Ancak,
Ergenekon sanığı
emekli subaylar aksini söylüyor
JİTEM inkarını belgeler yalanladı
Ergenekon
davasına
bakan İstanbul 13.Ağır
Ceza Mahkemesi'nin
sanıklara yönelik suçlamalar kapsamında JİTEM ve faliyetlerine yönelik
Jandarma Genel Komutanlığı'na yönelttiği soruların neredeyse tamamında ‘belge bulunumamıştır'
yanıtını aldı ama ‘belgeler' JİTEM var diyor.
Ergenekon davasına bakan İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi, Jandarma Genel Komutanlığı'na 20.08.2010'da aldığı ara karar gereği JİTEM'i sordu.
Jandarma Genel Komutanlığı'ndan 12
Ekim 2010'da
mahkemeye gönderilen yazıda, Jandarma bünyesinde ‘JİTEM' diye bir yapılanma olmadığı, sorulan yedi subayında hiç bir zaman JİTEM'de görev yapmadığı ve böyle bir askeri grubun varlığına dair bilgi ve belge bulunmadığı' yanıtını verdi.
Ancak Jandarmanın arşivinden çıkan 11
Kasım 1993 tarihli ve ‘gizli' ibareli belgede, JİTEM'in 27
Ağustos 1997 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı
İstihbarat Başkanlığı'na bağlı olarak
Mardin,
Silopi ve Batman'da faaliyet göstermek üzere kurulduğu daha sonra
Siirt ve Şırnak'ında JİTEM kapsamına alındığı kaydediliyor.
JİTEM'İN RESMİ TARİHİ
JİTEM Grup Komutanlığı Teşkilat Şeması'nda ise Kurmay Başkan'a direkt bağlı olarak görev yaptığı gösterilen JİTEM'in Grup Komutanlığı Karargahı ve Birlik Komutanlığı
personel yapısı tek tek sıralanıyor. İstanbul 13. Ağır Ceza'den JİTEM davasının görüldüğü
Diyarbakır'a gönderilen 103 Nolu
delil klasörü, adeta JİTEM'in resmi belgesi niteliği taşıyor. CD içeriğinde JİTEM'in 1987 ile 1990 yıllar arasında yapılan bazı yazışmalarla ilgili bilgiler yer alıyor. Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı'na yazılan yazışmaların birinde “JİTEM Grup Komutanlığında bulunan
silah âdeti ve
seri numaraları ve görevli erbaş ve erlere ait bilgi çizelgesi” başlıklı 2 sayfalık doküman yer alıyor. JİTEM Grup Komutanı J. Yb.
Arif Doğan imzalı belgede, 1989
Mayıs ayına ait haber alma ödeneği ile ilgili para verilen haber alma elemanlarının kod adı verilen miktarı listesi de yer alıyor.
Örtülü ödenek imha tutanağı da bulunamadı!
Ergenekon savcılarının iki yıldır yürüttüğü
örtülü ödenek soruşturması devam ederken, İstanbul 13. Ağır Ceza da örtülü ödeneğin peşine düştü. Mahkeme, 26 Ağustos'ta Jandarma Genel Komutanlığı'ndan yazıyla, yasal olarak tutulmak zorunda olan örtülü ödenek harcamaları belgelerinin “imha
tutanaklarını” istedi. Jandarmanın yanıtı ise “İmha işlemlerinin tutanağı yok” oldu.
ERUYGUR-LEVENT ERSÖZ-ATİLLA UĞUR
Mahkeme, Ergenekon
örgütünün “Üst düzey yöneticisi” olmakla yargılanan emekli
Org.neral Şener
Eruygur'un emriyle yapılan örtülü ödenek harcamalarını mercek altına aldı. Sanık emekli
Tuğgeneral Levent Ersöz ve emekli
Albay Hasan
Atilla Uğur, savunmalarında “Örtülü ödenek harcamaları
Jandarma Genel Komutanı'nın emriyle yapılıyordu. Belgeleri imha ediliyordu. İmha tutanakları var” diye ifade vermişti.
