CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, Hürriyet'ten Ayşe Arman'a
Başbakan Erdoğan'ın en beğendiği özelliğini açıkladı. İşte röportajın ilgili bölümü;
Başbakanın en beğendiğiniz yanları...
Aklına geleni rahatlıkla söylemesi. Dobra dobra bir adam kimliği sergilemesi. Bu algıyı yaratması güzel bir şey...
"ERKEKSEN ÇIK KARŞIMA DEMEMELİYDİM"
“Başbakan daha da hırçınlaşacak” diyorsunuz ama siz de ondan geri kalmıyorsunuz ve şakır şakır
cevap veriyorsunuz. Siz de Başbakan'ın hırçınlaşmasına çanak tutmuş olmuyor musunuz?
Oluyorumdur. Bir-iki yerde de yanlış yaptım, sizi daha önce
itiraf etmiştim zaten, Çağlayan'da, “Erkeksen çık karşıma!” demem hataydı, “Yiğitsen, mertsen çık karşıma” demeliydim.
"EVREN BİLE CESARET EDEMEDİ"
Anayasa değişikliklerinin doğru algılandığını zannetmiyorum. Şeytan ayrıntıda gizlidir. “Evet” diyeceklerin, bu anayasa değişikliğiyle gelecek değişimlerin farkında olmadıklarını düşünüyorum. Haberleri bile yok. Kenan
Evren'in bile elimizden almaya cesaret edemediği bir hakkı, “12
Eylül Anayasa'sını değiştiriyoruz” gerekçesiyle bu
iktidar alıyorsa, ben buna nasıl “
evet” derim?
BAŞBAKAN'IN TİMSAH GÖZYAŞLARI
Siz anayasa değişikliğini, iktidarın yargıyı siyasallaştırma çabası olarak mı görüyorsunuz...
Görmüyorum, öyle! Eğer siz, yargıyı yürütmenin eline verirseniz, yargıyı siyasallaştırırsınız.
Yargıyı siyasallaştırmanın bedelini bu
toplum zaten çok ağır ödedi. Adnan
Menderes, siyasi bir mahkemede yargılandı. Başbakana
timsah gözyaşları döktüren
Deniz Gezmiş, yaşı büyütülerek idam edilen
Erdal Eren bir siyasi mahkemede yargılandı. ‘Adalet mülkün temeli'yse, yani devletin temeliyse, o zaman biz kendi ellerimizle devletin temeline
dinamit yerleştiriyoruz. Yargı, bağımsız, tarafsız olmalı. Yargıç, kanunlara ve kendi vicdanına göre karar vermeli. Ama siz onu siyasallaştırırsanız, tıpkı “Benim memurum” gibi, “Benim yargıcım” dersiniz, o
yargıç adalet arayan yurttaşın hakkını teslim etmez. Çünkü sizin yargıcınızdır, sizden yana çalışır, sizin haklarınızı korur, vatandaşın değil. AKP'nin bu konudaki karnesi kırık.