Yeni
Cumhuriyet Halk Partisi kavramının altını çizen Kılıçdaroğlu, "Yeni
CHP olarak emekten, alın terinden yana tavır koyacaklarını söyledi. Konuşmasında sık sık
Avrupa'lı katılımcılara seslenen Kılıçdaroğlu, hükümeti şikayet etti.
DİSK ve CHP
İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen 'Sosyal Demokrasi'nin 'Sosyal'i Nedir?" başlıklı konferansı
Kadir Has Üniversitesi
Haliç Kampüsü Kampüsü'nde gerçekleştirildi. Konferansın açılış oturumuna CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi 2. Grup Başkanı Giorgios Dassis, eski DİSK Genel Başkanı
Süleyman Çelebi, Avrupa Sendikalar Konfederasyonu eski Genel Sekreteri Emilio Gabagli, CHP İstanbul İl Başkanı Bahri
Şahin, çok sayıda davetli ve partili katıldı.
Türkiye'de sendikal hakların oluşma sürecini anlatan Kılıçdaroğlu'nun
merhum Başbakanlardan Bülent Ecevit'in bu konuda önemli çalışmaları olduğunu vurguladı. Elde edilen sendikal hakların 12
Eylül darbesiyle büyük oranda kırpıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, bu hakların büyük bir kısmının 12 Eyül askeri müdahalesiyle kırpıldığını söyledi. Askeri darbeyle çok şeyin değiştiğini belirten Kılıçdaroğlu, sendikal mücadelelerden çok büyük geri adımlar atıldığını ifade etti. Türkiye'de sendikal hareketin son dönemde bölündüğünü anlatan Kılıçdaroğlu,
işçilerin haklarını savunmakla görevli bazı sendikaların
iktidarın çıkarlarını savunur hale geldiğini öne sürdü.
'KRİZ SONRASI İŞSİZ KALANLAR GİDİP AKP'YE OY VERİYOR'
Türkiye'nin temel sorunlarından bir tanesinin Avrupa'da olduğu gibi işsizlik olduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Avrupa'dan farklı olarak işsizlikle ilgili bir çözüm üretmediğini savundu.
İşsizlerin yeri geldiğinde çözüm üretmeyen iktidara oy verdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, " 'Bizi biraz daha perişan et, ben biraz daha işsiz kalayım' diye. Niçin böyle düşünüyor bu insanlar. Bunu oturup düşünmemiz gerekiyor. Bizde mi yanlışlık var, onlarda mı bir yanlışlık var.
Medyada mı bir yanlışlık var algıda mı bir yanlışlık var? Oturup düşünmemiz gerekiyor. Sadece siyasetçilerin değil akademisyenlerin, de sendikacıların da düşünmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.
Türkiye'de son bir yılda
TÜİK rakamlarına göre 818 bin kişinin da yoksullaştığını anlatan Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kriz bizi teğet geçti" açıklamalarını eleştirdi. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Binlerce, milyonlarca kişi işsiz kaldı. Ama işsiz kalanların büyük bir kısmı 'Kriz bizi teğet geçti' sözüne inandı. Dönüp kendisine bakmadı. Beni teğet geçtiyse neden ben işsiz kaldım. Birilerini teğet geçtiği belli. Ama toplumun alt katmanları ve orta sınıfları için ağar bir
fatura oldu."
MEDYAYA SERT ELEŞTİRİ
Konuşmasında medya kuruluşlarına da sert
eleştiriler yönelten Kılıçdaroğlu, medyanın toplumun orta ve alt kesimini tamamen unuttuğunu savundu. "Çocuğuma sabah kahvaltısı veremedim" diye
intihar eden kadının haberini ya 3. sayfadan
küçük ya da hiç görmediğini savunan Kılaçdaroğlu, "Zaten AKP
yandaşı
gazetelerde bu haber bile olmadı. Onlar için bir annenin çocuklarına kahvaltı veremedi diye intihar etmesi haber bile değil. Bir kişi intihar etmiş o kadar. Oturdular koltuklarına ağızlarına purolar aldılar ve beklediler, Başbakan ne söyleyecek ve biz Başbakan'ın konuşmalarından ne hikmetler çıkaracağız ve kendi gazetelerimizin manşetlerine taşıyacağız. Bu tablo Türkiye'nin utanç tablosudur. Türkiye'nin kaldırabileceği bir tablo değildir." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de yoksulluğun artmasına rağmen hak kavramının da toplumun elinden alındığını dile getiren Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "O yoksulları utanmadan kuyruğa dizdiler para,
makarna,
bulgur dağıtmak için. Onların onurları var mıdır? Diye. Akıllarına bile gelmedi. Onu yapan insanlarda insan kavramı yok. Onu yapan insanların tek düşünceleri var. Ben iktidarımı nasıl bunların sırtından korurum."
Cumhuriyet Halk Partisi'nin buna karşı Aile Sigortası projesini sunduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, bu konuda hükümetten gelen eleştirileri konferansa katılan Avrupalılara şikayet etti. Kılaçdaroğlu, "Avrupalı dostlarımız burada. Oralarda uygulanıyor hayalci değil. Biz yapacağımız zaman mı hayalci oluyor. Asıl
itiraz edenlerin utanması gereken bir şey var. 1971 yılında Türkiye Aile Sigortasını getiremeye söz vermiş. Parlamentodan
yasa geçirmiş. 40 yıllık hayali biz dile getirdik diye
isyan ediyorlar. Ama biz bu hayali gerçekleştireceğiz." şeklinde konuştu.
