Kılıçdaroğlu, partisinin
TBMM Grubu'nda,
Libya'da daha fazla kan dökülmemesi, Libya'nın birlik, bütünlük ve geleceğinin korunmasının en büyük talepleri olduğunu söyledi.
Libya'ya karşı yürütülen hava operasyonları ve
füze saldırısı sonucunda büyük ölçüde askeri hedeflerin bertaraf edildiğinin söylediğini, ancak çok sayıda
sivilin öldüğünün de bilindiğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Bu nedenle
CHP, askeri harekatın derhal durdurulmasını arzu eder'' dedi.
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın, biraz geç de olsa Libya lideri Muammer Kaddafi'yi eleştirdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Hangi
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, hangi çağdaş ülkenin başbakanı veya herhangi bir siyasetçisi, bir diktatörden
insan hakları ödülü almıştır? Tek örneği vardır; Recep Tayyip Erdoğan. Bizim bir isteğimiz; o ödülü sakın
Başbakanlık makamında tutmasın, evine götürsün. Televizyonlarda zulmü, baskıyı izlerken ödüle baksın, 'ben bunu nasıl aldım' diye hayıflansın. Belki vicdanı sızlar'' diye konuştu.
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında
taşeron işçiliğe son vereceklerini, bu kapsamda çalışanların kadrolu,
sendikalı işçi statüsüne kavuşacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Grup toplantısında ANAVATAN ve Demokrat Parti'den bir grup, bazı sivil
toplum örgütlerinin temsilcileri ile Türkiye Muhtarlar Federasyonu Başkanı
Ramazan Özinal CHP'ye katıldı.
Katılanlardan bazılarına parti rozeti takan Kılıçdaroğlu, katılımların CHP'ye güç ve
destek verdiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, ülkenin içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulmasını isteyen, aydınlık yolu
tercih eden herkesi CHP çatısı altına beklediklerini söyledi.
Tüm vatandaşların
Nevruz Bayramı'nı da kutlayan Kılıçdaroğlu, geçmişte yaşanan üzücü olayların dünkü
kutlamalarda yaşanmadığını belirterek, bundan sonra da sevinç ve mutluluk içinde kutlamalar gerçekleştirilmesi dileğinde bulundu. Kılıçdaroğlu, ''Dün Nevruz'u kutladık ama işimiz var. Çalışacağız. Bu bayramı 12 Haziran'da başka bir bayrama dönüştürmek durumundayız. O açıdan çalışacağız, üreteceğiz, her yerde projelerimizi anlatacağız... 12 Haziran'ı bayrama döndüreceksek bu güç bizim elimizde. Çaba,
emek harcar, geniş kitlelere gidersek sonuç alırız. Nevruzumuz kutlu olsun ama 12 Haziran'a hazırlıklı olalım'' diye konuştu.
Geçen hafta
Balıkesir,
Kocaeli,
Gebze ve
Karadeniz Ereğli'ye gittiklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, gezileri hakkında bilgi verdi.
Balıkesir'de
Çanakkale Savaşı'nın önemli isimlerinden Seyit Onbaşı'nın köyünü ziyaret ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, burada yaşayan vatandaşların köy yolunun yapılması talebini ilettiklerini anlattı. Kılıçdaroğlu, köyün yolunun bu zamana kadar yapılmamış olmasını eleştirerek, CHP iktidarında yolu yapma sözü verdi.
Balıkesir ziyareti sırasında da
Sanayi ve
Ticaret Odası üyeleriyle bir araya geldiklerini ve onlara CHP'nin projelerini anlattıklarını belirten Kılıçdaroğlu, sivil toplum örgütleriyle de çok faydalı bir toplantı gerçekleştirdiklerini söyledi. Bu tür toplantılarda katılımcılara kendisine her türlü soruyu sorabileceklerini söylediğini aktaran Kılıçdaroğlu, ''Onlarla sağlıklı, tutarlı bir ilişki kurmak istiyoruz. Geçmişte aramızda var olan mesafeyi kapatmak istiyoruz'' dedi. Kılıçdaroğlu, artık ''sağırlar diyaloğuna'' son vereceklerini, projelerini birinci elden halka anlatacaklarını, soruları birinci elden yanıtlayacaklarını söyledi.
