Cumhurbaşkanı Sezer'in
Başbakan Erdoğan tarafından Çankaya'ya çıkarılan listeyi onaylamaması, kafaları karıştırdı. Türk
siyaset tarihinde benzerine pek rastlanmayan bu
uygulama, Erdoğan'ın yorumladığı gibi bir
jest mi, yoksa 'Sezervari' bir
tepki mi anlaşılamadı?
Erdoğan
görev süresi dolan Cumhurbaşkanı'nın bunu,
'nazik bir jest' olarak yapmış olduğu yorumunda bulundu. Belki d
e devlet idare etme sorumluluğu, Başbakan'ın böyle konuşmasını gerektiriyordu.
Oysa Başbakan Cumhurbaşkanı'nın bu tavrını, Ecevit'in 2001 yılındaki anayasa fırlatmalı MGK toplantısından sonra yaptığı gibi
"bir devlet krizi" olarak yorumlasa, bedeli
Türkiye için çok ağır olabilirdi. Hele hele borsanın ABD'deki dalgalanmalardan etkilenerek, %8'den fazla değer kaybettiği böyle bir günde.
A.N. Sezer'e gelince...
Cumhurbaşkanlığındaki görev süresi
dolmuş olmasına rağmen hala tam yetkili bir konumdaymışçasına, onlarca atama yapmaya devam ettiği malum. Sezer daha bugün YÖK'e ve Danıştay'a birer üye atadı..
Ancak iş seçmenden yüzde 46,7 gibi tarihi bir oy almış partinin kurduğu
kabinenin onaylanmasına gelince, önüne konulan listenin içeriğine bile bakmadı.
Bu cidden problemli bir davranış biçimi.
Millet kriz değil istikrar,
kavga değil barış istiyoruz dedikçe, Çankaya'dan ilginç hamleler geliyor.
Sezer'in kendisine sunulan kabine listesine göz ucuyla dahi bakmamasını "nezaket" olarak yorumlamak, ancak ülkesinin geleceğini düşünen bir 'Devlet Adamı'nın işi olabilir.
Erdoğan dışında böylesine ciddi bir
halk desteğiyle Çankaya'ya giden herhangi bir başbakan, bu
"bakmam bile" tavrına öyle ağır bir
cevap verirdi ki, milletin iradesine karşı koyan o kişi bir daha
milletin içine çıkamaz hale gelirdi.
Başbakan doğrusunu yapmıştır. Onun olgunluğu sayesinde Türkiye -kısa süreli dahi olsa- bir krizi daha atlatmıştır.
Artık yeni kabineyi yeni
cumhurbaşkanı onaylayacak. Ve bu saygıdeğer millet, pek yakında
büyüklüğüne uygun bir muameleyle idare edilecek.