HÜKÜMETİ AVRUPA'YA ŞİKAYET ETTİ
Konuşmasında "Yeni Cumhuriyet Halk Partisi" vurgusu yapan Kemal Kılıçdaroğlu, "Yeni Cumhuriyet Halk Partisi olarak, altını çiziyorum Yeni Cumhuriyet Halk Partisi olarak emekten yana, alın terinden yana, insanlıktan yana, yoksulluktan yana tavrımızı koyacağız. Çekinmeyeceğiz korkmayacağız. Birileri bize bedel ödetmek istiyorsa, bedel ödemekten de korkmayacağız. Bedel ödemek bizi onur görevimizdir." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin sadece sosyal değil aynı zamanda hukuk devleti olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, hukuk devletinin ise
özgürlük demek olduğunu söyledi. Konuşmasına "Avrupalı dostlarımız duysun diye anlatıyorum" şeklinde devam eden Kılıçdarğolu, "Medya çalışanlarının yıpranma haklarını AKP
Hükümeti elinden aldı. Şimdi ben merak ediyorum, yandaş meydanını patronlarına sormak istiyorum. Sizin çalışanlarınız hakları elinden alınırken şunu bir eleştireyim diye iki satır yazma cüretini niye göstermiyorsunuz? Vicdanınız hiç mi sızlamıyor? Yandaş medyaya eleştirirken kuşkusuz orada çalışanları eleştirmiyoruz. Onlar haberci, onlara çalışıyorlar, üretiyorlar. Alın teri döküp ekmek parasını kazanıyorlar. Bizim eleştirdiğimiz iktidardan beslenip iktidarın borazanlığını yapanlar. Buna tahammül edemiyoruz." dedi.
Konuşmasında son
Ergenekon operasyonlarına da değinen Kılıçdaroğlu, operasyonlarda gazetecilerin evlerinin sabahın 6'sında basıldığını ve niye tutuklandıklarını bilmeden hapishaneye koyulduklarını öne sürdü. Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Benim özgür olmam yetmez, bireyin özgürlüğü yetmez. Toplumun özgürlüğüyle bireyin özgürlüğü anlam taşır. Ben özgür olacağım ama sizler de özgür olacaksınız. Medya da özgür olacaklar. Avrupalı dostlarımızı yine bilsinler. Brüksel'e gittiğimde söylemiştim. O zaman 51 gazeteci hapisteydi, şimdi 68'e çıktı. Bizim ülkemizde iktidar buna 'ileri
demokrasi' diyor. Kimsenin telefonlarda konuşmaya cesaret edemediği, köşe yazarlarının kendisine oto
sansür uyguladığı, gazete patronlarının manşetlere 'hükümeti kızdırmayın' diye söylediği. Bazı köşe yazarlarının 'hükümeti eleştiriyor' diye işine son verildiği bir düzene AKP ileri demokrasi diyor. Bunlardan birisi de kalktı, "Bizdeki medya özgürlüğü Amerika'daki medya özgürlüğünden çok daha öte dedi. Avrupalı dostlarıma söyleyeyim ben o kişiyi bizim mizah dergilerine
havale ettim. En iyi yanıtı onlar verir."
Yeni Cumhuriyet Halk Partisi olarak
halkla ve Avrupa ile daha yakın temasta olacaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, Avrupalı katılımcıların Türkiye'deki gelişmeleri yakından izlemesini istedi. Türkiye'de
insan hakları ihlallerin ve baskıların gittikçe arttığını savunan Kılıçdaroğlu, "
Başbakanlık muhabirleri bile eğer hükümet istemiyorsa başbakanlık binasından içeri bile giremiyor. AKP'nin kurmayları geliyordu size 'Türkiye'de demokrasi var, özgürlük var. Biz demokrasiyi özgürlüğü getirmek istiyoruz. Ama şu CHP var ya hep karşı çıkıyor.' diyordu. Biz demokrasiyi istiyoruz. Gelin Anayasayı değiştirelim dedik gelmediler. 'Gelin yüzde 10 barajını kaldıralım' dedik, 'Gelin medya özgürlüğünü sağlayalım', 'İşçi özgürlüğünü uluslar arası standartlara çıkarılalım' dedik gelmediler. Sesimizi duyun. Onları da dinleyin onların da sesini duyun." şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği sürecini Adalet ve Kalkınma Partisi'nin tıkadığını öne süren Kılıçdaroğlu, AK Partililerin Avrupa'ya gelip "Biz uyum yasalarını getiriyoruz CHP karşı çıkıyor." dediklerini iddia etti. Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Buradan şunu söylüyorum; Avrupa Birliği ile uyum için gelen hiçbir partiye sadece CHP değil hiçbir parti karşı çıkmadı. Tüm yasalar oy birliği ile geçti. Getirmeyen kim, çalışmayan kim AKP. Eleştiren kim yine AKP. Sanki muhalefet partisi. Böyle yaptığı için de oy toplamaya çalışıyor. Biz her şeye karşı Sayın
Sarkozy ve Merkel'in açıklamalarına rağmen Avrupa Birliği'ne girmek istiyoruz. Eğer Avrupalı etik değerlerine bağlıysa attığı imzanın gereğini yerine getirmek zorunda kimse bize çifte standart uygulayamaz."
AK Parti'nin söylemleri ve eylemlerinin taban tabana zıt olduğu iddiasını Avrupalı katılımcılara şikayet eden Kılıçdaroğlu, " 'A' derse bilin ki 'Z' yi yapacak. Demokrasi derse bilin ki demokrasiyi katledecek, özgürlük derse özgürlüğü kısıtlayacak.
Yargı bağımsızlığı derse bilin ki yargıyı yürütmenin emrine alacaktır. Ve örgütlenme derse bilin ki örgütlenmeyi yok edecektir." diyerek sözlerini tamamladı.