KAYIT VE TUTANAK YOK
Mahkeme, JGK'ya, “Jandarma Genel Komutanlığı
İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından 2003-2004 sonunda tasnif dışı olan belgelere ait imha işlemleriyle ilgili tüm tutanakların gönderilmesi, teslim işlemi yapılmış ise teslim işlemine ilişkin bilgi ve
kayıtların gönderilmesi” için müzekkere yolladı. 6 Ekim'de JGK'dan gelen
cevapta ise “Mevcut kayıtlarda, İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından 2003-2004 yılı sonunda tasnif dışı olan belgelere ait imha işlemleriyle ilgili tutanaklara veya belgelerin teslimine ilişkin herhangi bir bilgiye ve kayda rastlanılmamıştır” dendi.
VAR OLMAYAN ŞİRKETE 600 MİLYAR AKITILMIŞ
Eski Jandarma Genel Komutanı emekli Org.
Şener Eruygur'un, örtülü ödenekten kendisine yakın 5 kişiye 7.5 milyon lira aktardığı iddiasıyla sürdürülen soruşturmada şok bilgilere ulaşılmıştı.
Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu (
BDDK) uzmanlarınca yapılan araştırma sonucu hazırlanan raporda Eruygur'un,
Jandarma Komutanlığı görevinde bulunduğu 2 yıllık dönemde örtülü ödenekten “hiç var olmayan” bir şirkete 600 milyar lira (600 bin lira) ödeme yapıldığı anlatıldı. Raporda, dönemin Jandarma Teknik İstihbarat Daire Başkanı Ergenekon sanığı emekli Albay Uğur'un da annesi adına şirket kurarak TSK'ya iş yaptığı belirlenmişti.
ERUYGUR'UN ŞAHSİ HESABINA
İncelemede Ergenekon sanığı
Ergun Poyraz'ın, Cumhurbaşkanı Gül ve
Başbakan Erdoğan hakkında karalama amaçlı kitaplarının da örtülü ödenekten finanse edildiği belirlenmişti. JGK'nın
banka hesaplarında bulunması gereken örtülü ödenek paralarından, Eruygur'un hesaplarına 13 milyon liralık kaynak aktarıldığı ortaya çıkmıştı. Söz konusu harcamaların 5.5 milyon liralık kısmının belgesinin olduğu belirlendi. Ancak, 7.5 milyon liranın ise “beş kişinin” hesabına aktarıldığı ve bu kişilerin ise parayı nakit olarak çektikleri tespit edildi.
ASTSUBAY'A 1.1 MİLYON LİRA
Eruygur'un dinleme cihazları
ithal eden Rem Mümessillik'in yetkilisi Mehmet Sanibal'ın hesaplarına 5.3 milyon, Jand. Asts. Recep Cömert'in hesaplarına 1.1 milyon, bazı yurtdışı şirketlere çalışan Şükrü Muammer Öner'in hesabına 900 bin, Atilla Uğur'un ortak olduğu şirketin yöneticisi Sedat Kıyak'ın hesabına ise 180 bin lira aktardığı belirlenmişti.
‘Bize sorulan öyle bir kayda rastlanılmadı'
Ergenekon davası sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün “Emirle görüştüm ve kayda aldım” dediği,
Ayışığı ve
Sarıkız darbe planlarına zemin hazırlamak amacıyla dönemin medya patronları ve işadamlarıyla yapılan görüşmelerin kayıtları “sır” oldu. Sanık Ersöz'ün “Ben kayda aldım ve çelik kasaya koydum” dediği görüntüleri isteyen Ergenekon Mahkemesi'ne Jandarma Genel Komutanlığı'nın (JGM) yanıtı “Böyle bir görüntü kaydına rastlanılmadı” oldu. Görüşmelerin bir kısmının “görüntü çözümleri” sanıkların ev adreslerinde bulunmuş ve bu görüşmelerde “darbeler gelinceye kadar”
AK Parti'nin bölünmesi ve medyanın neler yapması konularının ele alındığı ortaya çıkmıştı.
