CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, Giresun'daki
Fiskobirlik Genel Müdürlük binasında gazetecilerin sorularını cevapladı.
Kemal Kılıçdaroğlu,
TBMM Adalet
Komisyonunun CHP'li üyelerinin,
Yargıtay ve Danıştay'da yeni daireler kurulmasını öngören
yasa tasarısının görüşmeleri sırasında, ''çalışma koşullarının ortadan kalktığı'' gerekçesiyle
komisyon üyeliğinden
istifasına ilişkin soruyu yanıtlarken, şunları kaydetti:
''Parlamentoda milletin temsilcileri olur.
Milletin temsilcileri milletin adına söz sahibidirler, konuşurlar. Adalet Komisyonu bir ihtisas komisyonudur; yasalar gelir orada görüşülür. Ama
iktidar partisi çoğunluğuna dayanarak muhalefetin, özellikle CHP'nin milletvekillerinin konuşmalarını kısıtlamıştır. Örneğin '5 dakikadan fazla konuşmayacaksınız', 'bir önerge vereceksiniz' Peki ne olacak? Bu milletvekilleri konuşmayacak, önerge vermeyecek. Ne yapacak? Oturacaklar AKP'nin milletvekilleri kanunu kabul edecekler, onlar seyredecekler. Böyle
Meclis olur mu? Siyasi ahlak dediğimiz bir kavram vardır.
Milletvekili parlamentoya milletin dertlerini anlatmak için gider. Parlamentoda milletvekilinin sesi kesilirse, bu milletvekili ne yapacak, nerede konuşacak? Sayın
Başbakan eşkıyalıkla suçluyordu CHP'yi peki bu nedir? Demokraside bir milletvekilinin konuşmasını kısıtlamak nedir? Orası
genel kurul mu? Genel kurulda kısıtlamalar var çünkü
içtüzük böyle. Hepimiz içtüzüğü benimsemişiz. Ama ihtisas komisyonunun varlık nedeni uzmanları çağırmak,
sivil toplum kuruluşlarını çağırmak onları dinlemek, gerekirse alt komisyon kurmak, tasarıları olgunlaştırmak, itirazları düşünmek, bütün bunlar ihtisas komisyonlarında görüşülür. Almışsınız, toplamışsınız komisyonu, 'konuşmayacaksın, önermeyeceksin'. Niçin? '
Talimat gelmiş biz bu gece, bu tasarıyı buradan çıkaracağız' O zaman parlamentoyu kapatın. Yürütme
organı herşeye karar versin, görüşün bitsin. Bizi zorluyor bu. Doğru değil yaptıkları. Arkadaşlarımız da demokratik tepkilerini dile getirip komisyondan çekiliyoruz. Madem konuşmayacağız. O zaman milletvekili komisyonda figüran rolünü üstlenmez. AKP'liler figüran rolünü üstleniyorlar. Onu biz biliyoruz. Kimin figüranı olduklarını da biz çok iyi biliyoruz. Başbakan'dan talimat aldıklarını da çok iyi biliyoruz. Eğer talimatın gerekliliğini yapıyorlarsa o zaman orası yasama organı değildir. Yürütmenin elindeki bir başka organ anlamına geliyor. Onun da bizim anayasamızda ve demokrasilerde yeri yoktur.''
Bir gazetecinin, CHP'nin buna benzer tepkilerinin sürüp sürmeyeceğini ve bir sonraki adımın sine-i millet olup olmayacağına ilişkin sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, ''Şimdi biz normalde tepkimizi verdik. Biz parlamentoda çalışmak istiyoruz, konuşmak istiyoruz. Vatandaşın derdini anlatmak istiyoruz. AKP korkuyor. Vatandaşın derdini Meclis'te anlatmayın. Nerede anlatacağız? 'Siz bekleyin bizim arkadaşlarımız madde okunduktan sonra el kaldıracaklar, madde kabul edilecek. Siz de orada oturun görüşmeler bittikten sonra herkes evine gider' öyle bir anlayış olmaz. O nedenle biz parlamentodan çekilmek değil, parlamentoda durmak, çalışmak ve üretmek istiyoruz. Halkın dertlerini parlamentoda dile getirmek istiyoruz. AKP bunun önüne set çekiyor. Kutuplaştırıyor, gereksiz gerginlikler oluşturuyor. İçtüzüğü, yasayı, anayasayı dinlemiyor. Bunlara aykırı davranışlar sergiliyor. Bunlar doğru değil. Arkadaşlarımızın tepkisi AKP'nin yeniden düşünmesine umarım vesile olur'' diye konuştu.