olaylardan önce ABD'den gelen Soros, Gürcistan'da bazı operayonlar yaptı. Yönetim değişikliği yapıldı. ABD Gürcistan'a el uzattı. Bölge ülkelerinde üstler kurmaya başladı. Bu durum Rusya'yı rahatsız etti. Tam bu ortamda Gürcistan akılsız bir işle
Güney Osetyayı işkal etti. Rusya'da fırsat bu fırsat diyerek karşılık verdi. Bu işte ABD suçludur Gürcistan suçludur. Rusya'da bu olaylardan sonra insanlık dışı eylemler yaptı." diye konuştu.
''BOĞAZLARDAN GEÇİŞLERDE ENDİŞELİYİZ''
Türkiye'nin Boğazlarından ABD'ye ait savaş gemilerinin geçişini endişe ile takip ettiklerini belirten Kutan, İttihat Terakki döneminde savaş gemilerinin Boğazlardan geçmesine izin verilerek
Osmanlı savaşın içine çekildiğini anımsattı. SP Genel Başkanı Kutan, ''Bunlara İnsanı yardım gemiler deniyor. Dış basın soruyor neden savaş gemisi gidiyor. Möntroya uygun deniyor. Pekala 15 bin tonluk ticari gemide bulunabilir.'' şeklinde konuştu.
''RUSYA'YA GÖZDAĞI VERMEYE ÇALIŞIYORLAR''
Bölgede yaşanan kavganın nedenin Kafkaya'daki petrol ve enerji kaynaklarını kimin
kontrol edeceğinden kaynaklağını vurgulayan Kutan, ''Rusya; son dönemde enerji ve petrole gelen zamlar ile borçlarını ödedi, kalkındı. Bu gelişmeler Batı ülkelerini rahatısız etti. Biz ne ABD nede Rusya'dan yana olabiliriz. Bölgede barışın korunması bizi yakından ilgilendiriyor. Bölgede barışın korunması için taraflara eşit mesafade olmalıyız.
İngiliz lider Chorcil'in bir sözü var; 'Bir damla petrol bir damla kandan daha değerlidir' Batı petrole böyle bakıyor. Bölgenin petrolini kontrol etmek istiyor. Karışıklık Türkiye'ye zarar veriyor. Bölgede petrolo kontrol etme yarışı var. Türkiye'yi rahatsız eden bir gelişmedir. Kafkasya ittifakı, biz bunun gerçekleşmesini istedik. Ama tarafların katılımı önemli. ABD 15 bin kilometre öteden geliyor. Meselere müdahil oluyor. Oysa bölge ülkelerine kalsa sorun daha kolay çözülür. Rusya ile iyi ilişkiler bizin menfatimize bir durum. AB ve ABD girmesi ile sorun içinden çıkılmaz bir hale alıyor.''ifadelerini kullandı.
"SİVİL VE YERLİ BİR ANAYASA ŞART"
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin açıklaması ile Anayasa değişikliği ve Siyasi Partiler Yasası tekrar gündeme gelmesinin hatırlatılması üzerine Kutan, yeni anayasa değişikliğine tam destek verdi. Mevcut anayasının askeri müdahaleden sonra yapılmış Demokratik ortamda kabul edilmesi mümkün olmayan bir anayasa olduğunun altını çizen Kutan, ''Biz daha önce değişik anayasa teklifleri hazırladık. Yeni anayasanın tepeden tırnağa değişmesi önerdik. Yeni anaya taslağı hazırladık. Hatta yayınlandı, ama ilgi görmedi, yeni
yasama yılı ile bunlerı tekrar gündeme getirmeyi düşünüyoruz. Siyasi partiler yasası mutlaka gözden geçirilmeli. Biz haksız bir şekilde parti kapatmayı yaşadık. Şu anda siyasi partilerin dernekler kadar güvencesi yok. Mutlaka siyasi partiler yasası parti kapatmayı zorlaştıracak şekilde yeniden düzenlenmeli. Anayasasın sivil bir anayasa
yerli bir anayasa haline getirilmesinde zorunluluk var." sözlerini kullandı.
''ADAY OLMAK İSTEMİYORUM''
Kutan, önümüzdeki günlerde yapılacak SP kongresinde
adaylığı ile ilgili bir soruya hiçbir zaman görev talip olmadığını anlatarak, ''Hep camiamız istedi, ısrar etti aday oldum. Ama bu sefer camiayı ikna edersem aday olmak istemiyorum.'' dedi.
''ERBAKAN'IN SİYASETE DÖNMESİ MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR''
Necmettin Erbakan'ın haksız yere mahkum edildiğini söyleyen Kutan, Erbakan'ın tekrar siyasete dönmesi ve partinin başına geçmesi hakkında, ''Sayın Erbakan'ın siyasete tekrar dönmesi mümkün görünmüyor. Bu konuda hukukçularımız incelemelerde bulundu. Siyasete dönmesi yada partinin başına geçmesi hukuken mümkün değil.'' dedi.
CİHAN