Akif Beki'nin Radikal'deki yazısının ilgili bölümü:
...
Yorum, maddi veriler üzerinden mantık yürütmektir.
Oysa, burada anakronik
hafıza sorunuyla malul bir mantık var.
Ürettiği, tahlil değil safi spekülasyon.
Muhtıra ile
Dolmabahçe görüşmesinin öncüllük-ardıllık sırası, başka nasıl karıştırılır?
O dönem Baykal'ın geri hizmetindeydi ve neyin, neden sonra geldiğini hatırlamıyor olabilir Kılıçdaroğlu.
Mantık gücü yerine, onun için hayal gücüyle vuruyor, diyelim.
Fakat, etrafında uyaracak kimsesi de mi yok ki, bu kadar vahim bir tarih hatası yapıyor.
Dolmabahçe görüşmesi, 4 Mayıs'ta oldu.
E-
muhtıra'nın tarihi ise, adı üstünde 27
Nisan.
Bu durumda,
27 Nisan bildirisi, nasıl olur da Dolmabahçe'de sağlanan gizli bir mutabakattan çıkabilir?
Bir sonuç, kendi sebebinden önce gelebilir mi?..