Türkiye'nin artık
darbe dönemlerini geride bıraktığını vurgulayan
Kurtulmuş, "Tüm
siyasi partiler Türkiye'yi darbelerden kurtarmak, darbe tartışmalarını
ülke gündeminden çıkarmak için ortak çalışmalıdır. Sadece sözde değil ortak bir çalışma zemini oluşturulmalıdır." dedi.
Kurtulmuş, partisinin il başkanları ve il müfettişleri toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kurtulmuş,
Ergenekon davası ve
Balyoz darbe planlarına karşı konuşan tek parti olduğunu iddia etti. Türkiye'nin
Parlamento'nun üzerinde bir güç olmadığını ortaya koyacak yeni bir siyasal yapılanmaya ihtiyacı olduğunu belirterek, "
Ergenekon davası ve Balyoz
darbe planı hakkında fikir beyan eden tek parti
Saadet Partisi'dir. Darbe söylentilerinden siyasi polemik yerine, Türkiye'de bir daha siyasal yapının önünün kesilmeyeceği yeni bir siyasal yapılanmanın
eylem planını zorunlu görmektedir. Tüm siyasi partiler ortak bir
deklarasyon yayımlayarak Parlamento'yu ve millet egemenliğini her şeyin üstünde tuttuklarını, Parlamento ve millet egemenliğine karşı yapılacak olan her türlü olağan dışı müdahaleye karşı tek
yumruk olarak, tek
vücut olarak, millet adına karşı çıkacaklarını hep birlikte deklare etmelidirler. Tüm siyasi partiler Türkiye'yi darbelerden kurtarmak için, darbe tartışmalarını ülke gündeminden çıkarmak için ortak çalışmalıdır, sadece söz değil ortak bir çalışma zemini oluşturulmalıdır." şeklinde konuştu.
SP lideri, yeni bir anayasa değişikliğinin şart olduğunu ifade etti. Bunun Parlamento'nun ve iktidarın boynunun borcu olduğunu ileri süren Kurtulmuş, "Yeni çağdaş katılımcı bir anayasa değişikliği için düğmeye basılmalıdır. Bu anayasayı değiştirmek bu parlamentonun ve bu iktidarın boynunun borcudur. Saadet Partisi olarak yeni anayasa değişikliği konusunda
destek olmaya hazırdır.
Anayasa değişikliği konusunda toplumda mutabakat vardır millet yeni anayasa değişikliğini beklemektedir." ifadelerini kullandı.
Siyasi Partiler Yasası'nın da değişmesi gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Siyasi Partiler Yasası, Seçim Yasası değişmelidir. Bir yeniden
yapılandırma ve köklü değişim zorunludur. Bu prensiplerde hakkaniyeti sağlamak ve özgürlükleri sağlamak olmalıdır. Siyaset ve
siyasete yapılan müdahaleler sadece darbeler yoluyla Parlamento'nun kapatılması ya da 28
Şubat ve 27 Nisan'da olduğu gibi postmodern birtakım müdahalelerle siyasetin önünün kesilmesinden ibaret değildir." (CİHAN)