-''TAŞERONLAŞMA 12 EYLÜL'ÜN ÜRÜNLERİNDEN BİRİDİR''
Gebze'de de ''Taşeronlaşmaya Dur De'' mitingi düzenlediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, ''Taşeron aracılığıyla işçi çalıştırma uygulaması 12
Eylül ürünlerinden birisidir. Örgütlü topluma karşı çıkan
12 Eylül, sendikacılığa da karşıydı. Farklı bir yöntem geliştirdiler, taşeron aracılığıyla işçi istihdam etmeye başladılar'' ifadesini kullandı. Taşeron işçilikte en büyük istihdam olanağını kamunun yarattığını kaydeden Kılıçdaroğlu, TBMM'den, bakanlıklara kadar her yerde taşeron işçi çalıştırıldığını söyledi.
Taşeronluk sisteminin işçiyi asgari
ücrete mahkum ettiğin,
grev, sendika ve toplu
sözleşme hakkından mahrum bıraktığını anlatan Kılıçdaroğlu, ''çağdaş kölelik'' olarak nitelenen bu sisteme CHP iktidarında son vereceklerini bildirdi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Taşeron işçisi kardeşlerim unutmasınlar, sayıları milyonu aştı. Biz taşeronluğa son vereceğiz, 'taşeronluk sürsün' diyen Adalet ve
kalkınma Partisi'dir. Biz her çalışanın İş Yasası'na tabi olmasını, örgütlenmesini isteriz, örgütlenmeye karşı olan Adalet ve Kalkınma Partisi'dir. Biz herkesin iş güvencesi olsun isteriz,
iş güvencesini tırpanlayan Adalet ve Kalkınma Partisi'dir. Her taşeron işçisi CHP'nin iktidarında, yani onların, emeğin iktidarın görecekler ki taşeron işçiliğe son vereceğiz. Hepsi devlette kadrolu,
sendikalı işçi olacak, haklarını teslim edeceğiz.''
-''AMACIMIZ KENDİ İÇİNDE BARIŞIK TOPLUM''-
Taşeron işçilerin kadrolu hale getirilmesinin maddi yük getirmeyeceğini savunan Kılıçdaroğlu, herkesin uluslararası çalışma örgütünün kurallarına göre istihdam edileceğini, çağdaş kölelik düzenine karşı çıkacaklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Bütün sendikacı, işçi arkadaşlarım şunu da çok net duysunlar, biz işçinin hakkını koruruz, emeğin hakkını koruruz, onların örgütlenmesini savunuruz, ama biz ücret sendikacılığına karşıyız. Onu da bilsinler. Bizim amacımız, hedefimiz şu, işçi ve işverenler artık karşıt gruplar değildir. Aynı ortak alanda çalışan, beraber emek harcayan, beraber riski paylaşan,
üretim yapan,
rekabet yapan bir düzeni artık savunuyorlar. O açıdan biz ücret sendikacılığı gibi çağ dışı anlayışa karşıyız... İşçinin hakkını teslim edeceği, işverenin de hakkını teslim edeceğiz beraber çalışacaklar, üretecekler. O açıdan ücret sendikacılığı bizim kitabımızda yoktur.''
Taşeron işçiliğin çok iyi anlatılmasını da isteyen Kılıçdaroğlu, ''Neden benim hakkımı CHP savunuyor?'' sorusuyla karşılaşılması halinde ise ''Senin sendikalı olmanı, örgütlü olmanı sağlayan, grevli toplu
sözleşmeli hakkı getiren de CHP'dir. Onun için senin hakkını savunacağız'' yanıtının verilmesini istedi.
Kılıçdaroğlu, kendi içinde barışık, bir tarafı ezen değil, iki tarafı da onurlandıran bir toplum kurmak istediklerini söyledi.