Kılıçdaroğlu o sözü bilerek mi verdi? Cumhuriyet Halk Partisi yedinci liderini dün seçti. Tek aday Kemal Kılıçdaroğlu delegelerin ekser desteğiyle seçildi. Bir adayın 5 günde bu kadar büyük bir rüzgâr estirmesi ve uzlaşma ile seçilmesi ilgi çekici. Kılıçdaroğlu'nun kongre konuşması sonrası imaj çalışması iyi yapılmış. Sinevizyon görüntüler de dâhil bütün bunların 5 güne sığdırılabilmiş olması takdire şayan. Kılıçdaroğlu, halka inecek mesajlar verdi. Yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele, refahı halka yayma vaatleri takdir topladı. CHP'nin bu sözlerin içini doldurabilmesi halinde daha geniş kitlelere ulaşacağından şüphe yok. Hitap şekli, sakin kişiliğinin içinde bir de kavgacı yanının bulunduğunu gösterdi. Tabanına, "Korkmayın, sizlere Baykal'ı aratmam" mesajı gönderdi. *** Ancak "Recep Bey" ya da "Tayyip Radyo Televizyonu" ifadelerinin fazlaca basit ve saygı sınırlarını zorladığını düşünüyorum. "Recep Bey" hitabını bugüne kadar siyasi liderler arasından sadece Cem Uzan'ın kullanmış olması sanırım bir şeyler anlatmaya yeterli. Hitabetinin müstafi Genel Başkan Deniz Baykal kadar güçlü olmadığı bir gerçek ancak söylemi daha "avami." Bu da halka inmesini kolaylaştırabilir. "Etnik" siyasetten uzak kalacaklarını açıklamasını da önemsedim. Ancak içeriğinin bir manifesto olmadığı, sola teori ve pratikte fikri derinlik katmayacağı da apaçık ortada. Kılıçdaroğlu'nun bir "Karaoğlan" imaj çalışması yürüttüğü de görüldü. Adaylığı o Rahşan Ecevit ile yan yana otururken ilan edildi. Yine kürsü konuşmasında Ecevit'e atıflarda bulundu. Son olarak da Ecevit kasketi takarak poz verdi. Sanırım tercihini Gandi'den yana değil, Ecevit'ten yana kullanacak. Ne de olsa CHP'ye tarihinin en yüksek halk oyunu o kazandırdı. *** Kılıçdaroğlu'nun, iktidar konusunda bu kadar iddialı olması dikkat çekici. İktidar yürüyüşü, halkla kucaklaşma arzusu önemli. Ancak iş referanduma gelince o da halktan kaçmaktan yana kullandı tercihini. "Ardından da dokunulmazlıklar için referanduma gidilseydi..." diye meydan okudu. "İlk sözümüz de son sözümüz de halk olacak" dedi. İktidar talebi için halktan oy isteyebilmesi için halkın anayasa için hakemliğine de saygı göstermeli CHP. Kılıçdaroğlu'nun bu konuda kafası anlaşılan hayli karışık. *** Demokratik haklar konusunda önemli bir gafı da "Ergenekon" konusunda yaptı Kılıçdaroğlu. "Ergenekon'un avukatıyım" diyen Baykal'ın yerini fazlasıyla dolduracağı mesajını verdi. Masum insanların içeri atıldığını ifade ederek, "özel yetkili mahkemeleri kaldıracağız" sözü verdi. Bu sırada arkasındaki sinevizyon ekranında Ergenekon sanıklarının tutuklanma görüntüleri ile Ergenekon davasının görüldüğü Silivri Cezaevi gösterildi. Yani konuşma görsel olarak da desteklendi. Maalesef ifade edildiği gibi Türkiye'de "özel yetkili mahkemeler" bulunmuyor. Herhalde "özel yetkili" Ağır Ceza savcılarını kastetti. Yani Ergenekon davalarına bakan, İrtica ile Mücadele Eylem Planı, Balyoz, Kafes... gibi Türkiye'yi sarsan darbe planları ile örgütlü çetelerin davalarına bakan mahkemeleri ve onları soruşturan savcıları kaldıracak. Eee kolay gelsin! "Ergenekon'un kurtarıcısı" ilan edilir herhalde... Umarım zaman darlığından dolayı iyi hazırlanılamamış olmasından kaynaklanan bir "gaf"tır sadece. Kılıçdaroğlu şayet verdiği bu sözün arkasındaysa tartarak, biçerek bu sözleri kullandıysa, halkla kucaklaşma arzusu şimdiden suya düşmüş demektir. Bakalım Kılıçdaroğlu sözlerini tashih edecek mi? ERHAN BAŞYURT - BUGÜN