Evet'i Vatandaş Dedi, Parayı TÜSİAD'çılar Kazandı. Vatandaş TUSİAD'a Hakkını Helal Ediyor!
Suat Kılıç,
Başbakan'ın ‘bitaraf olan bertaraf olur' sözlerini şöyle açıkladı:
“Bu
ülkede TÜSİAD defalarca
sivil Anayasa çağrısı yaptı. Gazetelere ilanlar verdi.
TOBB defalarca Anayasa çağrısı yaptı,
taslak hazırlattı. Profesörlerden üniversitelerden
yardım aldılar. İlk defa bu kadar kapsamlı bir Anayasa paketi hazırlanıyorsa ve TÜSİAD, yeni
Sivil Anayasa sürecini görmezlikten geliyorsa takdir edersiniz ki bizim de söyleyecek bir çift lafımız olsun. Eğer bu önemli Anayasa sürecinde sen yük almaktan kaçarsan, elini taşın
altına koymazsan gelecekteki süreçte senden yardım istemeyebilirim. Yine de Anayasaya
evet diyen, rengini belli eden vatandaş ve sivil
toplum örgütleri hakkını
helal etti. Çünkü evet oylarının çok çıkmasıyla piyasaya güven geldi.
Borsa yükseldi. Parayı TÜSİAD'çılar kazandı. Helal olsun. Tabi ki kazanacaklar ama ‘evet'i vatandaş dedi, parayı açıkça
destek vermekten çekinen TÜSİAD'çılar kazandı”
Bahçeli, ‘Freddy'nin Kabusu Gibi', Dinleyenler Depresyona Sürüklenir
MHP'lilerin ‘
Türkiye karanlık döneme girdi' sözlerini sert
yanıtlayan Kılıç,
“Sayın Kılıçdaroğlu
CHP Genel Başkanı'dır. CHP onu öyle görmek istiyorsa görsün. Hayrını görsünler. İtirazımız yok. Sayın Bahçeli de aynı şekilde. İkisinin de söylemlerinde paralellik var. Sayın Bahçeli'yi dinleyenler Freddy'nin kabusları filmini izler gibi depresyona sürüklenir” dedi.
KPSS'deki Kopya Hadisesi Referandum Öncesi Ak Parti'ye Düzenlenen Bir Komplo Olabilir
“KPSS'deki sıra dışı
kopya skandalının göz ardı edilecek, hafife alınacak bir olay olmadığının altını çizen Kılıç şunları kaydetti:
“ 800 bin gencin girdiği, gelecek hayallerini planladığı
KPSS kopya hadisesi
referandum öncesi hükümete yönelik bir girişimdir. Bu gençlerin aileleri, çocuklarının başarısızlıklarını doğrudan
Hükümete ciro edecektir. Bu hadise yüzünden Hükümetin evet dediği Anayasaya hayır demeyi kendilerine görev bilecektir. İşte bunu hesaplamış olabilirler. Elimde
delil yok ama böyle bir oyun kurgulandığını hissediyorum.”
İftira, Dedikodu ve Çamura Muhalefet Diyorlar
Ak Parti'nin
yandaş medyası olduğu iddialarına yönelik konuşan Kılıç,
“Seçimlere, referanduma sayılı günler kala
sipariş kamuoyu araştırmaları yapılır ya da sonuçlar çarpıtılarak yayınlanır. Referanduma 3 gün kala hayır, % 49,3; evet, % 50,7 dersen arada fark 1,4 olur. Bir yerden 0,7 alıp diğerine ekleyince evet-hayır başa baş çıkar. Bunun da Türkçesi şudur: ‘Ey tatilciler tatili bırakın gelin hayırlısıyla hayır oyu kullanın.' Kılıç; “Vatandaşın, eline geçen gazetelerin anket rakamlarına bakıp, başa başmış izlenimi yaratmak istediler” dedi.
“Referandum süresince kimin kimle yandaş olduğunu gördük” diyerek, muhalefetsiz demokrasinin olmayacağını; ancak Türkiye'de
iftira, çamur atılmasına, dedikoduya muhalefet dendiğini söyledi.
