Hukuk ne istiyorsa onu yerine getireceklerini bildiren
Kurtulmuş, yapılacak olan bu kongrenin de birlik ve bütünlüğü sağlayacağını vurguladı. İl başkanları ile yaptıkları istişarelerin ardından konunun partisinin Genel İdare Kurulu'nda da değerlendirileceğini ifade eden Kurtulmuş, "Ortaya bir takvim çıkar ve makul bir süre içinde de bu parti kongresini yapacağız" diye konuştu.
Saadet Partisi'ni başka partiler gibi bir kongre partisi haline getirmeyeceklerini dile getiren Kurtulmuş, "Buna müsaade etmeyiz" dedi.
Kozaklı'da partisinin il başkanları ve il müfettişleri toplantısının açılış konuşmasını yapan Saadet Partisi Genel Başkanı Kurtulmuş, Saadet Partisi'nin
iktidarın yegane alternatifi haline geldiğini belirtti.
Kongre sonrasındaki gelişmelerin bunu net bir şekilde ortaya koyduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Kongrenin üzerinden 3 hafta geçti. Bu süre içinde Saadet Partisi
siyaset çevrelerinin ve kamuoyunun bir numaralı
gündem maddesi oldu. Bunun siyasette bir tane karşılığı var. O da Türkiye'de artık bundan sonra Saadet Partisi iktidarın yegane alternatifi olarak görülüyor ve onun için bu kadar ilgileniliyor" görüşünü dile getirdi.
İktidarın
metal yorgunluğu içerisinde olduğunu savunan Kurtulmuş sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de iktidar ve muhalefet partilerinin kavgadan başka iş yapmadığı bir ortamda Saadet Partisi'nin siyasi tavrı ile üslubu ile ortaya koyduğu tavır millet tarafından ilgiyle, dikkatle izleniyor. Saadet Partisi, önümüzdeki dönemin muktedir siyasetin adresi olarak iktidarın alternatifi olarak duruyor. Kongreden sonra bazı arkadaşlarımızın
olağanüstü kongre talebi oldu. Hukukun gereklerini yerine getireceğiz. Benim için kongrenin ne zaman nerede yapılacağı sadece
teknik bir konudur. Vaktimizi gücümüzü buna ayıracak değiliz. Kongreyi yapar geçeriz ama önümüzde
referandum süreci var. Halkın büyük bir kısmı Saadet Partisi'nden gelecek sözleri bekliyor. İçinize dönmeyin dışınıza dönün bakın. Dışınızdaki insanlar sizi ilgi ile izlemeye hazır. Kısa süre içinde dışarıda aktivitenin merkezi olursa bu ilgi Saadet Partisi'nin etrafında bir siyasi kararlılığa dönecektir."
Terör ve referandum gibi
ülke gündemindeki konulara ilişkinde önemli açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, AKP'nin demokratik
açılım sürecini iyi yönetemediğini ve bugün ülke insanının ciddi bir toplumsal gerilim içine sürüklendiğini iddia etti.
DTP'nin
Hatay/Dörtyol'a girememesinin toplumsal gerginliğin hangi noktaya geldiğini çok iyi gösterdiğini söyleyen Kurtulmuş, Türkiye'nin toplumsal bütünlüğü için tehlikeli bir duruma gelen bu gerginliği gidermek için hükümete ve Meclis'te bulunan siyasi partilere bir çağrıda bulundu. "Gelin hep birlikte Hatay/Dörtyol'a gidelim" teklifinde bulunan Kurtulmuş, "Gelin parlamentoda bulunan 4 siyasi partinin genel başkanları Saadet Partisi ve diğer bütün partilerle birlikte Hatay'a gidelim, hep beraber İnegöl'e gidelim ve toplumdaki bu tansiyonu düşürerek çözüm yollarının ne olduğunu millete anlatalım." önerisini getirdi.
REFERANDUMU KAMPLAŞTIRMA ARACI OLARAK KULLANMAYALIM
12
Eylül'de yapılacak olan anayasa değişikliği referandumu ile ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, referandumun bir toplumsal kamplaşma haline getirildiğine dikkat çekti. Bu konuda AKP ve Meclis'teki muhalefet partilerine seslenen Kurtulmuş, "Ne iktidar güven oylaması haline getirsin ne de muhalefet burada bir iktidarı aşağıya indireceğiz tartışması içerisine girsin." şeklinde konuştu.
Saadet Partisi'nin referanduma
evet diyecek olmasının nedenini de açıklayan Kurtulmuş, "
Millet adına 3 km yol gideceğiz ama bu yolda atılmış 10 adımlık bir adımdır. Bazı demokratik açılımları sağladığı için millet egemenliği lehinde bazı pozitif adımlar içerdiği için bu anayasa teklifine evet diyeceğiz ama AKP'ye hayır diyoruz" dedi.
CHP'YE 35'NCİ MADDE TEPKİSİ
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin İç Hizmet Yasası'nın 35'nci maddesi ile ilgili CHP'nin teklifini olumlu karşıladıklarını hatırlatan Kurtulmuş, ancak bunun askeri vesayeti ortadan kaldıracak nitelikte olmadığını vurguladı. Saadet Partisi olarak 35'nci maddenin mutlaka kaldırılması gerektiğini bundan tam bir yıl önce söylediklerini anımsatan Kurtulmuş sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi CHP'nin bugün bu noktaya gelmiş olmasını takdirle karşılıyoruz ama Üsküdar'da
akşam oldu. Kaldı ki CHP'nin teklifi Türkiye'de cumhuriyeti koruma ve kollama görevini TSK'dan bütünüyle almıyor. Koruma ve kollama görevini Türkiye'deki demokratik sistemin çerçevesi içinde yani parlamento devam ederken koruma ve kollama görevini TSK'ya veriyor. Yani CHP demek istiyor ki; 27
Mayıs yapmayacaksınız.
12 Eylül yapmayacaksınız. Açık
darbe yapmayacaksınız ama postmodern, balans ayarlarını yapabilirsiniz. 28
Şubat yapabilirsiniz 27
Nisan yapabilirsiniz diyor. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde silahlı kuvvetlerinin vazifesi rejimi içerde korumak değildir. Yüksek teknolojilere sahip silahlı kuvvetlerine ihtiyaç vardır. Ama silahlı kuvvetlerinin asla hiçbir gerekçe ile Türkiye'nin iç politikasına karışmaması zorunludur. Bunu sağlayabilmek için de öncelikli olarak anayasadaki mantığın değiştirilmesi ve buna bağlı olarak diğer yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor."