Zirvenin erkler ilkesine aykırı olduğunu savunan
Kanadoğlu, "
Yargı hiçbir şekilde görevli, yetkili ve sorumlu olmadığı bir zeminde yürütme ve yasama ile beraber memleketin sorunlarını konuşma durumunda değildir." dedi.
Antalya'da Uğur Mumcu'yu
anma etkinliklerine katılan Kanadoğlu, program öncesi
Vural Savaş ile
Akdeniz Üniversitesi eski Rektörü ve
CHP Antalya Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mustafa
Akaydın ile bir süre sohbet etti.
Sohbette
Ergenekon meselesi üzerinde konuşulduğu görüldü. Akaydın, sohbet sırasında "11. dalgada da kurtardık da diyorum 12. dalgayı bilemem." şeklinde konuştu. Kanadoğlu ise bu söze karşılık, "Yani aslında bir
soruşturmanın bu duruma düşmesi, soruşturma ve yargı için kötü bir şey." diye karşılık verdi.
Bu sözün üzerine ikiliye
kulak kabartan basın mensuplarının sorularını cevaplayan
Sabih Kanadoğlu, soruşturmaya Ergenekon ya da başka bir lâkap takılmaması gerektiğini savundu. Kendisinin uzun süredir bu tür uyarılar yaptığını bildiren Kanadoğlu, her soruşturmanın ve her davanın bir numarası olduğunu aktardı.
Bu soruşturmayı veya kovuşturmayı belirli bir lâkapla anmanın adil
yargılanma hakkına
tecavüz olduğunu savunan Kanadoğlu, "Aslında böyle bir leke ile sanki kirletmiş hale getirirsiniz
şüpheli ya da sanığı. Onun için bundan mutlak surette vazgeçmemiz lazım. Mahkemenin bu konuda yaptığı uyarı doğrudur ama geç kaldı." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yasama yürütme ve yargı organlarının temsilcilerini bir araya getirdiği zirve sonrası bu konudaki uyarıların arttığı hatırlatılan Kanadoğlu, zirveye tamamen karşı olduğunu dile getirdi.
Zirvenin erkler ilkesine aykırı olduğunu savunan Kanadoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yargı, hiçbir şekilde görevli, yetkili ve sorumlu olmadığı bir zeminde yürütme ve yasama ile beraber memleketin sorunlarını konuşma durumunda değildir. Bu dolaylı olarak yargının egemenliğine yapılmış bir saldırı olur. Onun için ben o zirve toplantısının yerinde olmadığını; yapılmaması gerektiğini söylüyorum.
Hani memleketin sorunları bir sohbet grubunda bir
arkadaş toplantısında olabilir; ama yürütmenin ve yasamanın dahil olduğu bir toplantıda bunlar konuşulamaz. Hele doğrudan doğruya usul yasalarına ilkesel uyma gerektiğini konuşmaya başlarsanız o hiç olmayacak bir iştir. Eğer usul yasalarının dışına çıkan bir durum varsa bunu halledecek olan yine bizzat yargıdır. Yürütme ve yasamanın burada konuşma yetkisi ve hakkı yoktur."
Bu yüzden toplantının yapılmaması gerektiğini düşündüğünü tekrarlayan Kanadoğlu, toplantının başlamak üzere olduğunu söyleyerek kendisini davet eden kişiye ise şu şekilde karşılık verdi: "Valla beni de kurtar buradan."
Cihan