Ekonomideki Büyümeyi Kıskanıyorlar
Ufuk Söylemez'in ‘kof
büyüme rakamları' açıklamasına yönelik,
“Bunca yıllık ekonomistliğine yazık. Milletin DYP'deyken Ufuk Söylemez'e verdiği oylara yazık. 1991-1995 arası Hükümet DYP-SHP
koalisyon Hükümetiydi. Dönemin Başbakan'ı önce Süleyman
Demirel sonra
Tansu Çillerdir. Türkiye 1994
Nisan ayında tarihimizin en büyük
ekonomik krizlerinden birini yaşamıştır. Devalüasyon yaşanmıştır. Türk ekonomisi dibe vurmuş, çökmüştür. Elbette ki çamur atacak, kıskanacak. Çünkü koftiden
siyaset anlayışıyla bu ülkede 4 yıl işbaşında kaldılar. Memleketin anasını ağlattılar” şeklinde konuştu.
Yandaş Medya Retoriğini Artık Terk Edin
“Nasıl bir hayır
kampanyası yürütüldüğünü, % 57
evet oyu çıkan kamuoyu araştırmaları sonucunun nasıl % 50,7'ye indirdiklerini gördük. CHP paralelinde yayın yapanların
reyting ölçümlerini ve
satış tirajını bir araya koyunca bizim aleyhimize yayın yapan kesim çok daha ağır. Bilgiye dayalı olmadan bunları konuşmam. Yandaş medya retoriğini artık herkes terk etsin” dedi.
Ak Parti'nin İran'dan Yardım Aldığı Alçakça Bir İftiradır
İran'ın Ak Parti'ye 25 milyon dolar
bağış yapması iddiasına sert yanıt veren Kılıç,
“Bunu söyleyenler
Milliyetçi geçinirler. Türkiye
Cumhuriyeti'nin Başbakan'ına, Hükümetine inanmaz,
İngiliz gazetesinin kırıntılarına iman ve inançla inanırlar. Ak Parti'nin kampanya süresince yardım aldığı alçakça bir iftiradır. Bu iddia sahibi, iddiasını ispat etmelidir. İngiliz gazetesine karşı yargı yoluna gideceğiz” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli Karalamalara Rağmen %58 Evet Çıkmasına Utanmayacak mı?
“Bu bir
halk oylaması, güven oylaması değil” diyen
Suat Kılıç,
“Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli, ‘bu bir güven oylamasıdır. Erdoğan ve arkadaşlarından kurtulmak için hayır deyin' dediler. Şimdi ikisine de soruyorum: Varsayalım ki iddia ettiğiniz gibi 12
Eylül Pazar günü güven oyu oylaması olsun. Aylar süren
hakaretlere, karalamalara rağmen % 58 evet oyu çıkmasına utanmayacak mısınız?” dedi.
Evet Oylarını Kendimize Ciro Etmedik
“MHP ve CHP içinde de demokrasiye inanan, evet oyu verenler var. Sağ olsunlar dedik. Muhalefet çamur attı, biz atmayacağız. Onlar iftira attı, biz atmayacağız, Yeni dönemde göreceksiniz yeni bir sivil Anayasa paketi hazırlanırken yine muhalefete kapılarımızı açacağız” dedi.
Türkiye'de Enflasyon Oranı: % 7,5
Türkiye'de enflasyon %7.5 açıklamasını yapan Kılıç, 2010 yılının 1. çeyreğinde 11.7 büyüdüğünü söyleyerk, 620 ülke içinde 1. sırada % 11.9 ile Çin, ikinci sırada ise Türkiye olduğunu belirtti. “Ülkeyi nereden aldık, nereye getirdik” dedi.
Bu Ülke Çok Yalancı Siyasetçi Gördü Ama Böylesini Görmedi
Kılıçdaroğlu'nun ‘altın muslukla yüzünü yıkayan bir başbakan var' sözlerine yönelik
“Bu ülke çok yalan gördü, yalancı siyasetçi gördü ama böylesini görmedi. Havuzlu villayı kendisi gündeme getirdi. Havuzlu villa sahibi olabilmek için büyük bir özlemle taksitlerini ödediği görüldü” dedi.
Bahçeli ve Kılıçdaroğlu İçin Samsun Meydanı Boştu,Başbakan'a Sevgi Seli Vardı
Başbakan Erdoğan'ın Samsun Cumhuriyet Mitinginin dillere destan geçtiğini, Başbakan'ın sevgi seli yaşadığını belirten Kılıç,
“Polisin resmi rakamları 47.000. Sayın Kılıçdaroğlu geldiğinde ise 3000 kişiye konuştu. Sayın Bahçeli geldiğinde meydanı boş gördü, MHP Belediye Binasına gidip Belediyede çalışan memurlara, 300-400 kişiye konuştu. Önemli olan kime konuştuğu değil, ne konuştuğudur. Keşke iftira, yalan, çamur, hakaret siyasetin dili haline gelmese” dedi.