AK Parti Grup Başkan Vekili Suat Kılıç,
Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ele geçirilen 9 çuval
belgede 2008 tarihli
kaos planının uygulamaya konulduğunun ortaya çıkması ve Değirmendere'deki Yüzbaşılar
Camii'ni
hedef seçen cunta elemanlarının caminin merkezi vaaz sistemi frekansına sızıp cami hoparlöründen Kur'an ve
ilahi yayını yaptıktan sonra ihbarda bulunulmasıyla ilgili değerlendirmede bulundu. Kılıç, "Düzmece senaryolarla
halkı birbirine kırdırmak,
ibadet mahallerini kirletmek, bir cunta yönetimine kapı aralamak isteyenler olduysa bunlar hesabı bağımsız Türk yargısı önünde sonuna kadar verecek." dedi.
Samsun Organize Sanayi Bölgesi'nde sanayici ve iş adamlarıyla bir araya gelen Kılıç,
Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ele geçirilen 9 çuval belgede 2008 tarihli kaos planının uygulaya konulduğunun ortayı çıkmasıyla ilgili soruya şu cevabı verdi: "
Türkiye yeni yetme bir devlet, aşiret ve çadır devleti değildir. Türkiye, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Demokrasilerde hukukun gereği her zeminde yerine getirilecektir. Düzmece senaryolarla halkı birbirine kırdırmak, ibadet mahallerini kirletmek, bir cunta yönetimine kapı aralamak isteyenler olduysa bunlar hesabı bağımsız Türk yargısı önünde sonuna kadar verecektir. Her türlü
darbe senaryosu, cunta planı, demokratik devlet nizamına karşı her türlü girişim ve
ayaklanma çabası, hukuk kurumları tarafından mutlaka yargılanacak, cezalandırma işlemi hukuk tarafından gereği yerine getirilecektir.
Maraş,
Sivas,
Çorum olaylarının, Madımak'ta canların yakılmasının,
Başbağlar katliamının arkasında huzuru bozmak isteyen karanlık güçlerin parmağı vardır. Ortaya çıkan belgeler, bilgiler, dokümanlar, kayıtlar, yargıya intikal etmiştir. Eğer bu belge, bilgi, doküman ve kayıtların, iddia edilen konular ve olaylarla irtibatı içtihat edilirse bağımsız yargı mutlak suretle millete kan ve
gözyaşı döktürmeyi amaçlayan illegal yapıların cezasını
mahkeme salonlarında ortaya koyacaktır.
Yargıya bu konuda güvenimiz tamdır."
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun Samsun
Çarşamba Havaalanı'nda AK Partili bazı milletvekillerinin
Hizbullah ile
işbirliği yaptıklarına dair yargı kararı bulunduğunu ve bunu
Başbakan Erdoğan'ın okuması isteğine Kılıç, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun tarzı, bulanık suda
balık avlama tarzıdır. CHP'ye genel başkan olduğu günden bu yana Türk siyasetine tek kuruşluk katkısı olmamıştır. Kalite ve değer kazandırmamıştır. Sürekli olarak bulanık sudan kendi partisine çıkarlar devşirmek arayışındadır.
Güvenlik birimleri tarafından uyarılmadıkça her siyasetçi siyasi kimliği ile var olan tüm dernekleri ziyaret edebilecektir. Konuyla ilgili eleştirilen milletvekili arkadaşlarımız gereken açıklamaları kamuoyu ile paylaşmışlardır. Bunun ötesinde her hangi bir söz söylemenin gereği yoktur. Görünen şudur. Ana muhalefet partisi
Tunus ve Mısır'da yaşanan halk hareketlerini gösterge olarak kabul etmek suretiyle iktidara sürekli suçlamalarda bulunmaya gayret etmektedir. Hatta parti sözcüleri, halkı
sokaklara inmeye,
eylemler yapmaya davet etmekte, kışkırtmaktadır. Halka
isyan çağrısı yapmaktadır. CHP Genel Başkanı ve yöneticilerine halk rejimi özentisinden vazgeçme çağrısında bulunuyorum. Marksist ideolojilerin yaptığı gibi halkı sokak hareketlerine kışkırtan, eylem yapmaya çağıran, sokakları karıştırmayı ve anarşi yaratmayı hedefleyen söylemleri terk etmelidir." şeklinde konuştu.
Siyasilerin üsluplarına ilişkin de Kılıç şunları söyledi: "Siyasi dile herkesin dikkat etmesi lazım. Bu dile önce suçlamaları yapanların dikkat etmesi lazım. Biz ana muhalefet liderinin ve parti sözcülerinin kullandığı dilden şikayetçiyiz. Bu dili onaylamıyoruz. Cevap verirken aynı dili kullanamıyoruz. Hakaret ederken ölçüsüzlükten kaçınması lazım. Ama bunu yapmadıkları sürece elbette ki AK Parti siyasetinden
cevaplarını bulacaklardır."