KILIÇDAROĞLU ‘KAĞITTAN KAPLAN’ MI ÇIKTI ?
Kemal Kılıçdaroğlu; kendi genelbaşkan yardımcısının gündeme getirdiği “
Ergenekon sanıklarını milletvekili yapma” projesine katılmadığını söylemişken, birden bire herkese gol atıverdi.
Durup dururken partisindeki Ergenekon’a karşı meyli olanları bile şaşırtan cümleyi kurdu. Üstelik kimsenin Kılıçdaroğlu’ndan böyle bir beklentisi de yokken.
Bunu niye yaptı ?
Niçin “Ergenekon’a ben de üye olacağım” dedi ?
Oysa Kılıçdaroğlu; Ak Parti’nin Ergenekon ile alaşağı edilemeyeceğini anlayanların, partinin başına onu sandıkta devirmesi için getirdikleri bir ‘kaplan’ değil miydi ?
Kılıçdaroğlu bir
halk kahramanı olarak yolsuzluklara savaş açarak yola çıkmadı mı ?
Evet çıktı.
Ak Parti’li önemli isimlerle yolsuzluk düellosuna girdi. Televizyonda
canlı yayın kapışmalarında
prim yaptı, parlatıldı.
Bir ‘kaplan’ gibi pençelerini çıkardı, önce Ak Partili, sonra kendi partisinden yöneticilere ‘savulun’ dedi.
Şaban Dişli, Dengir
Fırat,
Melih Gökçek düellolarını hatırlayın. Sonra Mehmet Sevigen’in Chp’nin genelbaşkan yardımcılığından
istifa etmek zorunda kalmasını hatırlayın.
Bütün bunlar birer Kılıçdaroğlu hamlesi değil miydi ?
Evet aynen öyleydi.
Parti kapatmayla,
darbeyle, şunla bunla olmayınca; Ak Parti’nin memleketin başından defedilmesi işini Kılıçdaroğlu; B planını uygulayarak yapacaktı.
Vesayete ve darbelere sırtını yaslamış bir zihniyet için, B planı aslında en zor olanıydı ama bundan başka çare de kalmamıştı.
İşte darbecinin B planı olan “sandıkta kazanma” ancak Kılıçdaroğlu ile gerçekleşebilirdi.
Dolayısıyla Kemal Kılıçdaroğlu, Ak Parti’nin devrilmesi için bir umut oldu. Ak Parti’den kurtulmak isteyenler Kılıçdaroğlu’na vuruldular. Onun ‘bidon kafalıların iktidarını’ yıkma ihtimaline bile
aşık oldular.
Kılıçdaroğlu’nu; zoru başarması için partinin başına getirdiler.
Gerçek bir kaplan gibi mücadele etmesi ve iktidarı yıkması için ona bel bağladılar.
Halkla birlikte yola çıkacaktı.
Halkın iktidarını kuracaktı.
Hayalleri gerçekleştirecekti.
Başörtüsü sorununu çözecekti, merdiven altındaki başörtülü kızların derdine derman olacaktı.
Herkesin özgür olduğu bir
Türkiye kuracaktı.
Telefonlar dinlenmeyecekti. Vatandaş ‘kırmızı’ korkusu olmadan özgürce konuşacaktı.
Çocuklar yatağa aç girmeyecekti.
Siyasetçiler havuzlu villada oturmayacaktı.
Her aileye 600 lira
maaş bağlayacaktı.
Yök’ü kaldıracaktı, üniversite harçlarını tarihe gömecekti.
Yağmaya, talana son verecekti,
yoksulluk, yolsuzluk bitecekti.
Haramilerin saltanatını yıkacaktı…
Bütün bunları söyleyen Kılıçdaroğlu’nun bizzat kendisiydi.
Hani senin adın Kemal’di ?
Orduyu bile senden başkası eleştiremezdi.
Hani üreten Türkiye’yi kuracaktın, fabrikaların bacası tütecekti ?
Hani
ucuz kömür dağıtıp havayı kirletmeyecektin ?
Hani kimseye yakmadığı doğalgazın parasını ödetmeyecektin ?
Hani bu ülkede kimse böbreğini satmayacaktı ?
Hani fındığı milli
ürün haline getirecektin ?
Hani herkes ayağa kalkmıştı, kurtuluş savaşını başlatmıştın.
Hani umut halktı…
Söyleyin; bunların hangisi Ergenekon’un umurunda
Allah aşkına ?
Bu iş Ergenekon’un yöntemiyle olsaydı, Ak Parti’ye biçilen ömür zaten 6 aydı.
Ama millet 10’uncu yıla girerken de yola devam etmeyi düşünüyor.
Tek başına iktidarı hedefleyen Kemal Kılıçdaroğlu; ne oldu da aniden Ergenekon’a üye olmaya karar verdi ?
Tam da sandıkta Ak Parti’nin tepesine balyoz gibi inmeye hazırlanırken, Kılıçdaroğlu neden yanlış
Balyoz’u eline aldı ?
Bütün bu vaatlerin altından kalkamayız diye mi düşündü ?
Sandığı gözü mü kesmedi ?
Yoksa; Kılıçdaroğlu da “
kağıttan kaplan” mı çıktı ?
Bu ülkede artık ‘A planı’yla bir yere varılamayacağını anlayan darbe zihniyetinin ‘B planı’ da; Kılıçdaroğlu’nun ‘Ergenekon üyeliği’ ile bir hayal olarak tarihteki yerini almaya mahkum olacak.
[email protected]
twitter.com/aabdulkadiroglu