Baykal, partisince
Kocaeli Perşembe Pazarı'nda düzenlenen mitingdeki konuşmasına, ''
Başbakan Baykal'' şeklinde slogan atan kalabalığa teşekkür ederek başladı.
İzmit'i Kocaeli'ni çok özlediğini belirten Baykal, ''Hoş geldiniz, sefa verdiniz. Sefa verdiniz diyorum, inşallah seçimde de bir Sefa vereceksiniz'' diye konuştu.
Türkiye'de büyük heyecan, büyük coşku yaşandığını ifade eden Baykal, şöyle devam etti:
''Genellikle yerel seçimlerde böyle olmaz. Ama bu kez bir başka heyecan var. Acaba bunun altında ne yatıyor? Sizin amacınız elbette Kocaeli'nde Sefa Sirmen'i Büyükşehir Belediye Başkanı yapmaktır. Elbette Kocaeli'ndeki belediyelere,
CHP'li belediye başkanlarını getirmektir, bunu görüyorum. Ama öyle bir hissiyatım var ki sanki bu yetmeyecekmiş gibi. Öyle bir ayağa kalkmışsınız ki sizi belediye başkanlığı kesmeyecek. 'Daha daha' diyeceksiniz, sadece
kent yönetimi değil, Türkiye yönetimi de değişsin diyeceksiniz öyle mi? Yani siz buraya Kocaeli için geldiniz elbette ama Türkiye için de mi geldiniz? Bence de öyle. Kocaeli bu meseleyi çok doğru kavramış, yürekten kutluyorum, sizlerle iftihar ediyorum. İyi ki varsınız.''
Baykal, daha sonra kalabalığa seslenerek, ''Sevgili kardeşlerim, nasılsınız, iyi misiniz? Siyaset bir yana durumlar nasıl, seçimi bırakalım şimdi işler yolunda mı? Geçiminiz yolunda mı? Kazancınız, masrafınız birbirini karşılıyor mu? Geliriniz gideriniz birbirini tutuyor mu?
Kredi kartı borçları ödeniyor mu?
Konut,
araba,
banka,
tüketici kredileri ödeniyor mu'' diye sordu.
Her sorunun ardından ''hayır'' yanıtını alan Baykal, şunları kaydetti:
''Sizden elinizi vicdanınıza koyarak değerlendirme yapmanızı istiyorum. Durumunuz nasıl, ekonomi, gelir-gider tablosu,
aile içinde nasıl gözüküyor?
İşsizseniz iş arıyorsunuz, işiniz varsa bütün gücünüzle çalışıyorsunuz,
emekliyseniz bunca yılın karşılığı olarak devletin verdiği emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyorsunuz, çocuğunuza yardımcı almaya çalışıyorsunuz, işsiz kalmışsa yarasına merhem olmaya çalışıyorsunuz, nasıl gidiyor, oluyor mu? Kalkınma,
büyüme var mı? Yükselme var mı
ekonomik olarak? Niye böyle?
Çiftçiyseniz
çiftçinin kazancı artmadı mı?
Mazot fiyatları,
gübre fiyatları çok mu yükseldi? Bu yıl gübre fiyatları dolayısıyla çiftçi tarlasına gübre mi atamadı, öyle mi oldu? Banka borçları ödenemiyor mu? İcra takibatı başladı mı köylerde?
Ziraat Bankası, diğer bankalar alacaklarını tahsil etmek için çiftçinin malına mülküne, evine haciz memuru göndermeye başladı mı? Kocaeli'nde icra dairelerinin sayısı hızla artıyor mu? İcraya verilenlerin sayısı 10 binleri katlanarak aşmaya başladı mı?
Esnaf ne halde, işler,
alışveriş yolunda mı?
Niye sevgili arkadaşlarım, bu iş niye böyle oldu?
Hani Türkiye kalkınıyordu, hani Türkiye zenginleşmişti, hani adam başına 10 bin dolar yıllık
kazanç vardı? 15 milyar dolar, 4 kişilik bir ailede 60 milyar dolar. 4 kişilik bir aileden 60 milyar dolar kazancı olan kimse bu miting meydanında yok mu? Burada yok, nerede onlar? Türkiye kalkınıyor, zenginleşiyorsa bu zenginlik nereye gidiyor?''
Kocaeli'nin Türkiye sanayisinin başkenti olduğunu belirten
Deniz Baykal, ''Siz Türkiye'nin
kalkınmasının
amiral gemisisiniz. Türkiye sizin ardınızdan kalkınacak. Nasıl, İzmit şimdi kalkınmaya devam ediyor mu? Fabrikalar açılıyor mu? Üretim artıyor mu, azalıyor mu? Yarı yarıya inmeye başladı mı? İşsiz sayısı katlanarak artıyor mu? 30 bin kişi sadece İzmit'te bir yılda işsiz kaldı mı? İşsiz kalmanın ne demek olduğunu Türkiye'yi yönetenler biliyor mu?'' diye konuştu.
