Partide hala
yemin etmeyen
vekil bulunurken partiiçi muhalefet de eleştirilerini sürdürüyor. Yemin krizinin ardından ilk grup toplantısında konuşan
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeminde ise, mutabakat metni vardı. Kılıçdaroğlu şu mesajları verdi:
Attığımız imzalar namusumuzdur
"Varılan bir mutabakat varsa bunun gereğinin yerine getirilmesi gerek. Burada kapalı grup toplantısında da sadece iki cümle okuyarak, beklediklerimizi aldığımızı ifade ettik. İstediğimiz bir şey vardı
demokrasi,
özgürlük ve
insan hakları bunların olmadığı yerde neyi tartışacaksınız? Biz her zaman dik duruyoruz. Söylediklerimiz çok açıktır, metin de çok açıktır. Bunun altında 3 AKP'linin imzası vardır. İmzalarımızı inkar etmeyeceğiz, imzalar bizim namusumuzdur, arkasında duracağız. Onlar da eğer ‘bu imza bizim namusumuzdur' diyorlarsa arkasında duracaklar. O tarihi iki cümleyi yeniden okuyorum: Tüm siyasi partilerin ve milletvekillerinin, milletimizin kendilerine verdiği bu onurlu görevi yerine getirmeleri için TBMM'de olmaları gerektiğine inanıyoruz."
"Arkadaşlarını kim satmış oldu?"
CHP'de
muhalif kanattan eski sözcü Mustafa
Özyürek ise yemin edilmesini eleştirdi. Özyürek şöyle konuştu: "Mutabakat metninde,
tutuklu milletvekillerinin sorunun çözümü ve tutukluluk halinin sona ermesi için ermesi noktasında en ufak bir ifade yok. Parti içinde yemin etmeyen vekillerin sorun çıkarmasından korkup, yemin ettiler. Tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması bir kenara bırakılmış. MHP yemin edince ‘Arkadaşlarımızı satmayız' demişlerdi. Şimdi kim arkadaşlarını satmış oldu?"