Yargıtay ve Danıştay'ı güçlendiren yargı
reformuna karşı çıkan
MHP yönetimi, parti tabanıyla çelişiyor.
Devlet Bahçeli'nin eski danışmanı Prof. Dr.
Vedat Bilgin, yargı sisteminin büyük sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Milliyetçiler, bu sorunların halkın istekleri doğrultusunda çözüleceğine inanırlar" diyor. Eski
Manisa Ülkü Ocakları Başkanı
İrfan Sönmez ise MHP'nin, halkı dinleyerek
siyaset yapmak yerine,
CHP'nin istekleri doğrultusuna hareket eden bir parti konumuna geldiğine dikkat çekiyor. Eski MHP
Gençlik Kolları Başkanı
Ömer Özkan da, anamuhalefetin peşinden gidilirse
barajını altında kalınacağı uyarısında bulunuyor.
MHP yönetiminin, Adalet Komisyonu'ndan geçen
yargı reformu tasarısına
itiraz gerekçeleri parti tabanını tatmin etmedi.
Ülkücüler, yaklaşan
seçim arefesinde yönetimin bu tavrını anlamakta güçlük çekiyor. Devlet Bahçeli'nin eski danışmanı olan Prof. Dr. Vedat Bilgin, yargı reformuna karşı çıkmanın "Biz kadrolaştık; bizim kadrolaşmamızı bozmayın. Yüksek yargıdaki sorunlar çözülmesin. Bu çözülmemenin yarattığı siyasi sorumluluğu da bugün iktidarda kim varsa ödesin" demek anlamına geldiğini ifade ediyor.
Bu bakış açısının, nereden bakılırsa bakılsın, mantıklı bir tarafının olmadığını vurguluyor ve şunu ekliyor: "Bunlar, siyasi ve ideolojik tepkilerdir. Türkiye'nin demokratikleşebilmesi için hukuk sisteminin işliyor olması gerekir. Milliyetçiler,
demokrasi içinde sorunlara çözüm üretileceğine herkesten daha fazla inanmak zorunda.
Milliyetçilik milletle, milletin temayülleri, milletin karakteriyle birlikte siyaset yapmayı ön bir şart olarak kabul eder. Başka siyasal partiler, antidemokratik siyaset izlemek isteyebilirler, ama milliyetçilerin antidemokratik uygulamalar istemesi asla söz konusu olamaz."
Eski Manisa Ülkü Ocakları Başkanı
avukat İrfan Sönmez, yargı reformunun gün gittikçe kendini dayatan bir ihtiyaç haline geldiğini ifade ediyor. MHP'nin bu realiteyi esas alacağına,
AK Parti karşıtlığı üzerine siyaset yaptığına dikkat çeken Sönmez, şu görüşü dile getiriyor: "Bu tip siyaset tarzının ne karşılığı vardır ne de sorunların çözümüne katkısı olur. Son
tahliyeler yüksek yargı bakımından kralın çıplak olduğunu göstermiştir. MHP, bir defa daha halkı dinleyerek siyaset yapmak yerine iflah olmaz bir karşıtlık saplantısı ile hareket ederek milletten ayrı düşmüştür. Bir defa daha CHP ile aynı düzlemde olması, yargının CHP'nin arka bahçesi olarak kalmasına
destek vermesi, MHP camiası ve bu yargının kurbanı olmuş ülkücüler adına üzüntü vericidir."
Eski MHP Gençlik Kolları Başkanı Doç. Dr. Ömer Özkan da, mevcut dosyalarda, zamanaşımının önüne geçilmesi için, daire sayılarının artırılmasının elzem olduğunun altını çiziyor. Türkiye'de bazı kesimlerin,
Yargıtay ve Danıştay'ı bir
kale olarak gördüğüne dikkat çeken Özkan, MHP'nin yüksek yargıyı böyle gören bir zihniyetle aynı çizgide olmasına anlam veremediğini söylüyor: "En son anayasa değişikliği de gösterdi ki, artık millet bu zihniyeti, kurumlarda görmek istememektedir. Şu anda, yine milletin isteği doğrultusunda yapılacak yargı reformunda, CHP ile birlikte hareket ederek kendi sonunu hazırlamaktadır. Korkarım MHP böyle davranarak barajın altında kalacaktır."