İşsiz kalmanın sadece bir insanın meşgalesini kaybetmesi değil, ailedeki, mahalledeki, toplumdaki yerini kaybetmesi anlamına geldiğini vurgulayan Baykal, ''Siz çocuğunun ihtiyacını karşılayamayan bir babanın ihtiyacını bilir misiniz? 30 bin kişi burada bu durumda'' dedi.
Türkiye'de bir yılda işini kaybedenlerin sayısının geçen kasım ayı itibariyle 635 bin, işsiz olup da iş aramayanların sayısının ise 300 bin olduğunu, bunların toplamının 935 bin kişi ettiğini bildiren Baykal, ''700 bin askerimiz var. İşsizler ordusuna ise bir yılda katılanların sayısı 935 bin. Bu iyi bir tablo mu?'' diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, geçmişte yapılan tüm eserlerin satıldığını savunarak, ''Telekom'lar, SEKA'lar, TÜPRAŞ'lar. Satıldı da ne oldu? Elde yok, avuçta yok. Ne olacak halimiz diye kara kara düşünen Türkiye kaldı'' dedi.
Deniz Baykal, partisince Kocaeli Perşembe Pazarı'nda düzenlenen mitingde, Türkiye'nin, dünyanın
işsizlik oranı en yüksek
ülkesi olduğunu iddia etti.
Baykal, ''Kalkınmayı sanayi tesisi kurmak, yatırım yapmak olarak görmeyen, banka, kredi,
faiz zanneden, devletin parasını, birikimini ithalata dayayıp yapay
refah ortamı yaratarak kalkınmayı gerçekleştirdiğini zanneden yanlış bir zihniyet var.
Yatırım yapmayan,
fabrika açmayan, tam tersine fabrika kapatan bir zihniyet var'' diye konuştu.
Özelleştirme politikalarını da eleştiren Baykal, şöyle devam etti:
''Bu ülkeye
hizmet vermiş Atatürk'ten, İnönü'den, Celal Bayar'dan, Adnan Menderes'ten Turgut Özal'a kadar kimlerin hizmeti varsa kimlerin ortaya koyduğu tesisler varsa ne yazık ki bunlar 6-7 yılda
ucuz, pahalı demeden bir bir elden çıkarıldı ve o paralarla 'zenginleştik' diye hava basıldı, dış harcamalar yapıldı, gümrük kapıları kaldırıldı. Zenginleştik denildi ama 3 gün sonra acı gerçek ortaya çıktı. Şimdi büyüme dönemi bitti, küçülme dönemi başladı. Şimdi borç ödeme dönemi başladı.''
AK Parti iktidar olduğunda 220 milyar dolar olan Türkiye'nin borcunun bugün 500 milyar dolara yükseldiğini belirten Baykal, miting alanındakilere seslenerek, ''Bu senin borcun kardeşim, milletin borcu, halkın borcu. Geçmişte yapılmış ne kadar eser varsa hepsi satıldı. Telekom'lar, SEKA'lar, TÜPRAŞ'lar. Satıldı da ne oldu? Elde yok, avuçta yok. Ne olacak halimiz diye kara kara düşünen Türkiye kaldı'' dedi.
İSTİHDAM MALİYETİ
Hükümetin ekonomik
kriz için çare aramadığını öne süren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, şöyle devam etti:
''Dünyada bu tabloya çare aramayan bir ülke var, Türkiye. Biz 1.5 aydır bu Hükümete alması gereken tedbirleri anlatmaya çalışıyoruz. Vatandaşın alım gücünü takviye edeceksiniz. Dar gelirlinin, emeklinin alım gücünü takviye edeceksiniz. Ona
destek olacaksın, o piyasaya çıkacak. Onun ortaya koyacağı talep, ekonominin çarklarını döndürecek, fabrikaları çalıştıracak. Yatırımı,
üretimi, sanayiyi kolaylaştıracaksın. İşçi başına aldığın
sigorta ödeneğini ve stopajı düşüreceksin. Bugünkü düzeyde
prim ve stopaj keserek
işçi çalıştırılması mümkün değildir. Dünyada işçi çalıştırmayı en çok
vergiyle ağırlaştıran ülkelerin başında Türkiye var. İşsizin çok olduğu yer Türkiye, kalkınması gereken yer Türkiye. İşçi çalıştırmak istihdam oluşturmak suçmuş gibi vergi üzerine vergi bindiriliyor. İndirin o primleri, indirin o stopajları. 'Maliyenin geliri azalırmış.' İndirmiyorsun, bak fabrika kapanıyor.''