JGK'DAN YİNE AYNI CEVAP GELDİ
İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 21
Eylül 2010'da JGK'ye gönderilen yazıda, 2003-2004 yılları arasında JGM İstahbarat Daire Başkanlığı yapan Ergenekon davası sanığı emekli Tuğgeneral Ersöz'ün “2003'de Teknik Daire Başkanlığı'na teslim ettiğini belirttiği ses ve görüntü kayıtları ile çözüm tutanaklarını bu başkanlığa ait çelik kasada sakladığını söylediği” belirtildi. 13. Ağır Ceza, JGM'den söz konusu çelik kasada bulunan görüntü, ses ve çözüm tutanaklarının dava dosyasına eklenmek üzere mahkemeye göndermesini istedi. JGM tarafından 12 Ekim 2010'de yazılan ve dava dosyasına giren cevabi yazıda,
jandarmada söz konusu belglerin bulunamadığı belirtildi.
Adli Müşavir
Hakim Kd. Albay
Gazi Koçer imzalı yazıda, “Konu ile ilgili Teknik Daire Başkanlığı kayıtlarında yapılan incelemede, ilgi ekinde gönderilen belgelerle ilgili ses, görüntü kaydı veya çözüm tutanaklarına rastlanılmadığını arz ederim” dendiği görüldü.
GÖRÜŞ EMRİ VEREN DE UYGULAYAN DA SANIK
Aynı dönemde Teknik Daire'nin başında Ergenekon sanığı emekli Albay
Hasan Atilla Uğur'un olması dikkat çekti. Görüşmeleri kayda alan ve “Emirle ile istihbarat amaçlı görüşmeler yaptım” diyen dönemin İstihbarat Daire Başkanı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve bu emri veren dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur da Ergenekon davası sanığı olarak yargılanıyor.
O BELGELER HAYATİ ÖNEMDE
Adliye kaynakları, görüşme kayıtlarının, Ayışığı ve Sarıkız darbe planlarının medya ayağının aydınlatılması ve bu görüşmelere katılanların da örgüt üyeleğiyle suçlanabileceğini belirterek hayati önemde olduğuna dikkat çekti.
Ergenekon soruşturması ikinci iddianamesinde, darbeye zemin hazırlamak amacıyla
Aralık 2003'de
Cumhuriyet Çalışma Grubu (CÇG) adıyla yapılanmaya gidildiği, CÇG'nin AK Parti hükümetini devirmek için milletvekili
transferinden medya yayınlarına kadar planlamalar yaptığı, bu planlar kapsamında siyasetçiler, medya patronları ve işadamlarıyla görüşüldüğü ve bu görüşmelerin “görüntülü kayda alındığı” belirtiliyor.
DARBEYE KADAR YAPILACAKLAR
Sanıklarda ele geçen dökümanlarda, görüntülerin bir kısımın yazılı çözümünün yapıldığı belirlenmişti. Levent Ersöz ve Cem U. arasında geçen konuşmalarda, Ersöz'ün Cem U.'ya “Elinizde ki silahları kaybetmeden, grubu riske etmeden, onu kaybetmeden, en yakın zamanda onları darbeleyecek tarzda...” dediği ve “Yani darbeler gelinceye kadar olan dönemde böyle bir milletvekili transfer edip de..” diyen başlayan konuşmasında, Meclis'te grup kurulmasını istediği de iddia edilmişti.
‘Pişmanlık yasasından yararlanabilir'
Birinci Ergenekon davasının
tutuklu sanıkları
avukat Kemal Kerinçsiz ve emekli Tuğgeneral
Veli Küçük, 27 Ağustos'ta görülen 156. duruşmada ifadesi ile soruşturmanın başlamasına neden olan
Tuncay Güney hakkında
yakalama kararı olup olmadığını sordu. NTV'nin haberine göre yanıt, savcı Mehmet Ali Pekgüzel'den geldi.
Savcı, yazılı mütaalasında, “Örgüt hakkında bilgi verdiği, bu şekli ile hakkında pişmanlık yasasından faydalanabileceği ihtimali nedeniyle
Tuncay Güney hakkında yakalama kararı istenilmesi düşünülmemiştir” dedi.